Türkiye’nin Arap atıdır ODTÜ. Ülkedeki herkesin göğsünü kabartır. Eğitimde, bilimsel çalışmalarda öne geçeceksek yüzümüzü önce ODTÜ’ye döneriz. Geçen yüzyılın ortalarında Jean Paul Sartre, Cezayir konusunda Fransa devletini acımasızca eleştirir. Bu eleştirilere neden müdahale etmediği Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’e sorulduğunda, “Sartre Fransa’dır” der. Böyle büyük iltifatın ardından da kendini bilmezlere söyleyecek söz kalmaz. Bugün de Türkiye’de […]
Türkiye’nin Arap atıdır ODTÜ. Ülkedeki herkesin göğsünü kabartır. Eğitimde, bilimsel çalışmalarda öne geçeceksek yüzümüzü önce ODTÜ’ye döneriz.
Geçen yüzyılın ortalarında Jean Paul Sartre, Cezayir konusunda Fransa devletini acımasızca eleştirir. Bu eleştirilere neden müdahale etmediği Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’e sorulduğunda, “Sartre Fransa’dır” der. Böyle büyük iltifatın ardından da kendini bilmezlere söyleyecek söz kalmaz.
Bugün de Türkiye’de ODTÜ’yü lekelemeye, gerçek olmayan haberlerle küçümsemeye çalışıyorlar. Nafile çaba deyip geçemeyiz; bu çabanın önüne dikilmeli ve ODTÜ’ye hak ettiği gibi iltifat etmeliyiz. Çünkü…
ODTÜ Türkiye’dir.
Her yıl dünyanın önde gelen üniversiteleri sıralanır. Gözlerimiz hemen ODTÜ’yü arar. Türkiye’nin Arap atıdır ODTÜ. Sadece bir kesimin değil, ülkedeki herkesin göğsünü kabartır. Eğitimde, bilimsel çalışmalarda öne geçeceksek yüzümüzü önce ODTÜ’ye döneriz. Çünkü…
ODTÜ Türkiye’dir.
Bir tane belediye başkanı çıktı, gece vakti ninjacılık oynadı diye ODTÜ’ye halel gelmez diye düşünmeyin. Meydanı boş bulan, muktedire yaranmak isteyenler hemen sıra sıra dizilirler. Zincirleme abuklama izlemeye başlarız. Onlar ODTÜ’yü aşağıya çekmeye çalışır. Fakat bilmezler ki hep birlikte batarız. Çünkü…
ODTÜ Türkiye’dir.
Ya da birisi çıkar, gazetede ODTÜ’ye parazit der. Kapatılmasını ima eder. Bazıları da onu ve cin fikrini ciddiye alıverir. Oysa aynı yazarın sadece birkaç ay önce ODTÜ’süz Ankara’yı plastik bir şehre benzettiği unutulur. ODTÜ’süz Ankara olmaz. Fakat, asıl Türkiye ODTÜ’den ayrı düşünülemez. Çünkü…
ODTÜ Türkiye’dir.
Türkiye’de devletin belkemiği ODTÜ mezunlarıdır. Bana inanmıyor musunuz? Planlama teşkilatından, dışişlerine Türkiye’deki her kurumun üst kademelerine bakabilirsiniz. İyi çalışan her kurum ODTÜ’lüler ile ışıldar. ODTÜ olmasa, onlar olmaz. Onlar olmazsa da devletin beli bükülür. Çünkü…
ODTÜ Türkiye’dir.
Bizim memlekette yetişmiş ve bugün başarılarına keyiflendiğimiz dünya çapında akademisyenlerimiz var. Bazıları memlekete dönüyorlar. Hemen çarşaf çarşaf haber yapılıyor: Tersine beyin göçü! İşte o akademisyenlerin de önemli bir kısmı ODTÜ’den yetişmiştir. Pek çoğu da yine ODTÜ’ye döner. Çünkü…
ODTÜ Türkiye’dir.
Daha itiraz süreleri dolmadan yerleşkeye baskın yaptınız, ağaçları kaldırdınız. İzinleri, yasal süreçleri geçtim. Ülkenin en önde gelen üniversitelerinden birine nezaketi bile çok gördünüz. Öyleyse bundan sonraki planlarınıza neden güvenelim? Kentsel dönüşüm adı altındaki inşaat, beton, ağaç kıyımı aşkınız sizin olsun. Çılgın olmayan projeyi oldubittiye getirmeye çalışınca, çılgınına gelince kim bilir neler yaparsınız? Üstelik bu kuşku sadece ODTÜ’dekilerin değil, herkesin içine düşer. Çünkü…
ODTÜ Türkiye’dir.
Bu müdahalelerle bitmiyor. Tıpkı medya gibi üniversitelere de aba altından sopa gösteriliyor. Sesini yükseltmeye çalışanlar -ki gittikçe azalıyor onlar- dolaylı yoldan uyarılıyor. Üniversitelerine kadro verilmiyor, tüm hesapları didik didik ediliyor. Bir-iki yürekli üniversiteyi ürkütmek yetiyor zaten. Diğerleri de kendi kendilerine seslerini kısıyorlar. “Otosansür” dedi bir arkadaşım. Olan tam da bu işte. ODTÜ gece baskınıyla, zorbalıkla, kibirle, kural dinlemezlikle sindirilirse ve biz de titreyerek seyredersek, bir gün sıra bize gelir. Çünkü…
ODTÜ Türkiye’dir.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.