2007 yılından beri, Sakine Cansız’ın uluslararası istihbarat örgütlerinin hedefinde olduğu ve düzenli olarak takip edildiği wikileaks belgelerinden anlaşılıyor
Paris’in merkezinde, Sakine Cansız ve iki arkadaşına yönelik yapılan infaza ilişkin sürekli çelişkili bilgiler kamuoyuna sunuluyor. Soruna, birinin katil ilan edilmesi olarak bakılıyor. Özellikle Kürtler içerisinde bakışın, birini katil ilan etme mantığı üzerinde yoğunlaştığına dair bir kısım emareler var. Böylelikle bir taşla çok kuş vurma planı başarıyla gerçekleşmiş olacak. Birincisi, böylesi çok önemli bir olayın bir Kürt tarafından yapıldığı iması, toplumda önemli bir kırılganlık, burukluk ve güvensizlik yaratacaktır. İkincisi, Türkiye, Fransa ve diğer istihbarat örgütleri temize çıkmış olacak ve böylelikle kaybettikleri psikolojik üstünlüğü ele geçirmiş olacaklar. Burada en önemli yanılgı, katilin şahsen kim olduğundan çok, cinayetleri niçin ve neden işlediğinin açığa çıkartılmasıdır. Katilin bir Kürt olması sorunun esasını teşkil etmiyor. Olayın arkasındaki güçler kimler? Hedefleri ve amaçları nedir? Bu sorulara yanıt verilmeden bu cinayetin kendisi asla aydınlatılmış olamaz.
Bu katliamın uluslararası bir boyutu var. Bu nedenle politik arka planı son derece karmaşık ve ciddidir. Sakine Cansız şahsında yürütülen operasyonun, bölgesel politik denklemle doğrudan ilişkili olduğunu kavradığımızda, uluslararası güçlerin stratejik hedefi çok daha iyi anlaşılır. Bölgesel güç dengelerinde ABD’nin belirlediği stratejilerin iyi analiz edilmesi bu bakımdan önemlidir. ABD’nin dünyanın değişik bölgelerinde, farklı örgütlere yönelik yaptığı değerlendirmeler ve bunlara karşı belirlediği politikalar dikkatle incelendiğinde, hedefine aldığı örgütlerin önemli bir kısmı ideolojik-politik olarak kapitalist sistemle çelişkili ve çatışmalı olanlardır. ABD aynı zamanda tek tek ülkeler veya bölgeler bazında güçlü toplumsal tabanı olan hareketleri özellikle hedef tahtasına oturtur. Ekonomik, politik, askeri ve medyatik aygıtları kullanarak bunları etkisizleştirmeye çalışır. Bütün bunlarla başarılı olmadığı zamanda bu kez tersten iletişim kurmak için yeni kanalları devreye sokar. Böylelikle etkin olmaya çalışır.
Amerika’nın PKK politikası üzerinde de çok yönlü tartışmalar ve değerlendirmeler sık sık yapılır/yapılıyor. Amerika taktiksel çıkarları gereği PKK ile zaman zaman ilişkilenmek istese de, stratejik olarak PKK’yi düşman kategorisinde görüyor. ABD, özellikle Ortadoğu ilişkilerinde, kendisiyle ideolojik ve politik olarak çatışmalı olan güçleri istemez. PKK gerçeğine bakıldığında, Ortadoğu bazında bölgesel/küresel bir güçtür. Ortadoğu’nun stratejik dengelerinde etkin bir güç olarak rol almaktadır. Bu bakımdan Ortadoğu kapsamında, kim nasıl bir plan devreye koşarsa koysun, PKK’yi hesaplamak zorundadır. Başka bir alternatifi de yoktur. Çünkü bütün planlar gelip PKK duvarına çarpacaktır. Bu gayet iyi biliniyor.
ABD’nin Ortadoğu ekseninde PKK’ye yönelik politika iki yönlü işlemektedir: Taktiksel olarak ilişkileniş ama stratejik olarak düşman kategorisinde görme. Bu iki durum birbiriyle çelişkili olmayıp, bölgesel denklem bakımından kaçınılmazdır. ABD, PKK ile ilişkilenmek zorundadır. Çünkü Ortadoğu’da kontrol etmek istediği hemen her yerde PKK gerçeğiyle karşılaşıyor. Örneğin Suriye’de PYD olmaksızın politik istikrarın sağlanması, dengelerin değiştirilmesi son derece zordur. Bu bakımdan PYD ile ilişkilenmek zorunda kalıyor. Gelecekte, İran söz konusu olduğunda yine PKK ile karşılaşacaktır. Bir bakıma, Ortadoğu’da nereye giderse orada yolu PKK ile çakışıyor. Taktiksel çıkarları için politik ilişkileri devreye koyarken, stratejik olarak tasfiyeyi esas almaktadır. Bu bakımdan ABD stratejisinin esası, PKK’yi tasfiye etmek veya en azından gücünün kırılmasını sağlayarak kontrol edebilir duruma getirmektir.
Bunun en somut örneği Sakine Cansız ve Rıza Altun’a yönelik belirlediği politikadır. Özellikle Avrupa’da PKK’nin merkezi kadrolarına yönelik saldırıların yapılması için Avrupa İstihbarat Örgütleriyle yakın ilişki içine girdiklerini Wikileaks belgelerinde bulmak mümkün.
Belgeye dair verilen bilgiler şöyle:
Reference ID (Referans numarası): 07ANKARA2917
Created (Oluşturma): 2007-12-07 14:48
Classification (Sınıflandırma): SECRET (GİZLİ)
Origin : Embassy Ankara (Ankara Büyükelçiliği)
Kod: KTFN EFIN PTER PREL TU IZ.
2007 yılı tarihli, gizlilik damgası taşıyan ve kodlanarak Amerika’nın Ankara Büyükelçiliğinden gönderildiği anlaşılan raporda şunlar belirtilmiş: “Üçüncü olarak, Avrupalılar ile çalışmalarımıza daha fazla odaklanmak gerekir. AB, geçmişten beri PKK’nin suç faaliyetlerine karşı duyarlıdır. Şimdi bizim odağımızı iki ana hedef olan Rıza Altun ve Sakine Cansız’ın tespitine ve takibine daraltmamız gerekiyor. Önceki tutuklamalar göz önüne alındığında, onlara karşı davalar başlatıldı. Biz, bu iki teröristin hapsedilmesini sağlamak için olabilecek en kapsamlı dosyaları hazırlayarak ve Avrupa’daki istihbarat örgütleriyle ve emniyet güçleriyle koordinasyonu sağlayarak yardımcı olabiliriz.”[1]
2007 yılından beri, Sakine Cansız’ın uluslararası istihbarat örgütlerinin hedefinde olduğu ve düzenli olarak takip edildiği bu belgeden anlaşılıyor. CIA’nın bu yönelimi, PKK’nin stratejik örgütlenmesine ve ideolojik merkezine yönelik belirlenen saldırı konseptinin bir halkasıdır. 2007 ile 2013 arasında geçen zaman diliminde bu cinayetlerin işlenmemesi tamamen konjonktürel durumla bağlantılıdır. Türk kontrgerillası, bu sürecin aktif gücü olmakla birlikte, buna yön veren, etkileyen ve yönlendirenlerin uluslararası istihbarat güçleri olduğunu bilmek gerek.
Bu raporda ortaya çıkan bir başka sonuç: Kürtler birçok noktada stratejik düşünmeyi beceremiyorlar. Uluslararası güçlerin PKK’yi ve yönetici/merkezi kadrolarını önemsediğinin onda biri kadar PKK kendisini önemsemiş olsa veya olsalar, bu düzeyde sorunlarla karşılaşmayacaklardı.
[1] “Third, we should more sharply focus our work with the Europeans. Previous demarches sensitized the EU to PKK criminal activities. Now we need to narrow our focus by identifying and going after the two top targets of Riza Altun and Sakine Cansiz. Given their previous arrests, cases against them have been started. We can help by providing the most extensive dossiers possible and coordinating with law enforcement and intelligence counterparts in Europe to ensure these two terrorists are incarcerated.”http://wikileaks.org/cable/2007/12/07ANKARA2917.html ¶
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.