AKP her geçen gün bataklığa saplanıyor. Gezi Parkı direnişi ile başlayan protestolar ülke çapında AKP faşizmine karşı halk isyanına dönüşmüştür. Bu isyanı ne AKP’nin direnişi bölmeye, zayıflatmaya dönük taktikleri engelleyebildi ne de polislerin azgınca saldırıları. Tüm kentlerde yüzbinler AKP’ye karşı sokakları terk etmemektedir. 20. gününe giren halkın isyanı, 11 Haziran günü Taksim’e yapılan sert müdahale […]
AKP her geçen gün bataklığa saplanıyor. Gezi Parkı direnişi ile başlayan protestolar ülke çapında AKP faşizmine karşı halk isyanına dönüşmüştür. Bu isyanı ne AKP’nin direnişi bölmeye, zayıflatmaya dönük taktikleri engelleyebildi ne de polislerin azgınca saldırıları. Tüm kentlerde yüzbinler AKP’ye karşı sokakları terk etmemektedir. 20. gününe giren halkın isyanı, 11 Haziran günü Taksim’e yapılan sert müdahale karşısında gösterilen direniş ve 15 Haziran’da Gezi Parkı’na yapılan saldırı sonrasından gelişen militan kitle direnişleri ile önemli bir süreçten geçiyor.
Artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı ortadadır. Ne sokakları dolduran kitleler kolay kolay geri çekilecek ne de tüm baskı aygıtlarını devreye sokan AKP iktidarı faşizan politkalarından vazgeçecek. Aksine, AKP neoliberal gerici ve baskıcı yıkım politikalarına karşı gelişen halk hareketini ezmek için daha fazla azgınlaşacaktır. Eylemler karşısındaki polis şiddetini artıran AKP iktidarı bu süreçte çeşitli ayak oyunlarına başvurmuş fakat başarılı olamamıştır. ‘Çakma temsilciler’ ve ‘yandaş sanatçılar’ ile görüşen ve ‘iyi niyetli çevreciler’ ve ‘marjinal gruplar’ ayrımını propaganda eden AKP iktidarı direnişin zayıflatılması ve bölünmesi hedefinde başarısızlığa mahkum olmuştur. Yaklaşık üç haftadır süren sokak eylemlerini engelleyemeyen AKP iktidarı çareyi sınırsız polis şiddetine başvurmakta bulmuştur. Halkın direnişine yapılan saldırıların emrini ise bizzat Tayyip Erdoğan vermektedir. Ankara ve İstanbul’da mitingler düzenleyen Tayyip Erdoğan bu mitinglerde direniş karşısındaki tüm kinini kusmuş, günlerdir tüm ülkede neredeyse bütün eylemlere saldıran ve 3 kişiyi katleden polislere sahip çıkmış ve yeni saldırılara işaret etmiştir. Öte yandan, Tayyip Erdoğan’ın eylemleri hedef alan söylemlerinden güç alan sivil faşistler halka saldırmaya başlamıştır. Bu saldırılar özelllikle Taksim’de sivil polislerle birlikte eli satırlı sopalı faşislerin ortak hareket etmesi şeklinde yaşanmıştır. İktidarı karşısında halkın dinmeyen öfkesini ve sokakları ısrarla terk etmeyişini gören ve şaşkına dönen Tayyip Erdoğan yeni saldırı hamlesini başlatmıştır.
Ancak Tayyip Erdoğan, 15-16 Haziran’da ve halen sürmekte olan kitlesel direnişler ile boyunun ölçüsünü almıştır. Onbinlerce insan Taksim’e çıkmak için İstanbul’un dört bir yanında her sokağı, caddeyi direniş alanına çevirmiştir. AKP’nin eylemlere bu denli azgınca saldırısının temelinde iktidarını kaybetme korkusu bulunuyor. Direnişin başlangıcından itibaren ‘Hükümet istifa’ sloganının simge haline dönüşmüştür ve canlılığını korumaktadır.
AKP faşizmine karşı direniş son eylemler ile doruğuna çıkmış durumdadır. Ülke çapındaki eylemlerin simgesi olan Gezi Parkı’ndaki direnişin, polis işgali nedeniyle Gezi Parkı’ndan çıkarak bir kez daha bütün İstanbul’a yayılması isyanın tüm gücüyle sürdüğünü gösteriyor. 15- 16 Haziran günlerindeki militan kitle direnişlerinin ardından DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB’nin 17 Haziran’da iş bırakma, hayatı duruma kararı alması direnişe güç katacaktır. İçinden geçtiğimiz süreç gösteriyor ki halkın AKP karşıtı direnci her geçen gün artıyor ve halk inatla sokakları terk etmiyor. AKP karşısındaki kitlesel direnişlerin somut bir kazanım olmadan geri çekilmeyeceği, kazanımla sonuçlandığında dahi bu geri çekilmenin uzun süreli olmayacağı, halkın AKP karşısında yeniden meydanları direniş alanlarına çevireceği ortadadır. Halk artık AKP’ye sokaklarda meydan okumayı öğrenmiş ve öğretmiştir. Artık AKP karşısındaki direnişte yeni bir sürece girilmiştir. Bu süreçte sürdürülecek olan halk isyanlarının ihtiyaç duyacağı en temel şey sosyalist hareketin, isyanı egemenler açısından daha yıkıcı hale dönüştürmeyi hedefleyen etkili stratejisi ve adımları olacaktır. Bu adımları atabilmek ve yeni olanakları yaratma becerisini gösterebilmek ise kendi ellerimizdedir.
AKP’yi yıkacağız, mücadeleye devam!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.