Karayolları işçileri hem taşeronlaştırmaya, hem Türk-İş başkanına isyan etti
Karayolları işçileri hem taşeronlaştırmaya, hem Türk-İş başkanına isyan etti
Maden işçilerinin ardından Karayolları işçileri de taşerona karşı eylemdeydi. Türk-İş’e bağlı Yol-İş Sendikasında örgütlü binlerce Karayolu işçisi Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelerek taşeronlaşmaya karşı hep bir ağızdan tepki gösterdi. Karayolları Genel Müdürlüğü önünde toplanan binlerce işçi hükümetin taşeronlaşma politikalarına tepki gösterdi. İşçiler “İşçi düşmanı Recep Tayyip Erdoğan”, “Genel grev genel direniş” sloganlarıyla hükümeti protesto etti.
Türkiye’nin dört bir tarafından gelen Karayolları Genel Müdürlüğünün taşeron şirketlerinde çalışan yol işçileri, Yargıtayın “Taşeron diye isimlendirilen işçilerin işe ilk girişinden itibaren Karayolları Genel Müdürlüğü işçisidir” demesine rağmen, kararın uygulanmamasına tepki gösterdi. İşçiler, taşeron şirketlerin ağır şartları altında ezildiklerini, maaşlarının verilmediğini, zorla fazla mesai yapmalarına karşın mesai ücretlerini alamadıklarını, sosyal haklarının, haftalık izinlerinin olmadığını dile getirdi.
‘İşbirlikçi sendika istemiyoruz’
Eylemde en çok dikkat çeken ise işçilerin Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu’ya gösterdiği tepki oldu. Kumlu’nun yanlarında olmadığını, sağlam durmadığını söyleyen işçiler “Kumlu istifa” sloganı attı. İşçiler, “Binlerce insan, dört bir taraftan buraya gelmiş Mustafa Kumlu neden burada yok. Bu adam bizi satmaktan başka ne iş yapmış bu zamana kadar” diyerek tepki gösterdiler. Türk-İş Genel Sekreteri ve Yol-İş Genel Başkanı Ramazan Ağar’ın konuşması sırasında işçilerin sürekli sendika ve Kumlu aleyhinde slogan atmasına karşı Ağar, “Arkadaşlar şimdi biz bu işlerimize bakalım. Bunların zamanı değil” diye tepkileri engellemeye çalıştı. Ağar, Yargıtay kararıyla onaylanan kadro hakkının hâlâ verilmediğini, taşeronlaşmanın daha da artarak müteahhitlere anahtar teslim iş verildiğini ifade etti. İşçiler ise “Genel grev genel direniş” sloganıyla grev istediklerini belirtti.
İşçiler genel grev istiyor
Kayseri’den eyleme gelen Taşeron İşçisi Bayram Ayhan, 750 liralık maaşlarının 2 aydır verilmediğini, sigortalarının dahi yapılmadığını ifade etti. Geçen ay işten çıkarıldığını anlatan Ayhan, “7 ay çalıştım ne sigorta yaptılar ne maaşımı düzgün verdiler. 2 aylık maaşım hâlâ içeride. Bugün yarın diye oyalıyorlar. Geçen ay zaten işten çıkardılar. Yaza doğru geri alırız diyorlar ama almayacaklarını biliyoruz. Sendika genel grev ilan etsin hepimiz greve çıkarız. Yeter artık yıldırdılar bizi” dedi.
‘Biz insan değil miyiz?’
Hatay’dan gelen bir başka işçi ise taşeronlaşmanın kalkmasını ve insanca yaşamayı istediklerini belirtti. “Gecekondularda bile kiraların 300-400 lira olduğu bir dönemde insanca yaşamak istiyoruz. Bizlerin çoluğu çocuğu yok mu? Biz insan değil miyiz? Sosyal haklarımız yok mu? Sosyal haklarımız zaten yoktu ama hiç değilse insanca yaşayacağımız bir ücret versinler. Bu taşeronlaşma kalksın başka bir şey istemiyoruz” dedi.
Şanlıurfa’da İl Özel İdaresinde çalışan ve taşeron işçilere destek olmak için gelen kadrolu bir işçi de “Bugün onlara, yarın bizleredir. Taşeron işçisi kardeşlerimizin yanındayız” dedi.
Kumlu’nun eyleme katılmayışına da tepki gösteren işçi “Genel Başkanımız Ramazan Ağar’ın dışında kimse gelmemiş. Kumlu bizi masa başında satacağına hakkımızı savunsun. Onu biz oraya çıkardık, bizim maaşlarımızdan verdiğimiz paralarla orada duruyor” diyerek tepki gösterdi.
‘İş verin, aş verin bu ülkeye barış gelir’
Diyarbakır’dan gelen taşeron işçiler de 3 aydır maaş alamadıklarını, 10 gün iş yavaşlatma eyleminde bulunarak maaşlarını aldıklarını aktardılar. İşçiler, işsizlik sorununun ve çalışma koşullarının düzeltildiği taktirde barışın sağlanacağını belirterek “Biz iş istiyoruz, aş istiyoruz. Bize bunları verin bu ülkeye barış o zaman gelir” dediler.
‘Simit alacak param yok’
Diyarbakır’dan gelen başka bir Taşeron İşçisi Salih Taş da “Cebimde simit alacak param yok. Taşeron işçileri o kadar sömürülüyor ki bu hayata lanet ediyoruz artık. Yaşanmaz bir hayatımız var, çocuklarımız perişan. Çocuklarımı okula gönderemiyorum. Başbakan beş çocuk istiyor ben bir çocuğa bakamıyorum” diyerek yaşadıklarını özetledi.
Kaynak: Evrensel (Gökhan Uysal / Hasan Akbaş)