AKP hükümeti başa geldiği günden bugüne yapageldiğini yeniden yaptı. “Demokrasi, pek yakında!” reklamlarının ardından arpa boyu yol almayan bir “demokrasi” hamlesi daha gerçekleştirdi. AKP’nin yeni demokrasi paketi de tıpkı daha önceki Kürt açılımı, Alevi açılımı gibi şimdiden tarihin çöplüğündeki yerini almış durumda. On yıllardır silahlı isyanla kaderini belirlemek için mücadele sürdüren Kürt halkının başarı ve […]
AKP hükümeti başa geldiği günden bugüne yapageldiğini yeniden yaptı. “Demokrasi, pek yakında!” reklamlarının ardından arpa boyu yol almayan bir “demokrasi” hamlesi daha gerçekleştirdi. AKP’nin yeni demokrasi paketi de tıpkı daha önceki Kürt açılımı, Alevi açılımı gibi şimdiden tarihin çöplüğündeki yerini almış durumda.
On yıllardır silahlı isyanla kaderini belirlemek için mücadele sürdüren Kürt halkının başarı ve kazanımları, Bugün AKP’yi hiçte gündeminde olmadığı halde “çözüm ve müzakere” sürecinin bir muhatabı haline getirdi. AKP her zamanki oyalama ve gözbağcılığıyla seçim dönemlerini atlatıp geleceği kazanmada manivela olarak gördüğü “demokrasi- Kürt sorununun çözümü” konusunda yığınları yine oyalama peşinde. Büyük vaveyla ile açıklanan demokrasi paketi bu oyalamanın son örneğini teşkil ediyor.
Mayasında demokrasinin zerresi olmadığı halde dilinden düşürmediği “ileri demokrasi” teziyle Kürtlerin uzun süredir fiilen kullandıkları hakları onlara bahşediyormuş gibi yapıp, bir yandan da “devamı gelecek” türlü açıklamalarla oyalama taktiğini sürdüren AKP’nin demokratikleşme paketi BDP sözcülerinin açıkladığı gibi tümüyle seçimlere dönük bir yatırımdan başka bir şey değil.
Seçim barajının kaldırılması, eşit temsil hakkı ve yerel parlamentoların sağlanması, yerel yönetim özerkliği gibi en temel konularda pakette hiç bir iyileştirme olmadığı gibi, seçim sistemine dair tartışmaya açılan önerilerde tümüyle belirsizliğini koruyor. “Seçim sistemini tartıştırıyoruz” diye ortaya sunulan seçenekler her biri birbirinden tehlikeli tuzaklar ve AKP lehine imkanlarla dolu.
Ana dilde eğitim konusunda varlıklı olanların zaten sahip oldukları ve faydalanabildikleri hakları bir lütuf gibi sunması, fiilen uygulamada olan ama mevzuatı belirsiz bırakarak kararı yine otoritenin iki dudağı arasına sıkıştıran yaklaşımı koruması, ana dil konusunda da AKP’nin adım atmayacağını bir kez daha kanıtlıyor.
Cezaevlerindeki binlerce Kürt tutsağın lehine bir düzenlemenin de pakette yer almaması, AKP’nin çözüm sürecine nasıl yaklaştığını göstermesi bakımından da manidardır. Çözüm sürecini “silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesi ya da silahların susması” diye anlayan, bu konuda devletin temel yaklaşımlarını koruyan ve hiç bir adım atmayarak sorunu zamana yayarak “bu sorundan” kurtulacağını sanan AKP tam anlamıyla “cambaza bak” kurnazlığı içindedir.
Pakette açıklanan kimi iyileştirmelerin zaten yıllardır neden uygulamada olduğu tartışmalıdır. Heybeliada Ruhban okulunun eğitime açılmaması, Alevilerin haklarının teslim edilmemesi paketin ne denli güdük kaldığına ilişkin temel örneklerdir.
Büyük demokrasi paketinden Aleviler için çıka çıka Nevşehir Üniversitesinin isminin “Hacı Bektaşı Veli Üniversitesi” olarak değiştirilmesi çıkmıştır. Akıllarına Hacı Bektaşı Veli Dergahı’nın sahiplerine bırakılması dahi gelmemiştir. Pervasızlığın bu kadarına da pes doğrusu!
AKP’nin pakette açıkladıkları ve kimi iyileştirmeler diye yutturulmaya çalışılanlar, başta Kürt halkı olmak üzere ezilen ve yok sayılanların yıllardır sürdürdükleri kararlı mücadelenin sonucudur. Daha fazla demokrasiye yine bu yoldan gidileceğini bütün halklardan ezilenler ve emekçiler kendi deneylerinden çıkardıkları derslerle gayet iyi bilmektedirler.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Merkez Yürütme Kurulu
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.