Türkiye’nin sedir ormanlarına ilişkin bir rapor hazırlayan Prof. Dr. M. Doğan Kantarcı, özellikle Akdeniz Havzasındaki ısınma ve kuraklaşma sürecine bağlı kar yağışlarının azalmasının sedir ormanlarını olumsuz etkilediğine dikkat çekerek “Sedir ormanlarımızda günlük kazançlar için açılan taş ocakları ile dere tipi hidroelektrik santral (HES) yapma girişimleri binlerce yılda oluşmuş doğal ekosistem dengelerini bozmaktadır. Tahrip edilen sedir ormanlarını […]
Türkiye’nin sedir ormanlarına ilişkin bir rapor hazırlayan Prof. Dr. M. Doğan Kantarcı, özellikle Akdeniz Havzasındaki ısınma ve kuraklaşma sürecine bağlı kar yağışlarının azalmasının sedir ormanlarını olumsuz etkilediğine dikkat çekerek “Sedir ormanlarımızda günlük kazançlar için açılan taş ocakları ile dere tipi hidroelektrik santral (HES) yapma girişimleri binlerce yılda oluşmuş doğal ekosistem dengelerini bozmaktadır. Tahrip edilen sedir ormanlarını tekrar yetiştirmek için taştan elde edilen gelirin çok daha fazlasını harcamak gerekir” görüşünü savundu.
‘SEDİR ORMANLARI EKOLOJİK DENGE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ’
“Türkiye’deki Sedir Ormanlarının Yapısı ve Ekolojik Özellikleri” başlıklı bir rapor hazırlayan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Doğan Kantarcı, Türkiye’deki Sedir (Cedrus libani) ormanlarının yayılış alanı, yapısı, ağaç serveti ve doğal ekolojik dengeye etkileri bakımından çok önemli olduğuna işaret etti. Atlas Dağları (Fas-Cezayir), Lübnan’da (Küçük bir meşcere), Kıbrıs Adası ve Himalaya Dağları’nın kuzeybatı bölümünde doğal olarak yayılan sedir ormanları bulunduğunu belirten Kantarcı, Güney Fransa’da yaygın sedir ağaçlandırmaları ile sedir ormanları yetiştirildiğine değindi.
EN YAYGIN SEDİR ORMANLARI TÜRKİYE’DE
Türkiye’nin sedir ormanlarının en yaygın olduğu ülke olduğunun altını çizen Kantarcı, son 50 yıl boyunca yapılan ağaçlandırmalar ve gençleştirme çalışmaları ile sedir ormanlarının alanının genişletildiğine işaret etti. Türkiye’deki sedir ormanı varlığının 2006 yılı verilerine göre 402 bin 288 hektar olarak verildiğini kaydeden Kantarcı, aynı yıl verilen bir başka rakamda ise sedir ormanı varlığının 417 bin 188,5 hektar olduğunu belirterek “aradaki fark 14 bin 905 hektar olup, Elmalı Orman İşletmesi kadardır. Bu rakama ulaşılabilmesi için her yıl 8 bin hektar alanın ağaçlandırılmış ve gençleştirilmiş olması gerekir. Muhtemelen sedir yayılış alanındaki açık arazi de sedir ormanı varlığımız olarak hesaba katılmış olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
SEDİR TOHUMLARI KAR ÜSTÜNDE ÇİMLENİYOR
Sedir ormanlarımızın yayıldığı Akdeniz bölgesindeki yüksek dağlık arazinin çok farklı bölgesel, yöresel ve yerel yetişme ortamı özelliklerini kapsadığı bilgisini veren Kantarcı, Sedir ormanlarının bu nedenle farklı beslenme ve büyüme ilişkileri gösterdiğini belirterek, raporunda şu ifadelere yer verdi: “Akdeniz Bölgesindeki sedir ormanları deniz etkisinin alındığı 1200 ila 2000 metre yükseklikteki dağlık arazide çatlaklı (karstlaşmış) yapıdaki kireç taşları ve bunlardan oluşmuş süzek topraklarda yayılmıştır. Göller Bölgesindeki sedir ormanlarının yayılışı da göllerin üzerinden gelen nem etkisini alan dağlık arazidedir. Sedir tohumundaki çimlenme engeli kar üstüne dökülerek aşılabilmektedir. Bu sebeple sedir ormanlarının doğal yayılış alanları ile kar örtüsü arasında önemli bir ilişki vardır.”
SEDİRLER BİNLERCE YIL YAŞIYOR
Elmalı Çığlıkara-Dokuzgöl sedir ormanlarının güneydoğusunda yer alan Bölük Katran tabiat ormanında genç ağaç sayısının az olduğuna değinen Kantarcı, alanda bulunan ağaçların yaşlarının 800-1000 arasında olduğunun tahmin edildiğini belirtirken, Kumluca Alakır Havzasında bulunan Dibek Ormanındaki Ambar Katran’ın yaşının ise 2000’in üstünde olduğunu kaydetti.
HES’LER VE TAŞ OCAKLARI SEDİRLERE ZARAR VERİYOR
Sedir ağacının hava kirliliğine karşı çok hassas türler arasında olduğuna değinen Kantarcı, özellikle SO2 (kükürtdioksit) gazının sedir ağacının ibrelerindeki klorofilli hücrelerini tahrip ettiğini belirttiği raporunda, son yıllarda Türkiye’nin sedir ormanlarında ve potansiyel yayılış alanında açılan taş ocakları ile dere tipi hidroelektrik santrallerin (HES) binlerce yıldan beri oluşmuş sedir ekosistemlerinin doğal dengesine büyük ölçüde zarar verdiğine dikkat çekti.
TAŞIN GELİRİ SEDİR ORMANI YETİŞTİRMEYE YETMEZ
Özellikle kireçtaşı arazisinde yapılan tahribat ile son yıllarda Akdeniz Havzası’nın ısınmasından kaynaklanan ve sıklaşan sağanak yağışların bir araya gelmesiyle sel oluşumları ve göçük olaylarının zarar vermeye başladığına işaret eden Kantarcı, “sarp dağlık arazideki ormanların tahribi aşağıdaki çok verimli tarım alanlarının da sellerden zarar görmesine ve yetiştirilen ürünlerin yok olmasına sebep olmaktadır. Akdeniz Bölgesinde tarım yapan halkımızın varlığı ve bu tarım ürünlerinden beslenmenin devamlılığı dağlık arazideki ormanlarımızın korunmasına ve geliştirilmesine önemle bağlıdır. Sedir ekosistemleri binlerce yılda oluşmuşlardır. Günümüzde kısa süreli kazançlar için tahrip edilmemeleri gerekir. Çatlaklı bir kireçtaşı arazisi olan Toros Dağlarında taş ocakları vb girişimlerle tahrip edilen sedir ormanlarını tekrar yetiştirmek için taştan elde edilen gelirin çok daha fazlasını harcamak gerekir” görüşünü savundu.
Ambarkatran, fotoğraf doğan kantarcı
Çığlıkara Patlangıç mevkii mermer ocağı
Çığlıkara sedir araştırma ormanı
Çığlıkara sedir araştırma ormanı… Çığlıkara sedir araştırma ormanı anıtsal nitelikte sedir ağaçlarını barındırıyor
Çığlıkara sedir araştırma ormanı detay
Çığlıkara sedir araştırma ormanı elmalı, antalya
İş makineleri ve dev kamyonar sedirlerin arasında çalışıyor
Prof. Dr. M. Doğan Kantarcı
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.