Abdullah Cömert’in gaz fişeği sonucu yaşamını yitirdiği kesinleşti. Raporlarda kitleye gaz bombalarıyla saldıran polislerin sanık değil, tanık sıfatıyla dinlendiği de ortaya çıktı
Antakya’da polis saldırısı sırasında katledilen Abdullah Cömert’in gaz fişeği çarpması sonucu yaşamını yitirdiği Adli Tıp Kurumu raporlarıyla da kesinleşti. Raporlarda kitleye gaz bombalarıyla saldıran polislerin sanık değil, tanık sıfatıyla dinlendiği de ortaya çıktı
Antakya’daki Gezi eylemleri sırasında 3 Haziran günü hayatını kaybeden Abdullah Cömert’in gaz fişeğinin başına çarpması sonucu öldüğü Adli Tıp Kurumu raporuyla kesinleşti. Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, jandarma tarafından hazırlanan rapora atıfta bulunan Adli Tıp Kurumu, “Cömert’in ölümünün gaz fişeğinin kafaya isabet etmesi sonucu oluşan kafatası kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydan gelmiş olduğu” ifadelerini kullandı.
Gaz fişeği ile ölüm raporlarla kesinleşti
Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi, otopsi raporunda şunları dile getirdi: ” Alnının ortasında 4×5 santimetrelik, alın sağ kaş üstünde 2,5×1,5 ve 1×5, 1 santimetrelik iki ekimoz, sağ kaş dış yanda 4×1,5 santimetrelik sürtünme tarzı sıyrıklı ekimoz, bunun kökünde 1×1 santimlik, alt kısmında yanık ile uyumlu görünümü bulunan ateşli silahla oluşması muhtemel sıyrık, kafatasının sağ tarafında dışa bakan yarım ay şeklinde kemiğe kadar ulaşan 4 santimetrelik yırtık, yarım ayın ortasına düşen bölümde 1,5 santimetrelik yüzeysel sıyrık görüldü. Vücudun başka bir yerinde herhangi bir benzeri yara görülmedi.”
Raporda ayrıca Jandarma Genel Komutanlığı raporuna da yer verildi. Dosyadaki gaz fişeğini inceleyen komutanlık raporunda “Toplam ağırlığının 150 gram, uzunluğunun 115.5 m, çapının 30 milimetre, ilk hızının 75 metre/saniye, yanma süresinin 20 saniye, azami menzilinin 90/150 metre, gecikme zamanının 2 saniye, yayılma zamanının 20 saniye şeklinde olduğu dikkate alındığında kişinin ölümü gaz fişeğinin kafaya isabet etmesi sonucu oluşan kafatası kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Adli Tıp Kurumu da bu rapor ışığında, “Kişinin kafasına gelen gaz fişeği çarpması sonucu yaralanması ile ölümü arasında illiyet bağı bulunmuştur” saptamasında bulundu.
Polis sanık değil tanık
Raporda tanık ifadelerine yer verilmesiyle birlikte Cömert’in vurulduğu noktada görev yapan polisin şüpheli değil, tanık sıfatıyla dinlendiği de ortaya çıktı.
Hatay Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli polis Hacı Ali Demir, o gün zırhlı araçta TEM Şubesi’nden iki polisle birlikte görev yaptığını söyledi. Birlikte görev yaptığı polislerin adlarını bilmediğini iddia eden ve kendisini “gaz kursu aldım, tecrübeliyim” diye tanımlayan Demir, Cömert’in nerede ve kimler tarafından yaralandığını bilmediğini kaydetti. Demir, sokak başlarında toplanıp taş atılması üzerine kontrollü ve grubun arka tarafında gelecek şekilde gaz kullandıklarını öne sürdü.
Aynı birimde görevli Ahmet Kuş da yakın mesafeden şortlandın mazgalından “elle”, uzun mesafede bulunanlara ise 45 derecelik açıyla gaz bombası attıkları iddiasında bulundu.
‘Abdullah’ın elinde hiçbir şey yoktu’
Raporda tanık sıfatıyla dinlenen Sedat Şener de Cömert’in kendisine yakın mesafede gaz bombasıyla vurulduğunu dile getirdi. Şener şöyle konuştu: “Olay esnasında Yıldız ve Uzunyol sokaklarının birleşme yerindeydim. Polis ekipleri tarafından gaz atılıyordu. Gaz bombası Cömert’in kafasının yanına isabet etti. Yere düştü. Kafasının her yerinden kan akıyordu.”
Olayı balkondan izlediğini söyleyen Muhteşem Portakal da “Abdullah’ın sol baş tarafına doğru gaz bombası çarptığını, şahsın ‘Yandım’ diye bağırarak yere düştüğünü gördüm. Abdullah’ın elinde hiçbir şey yoktu” dedi.
Sendika.Org