Petrol- İş, Standard Profil’in Düzce’deki işyerinde örgütlenmesini tamamlayıp, toplu sözleşme sürecinin başladığı aşamada, aynı unvanla Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde de örgütlenmeye başladı.
Petrol- İş Sendikası, Standard Profil adlı firmanın Düzce’deki işyerinde örgütlenmesini tamamlayıp, toplu sözleşme sürecinin başladığı aşamada, aynı unvanla Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde de bulunan fabrikasında da örgütlenmeye başladı.
İşyerindeki sendikal faaliyetten haberi olan Standard Profil yönetimi, Düzce’nin ardından Manisa’daki fabrikasında da sendikanın örgütlenmesini durdurmak, işçileri sendika üyeliğinden vazgeçirmek için bildik yöntemlerini kullanmaya başladı. Tehdit etti, taciz etti, istifaya zorladı, baskı ve mobbing uyguladı. Nihayetinde, Düzce’de belli bir aşamaya gelen işçi-işveren ilişkisinden Manisa’da nasiplerini alamayan, arkadaşlarının üçer beşer işten atılmasına, yönetimin baskılarına isyan eden, toplu işten çıkarılmalara başlanacağının duyumunu alan işçiler, sendika ile yönetimi aynı masaya oturtmak için 13 Mayıs tarihinde mesai bitiminde işyerini terk etmeme eylemi yaptılar. Üç saate yakın fabrikada kalan işçiler polisin işyerine gelmesi ile eylemlerine son verdiler. Eylemin ardından 100’e yakın işçi sendikaya üye oldukları ve sendikal faaliyette bulundukları için işten atıldı. Bugüne kadar işten atılan sendikalı işçi sayısı 300’ü aşmış durumda.
Ana sermayesini aldığı fonlarla oluşan Standard Profil, 2011 yılında Bursa’daki fabrikasını kapatarak, Manisa’da faaliyet göstermeye başladı. 1.600 işçinin çalıştığı işyerinde 450’yi aşkın kadın çalışıyor.
İşten atılan işçilerin arasında 100 kadar sendikalı kadın işçi var. İşten atılan tüm kadınlar, toplumsal baskılar nedeniyle direnişe katılamasa da, direnişe devam eden, her günleri bir öncekinden zorlu geçen kadınlar mücadele sürecinde öğrenmeye ve özgürleşmeye devam ediyor. Yıllarca ev- iş döngüsünde hizmet etmek/ koşuşturmak, çocuk bakmakla geçiren kadınlar, 100 gündür, kendilerine reva görülen çalışma koşullarına karşı mücadele ediyorlar. Dün olduğu gibi, bugünde toplumun kendilerine biçtiği analık eşlik durumlarından taviz vermeden yaptıkları işe, birde sıcak mücadele eklenmiş durumda.
Bu işyerinde Kreş var!
Fabrikanın bölgede çalışmaya başladığı dönemde çevreye yayılan asılsız söylemler, pek çok kadının bu fabrikada iş almak için başvurmasına neden olmuş.
İşçilerden Neval Kızıl anlatıyor:
Üç vardiya olmasından dolayı buraya girmiştim. Şartların iyi olduğu performans zammı olduğu söylendi. İleride kreş açacağız, hiçbir şeyden mahrum kalmayacaksınız denildi. Kreş açılacak diye ben, ikinci çocuğu düşünüyordum. Çalışmayı da düşünüyorum emekli olabilmek için bir beş sene daha çalışmam lazım. Ama beklentilerimiz çıkmadı.
Ayşen Tufan:
İlk girdiğimizde 1100, 1200 TL , dört ayda performans zammı altı ayda prim maaşınız bir buçuk iki yılda çok yüksek maaş dediler. Kreş olacak dendi. Cazip geldi ama işe girince hiç de öyle olmadığını gördük. Daha sonra da 2012 girişlilere vaat edilenlerin hiçbiri verilmeyecek dediler. Ben de 2012’de girmiştim.
İş ile eviçi rolleri arasında sıkışan kadın işçiler kreş sözü verilen işyerinde çalışmak için bir hevesle işe gelmişler.
Ayşe Tufan bu sıkışmışlığı şöyle ifade ediyor:
11 aylık elemandım burada. İlk iş deneyimim değildi benim Standard Profil. Daha önce beş yıl kadar Vestel’de çalıştım. Evliyim iki küçük kız çocuğum var biri dört buçuk yaşında, diğeri yirmi iki aylık. Çocuklara Akhisar’da kayın validem bakıyor. Eşim şu anda tatile çıktığı için çocukları yanımıza aldık. Aramızda büyük bir kopukluk var. Sanki başka birinin çocukları gibi. Sanki komşunun çocuğunu getirmişiz eve koymuşuz gibi. Tuhaflık oldu, suçluluk hissediyorum. İki haftada bir gidiyorduk çocukların yanına dışarı çıktık bu maddi açıdan zorluyor bizi.
Kreş açma vaadi, asgari ücretin üzerinde ücret, 3 vardiya sitemi kadın işçilere, daha rahat bir işyeri imajı yaratırken, işe başladıktan sonra yapılan vaatlerin hiç birinin yerine getirilmediğini gördüler. Hani vaatler şöyle dursun, insan onuruna yakışmayan muamelelere maruz kaldılar. Tuvaletlere gitmek, işçiler arasında ayrımcılık, fazla mesaiye zorlama, zorunlu hallerde dahi izin alamama, performans baskısı ile karşı karşıya kaldılar. Makul sınırları hayli aşan performans sayılarına ulaşamayan işçiler aşağılamalara ve hakarete maruz kaldılar.
Çapak temizliğinden her işi yapmaya
Araba camları için sızdırmazlık profilleri üretilen işyerinde kadın işçiler çapak temizleme işi yapıyor. En az lise mezunu işçilerin alındığı işyerinde işe başlayanlar, günlük 20 TL’ye 6 hafta süren bir eğitimden sonra, asgari ücretle işe başlatılıyor.
Çapak temizlemek için işe alınan kadınlar bir süre sonra diğer işleri de yapmaya başlıyor. Ayşe’nin ifadesiyle; normalde kadınların yaptığı iş çapakçılık. Yani malzemeyi temizleme. Fakat gelenlerin özellikle de erkeklerin işte çok durmamasından dolayı kadınların daha çalışkan olmasından dolayı kadınlar her işi yapıyorlar. Preste da kadın var, finisyon da da var, erkeklerin yaptığı tüm işler de kadınlar da var.
Kadınlar, Standard Profilde çalışırken hem kadınlıklarından, hem işçi olmalarından kaynaklanan sıkıntıların çözümü ve insan onuruna yakışır bir iş için sendikaya üye olduktan sonra üzerindeki baskılar giderek arttı ama en zorlu süreç onlar için kapıya çıktıktan sonra başladı. Yönetimin direnişi kırmak için, kadın işçilerin ailelerine ve eşlerine ulaşarak ve onların aracılığıyla, dirençlerini kırmaya çalışması bu sürecin en zorlu dönemeçlerinden bir oldu. Ayşen Tufan; ben tehdit telefonları aldım, yığınla taciz telefonu aldım, şurada olduğum için. Eşim benim sessiz sakin biridir, onunla aramı bozmaya çalıştılar. Gecenin bir yarısında arayıp iğrenç iğrenç mesajlar yolladılar.
Direnişin 100. günü nedeni ile görüştüğüm Petrol-iş Sendikası Manisa Örgütlenme Sorumlusu Cemal Topçu, işveren sendika ve işçi düşmanlığını sendika üyesi hamile işçileri işten atarak devam ediyor. Birkaç gün önce 7 aylık hamile ve iki gün öncede 5 aylık hamile üyelerinin işten atıldığını, söyledi. Topçu ayrıca, işyerinde çalışan kadın işçi sayısında her geçen gün arttığını, yönetimin işten atılan erkek işçilerin yerine kadın işçileri tercih ettiğini kadın işçilerle diğer işçileri karşı karşıya getirdiğini, belirtti.
Nice 100. günlere demeden
Her zorluğa rağmen Standard Profil işçilerinin sendikal mücadelesi geçtiğimiz günlerde 100 günü geride bıraktı. İlk günlerin belirsizliği bazen yerini umutsuzluğa, karamsarlığa, bazen coşkuya, umuda bıraksa da işçiler hak mücadelesi vermenin özellikle kadın olunca ne zorlu bir iş olduğunu yaşayarak öğreniyorlar.
100 gündür, uğradıkları haksızlığı sona erdirmek, sendikalı bir şeklide çalışmak için anayasanın kendilerine verdiği bir hakkı kullanmak için daha kaç yüz günü devirmeleri gerekeceğini kestiremeden sendikaları ile birlikte mücadeleye devam diyorlar. Direnişlerinin 100. günü geride bırakan kadın işçilerin haklı mücadelelerini destekliyor, en kısa sürede sendikal haklarına kavuşmuş şekilde işbaşına dönmelerini diliyorum.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.