Neden 1994 ve 2001 krizlerinde kaybettiğimiz toplam milli geliri hatırlayacağız da 2009’daki kaybın daha fazla olduğunu unutacağız? Ortaokul ve liseyi yatılı okurken özellikle ilk birkaç yıl kimi etüt hocalarından ve de müdür muavininden az dayak yememiştim. Bazen top oynarken okulun bir camı kırılırdı, bazen harçlığımın emanet edildiği rahmetli halamı cumartesi günü evinde bulamazdım ve dolayısıyla […]
Ortaokul ve liseyi yatılı okurken özellikle ilk birkaç yıl kimi etüt hocalarından ve de müdür muavininden az dayak yememiştim. Bazen top oynarken okulun bir camı kırılırdı, bazen harçlığımın emanet edildiği rahmetli halamı cumartesi günü evinde bulamazdım ve dolayısıyla saçımı kestiremezdim. Türkçe öğretmenimizin “Okuyun ha” diye verdiği romanları, akşam etütlerinde sıranın gözünde gizlice okumaya çalışırken, sıranın üzerinde açık olan ders kitaplarına kanmayan etüt hocalarından “Neden ders çalışmayıp roman okuyorsun; adam olmayacaksın” faslından bolca tokat yemişliğim de az değildir hani.
Aman şimdi babamla annem okuyup üzülmesinler; ne kadar ‘adam oldum’ tartışma götürür elbette ama hiç olmazsa işte bir köşede yazıyorum; okuyan falan da var, ders veriyorum; kimi öyle görünse de dinleyen öğrenciler de var. O yatılı okuldaki eğitimin sayesinde… Bir de arada sırada buluşup o günleri gülümseyerek andığım arkadaşlarım var. Valla, sadece işin gırgır tarafını hatırlıyoruz. Genellikle böyle mi olur, kötü sayılabilecek anılar hafızanın gerilerine itilip güzel şeyler mi ön plana çıkarılır?
Bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var. Ya bu toplumun tüm bireylerinin hep bu şekilde davrandıklarını varsayıyor değerli büyüklerimiz ya da çok zayıf hafızalı olduğumuzu düşünüyorlar. Mesela bize beş gram demokrasi bahşettiklerini açıklarken, merak etmeyin sonra birkaç gram daha vereceğiz derken, şimdi rahmetli olmuş bazı liderlerin nasıl da demokrat olduklarından dem vurabiliyorlar. Sayılan liderler arasında, yasaklı siyasilerin yasaklarının kalkması referandumuna ‘kalkmasın’ oyu verilmesi için kampanya yapan liderin de olduğunu unutmamızı bekliyorlar. Belki de o liderin sadece olumlu icraatlarını hatırlamamızı istiyorlar.
Bazen de tersini bekliyorlar sanki bizlerden. Mesela ekonomimizin nasıl da başarıdan başarıya koştuğunu, nasıl da büyüme rekorları kırdığımızı bizlere sağ olsunlar anlatırlarken, son yılları unutup geçmişi hatırlamamızı istiyorlar gibi bir halleri var. 2003-2007 arasında yüzde 6,9 oranında büyüdüğümüzü, bunun 1990-2002 arasında gerçekleşen büyümenin iki katı olduğunu bilmemizi istiyorlar. Neden ısrar ediyorlar ki, biliyoruz zaten. Ama 2008-2013 arasındaki büyüme oranımızın 1990-2002 dönemindekinin altında kaldığını unutmamızı nasıl bekliyorlar? Ya da ne bileyim, neden 1994 ve 2001 krizlerinde kaybettiğimiz toplam milli geliri hatırlayacağız da 2009’daki kaybın daha fazla olduğunu unutacağız? Kafamız karışıyor: Neyi hatırlayıp neyi hatırlamayacağız? Lütfen…
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.