Muş E Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutsaklar, baskılara karşı koğuşları ateşe vererek isyan başlattı. 7 Kadın tutsak hastaneye kaldırıldı. İsyan İHD avukatlarının tutsaklarla ve cezaevi idaresi ile yaptığı görüşmenin ardından sona erdi
Muş E Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutsaklar, baskılara karşı koğuşları ateşe vererek isyan başlattı. 7 Kadın tutsak hastaneye kaldırıldı. İsyan İHD avukatlarının tutsaklarla ve cezaevi idaresi ile yaptığı görüşmenin ardından sona erdi
Muş E Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan tutsaklar kitaplarına ve yöresel kıyafetlerine el konulmak istenmesi ve koğuşlarının değiştirilmeye çalışılması üzerine 28 Ekim’de battaniye ve yataklarını ateşe verdi. Erkek gardiyanların kadın tutsaklara saldırması sonucu 9 kadın tutsağın darp edilerek, tacize maruz kaldığı belirtildi.
İsyan üzerine askerler hastanenin içinde ve etrafında etten duvar ördü. İsyan devam ederken, yüzlerce kişi Devlet Hastanesi önünden cezaevine sloganlarla yürüdü.
7 kadın tutsağın kaldırıldığı Muş Devlet Hastanesi önünde bir araya gelen 500’ü aşkın yurttaş, Muş Cezaevi’ne doğru sloganlarla yürüyüşe geçti. Sloganlar eşliğinde cezaevi önüne gelen kitlenin eylemine koğuşlarının pencerelerine çıkan tutsaklar da, alkışlarla katıldı.
İsyanın nedeni baskı ve keyfi uygulamalar
Muş E Tipi Kapalı Cezaevi daha önce PKK ve PAJK’lı tutsakların koğuşlarına kamera yerleştirilmesi ve havalandırma süresini kısaltılması gibi keyfi uygulamalarla gündeme gelmişti. Son olarak geçen günlerde haftalık telefon görüşmelerinde ailelerini arayan tutsaklar, cezaevi idaresi tarafından “örgütsel dokuman oldukları” iddiasıyla kitaplarına, radyolarına ve yöresel kıyafetlerine el konulduğu aktararak, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunmuştu. Konuya ilişkin değerlendirmede bulan TUHAD-DER Muş Şube Başkanı Ömer Özün, keyfi uygulamalara derhal son verilmesi gerektiğini ifade ederek, cezaevi idaresiyle görüştüklerini ancak cezaevi idaresinin uygulamaları çok normal karşıladığını aktardı.
İHD Muş Yöneticisi Avukat Kadir Karaçelik de, uygulamaların hukuki bir dayanağının olmadığını ifade ederek, cezaevi idaresinin tutumunu psikolojik baskı olarak değerlendirdi. Cezaevindeki hak ihlallerinin Guatemala’yı aratmadığını belirten Karaçelik, “Koğuşlara kamera yerleştirilmesine ilişkin iddia son derece tehlikelidir ve özel yaşamın ihlali demektir. Devlet bir nevi siyasi tutsakları bu yöntemlerle psikolojik olarak çürütmeyi hedefliyor” diye konuştu.
Muş E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan PAJK’lı kadın tutsakların ise, doktora götürülmediğini belirten Karaçelik, kadın tutsakların uzman doktorlara sevk edilmediğini söyleyerek, “Revirde pratisyen doktorlar var ve kadın tutsakların rahatsızlıklarını tedavi edemiyorlar. Kadın tutsakların uzman doktora sevk talebi ise her defasında reddediliyor” dedi.
İsyan görüşmelerin ardından sona erdi
Halk cezaevi önünde sabaha kadar nöbet tutarken İHD avukatları da cezaevi yetkilileri ve tutsaklarla görüştü. İHD avukatlarının tutsaklarla ve cezaevi idaresi ile yaptığı görüşmenin ardından sona erdi.
Cezaevinde bulunan erkek ve kadın tutsaklar ile görüştükten sonra açıklamada yapan Av. Mensur Işık, tutsakların kendilerine cezaevinde olağanüstü bir durumun olmadığını söylediklerini sağlık durumlarının iyi olduğunu ifade etti.
Tutsakların isteği üzerine cezaevi önündeki nöbet eylemi de sonlandırıldı.
Kaynak: ANF