İstanbul Avcılarda dün gece bir grup, trans bireylerin yaşadığı M… sitesi önüne buluşup halkı linçe davet etti. 50-60 kişinin evin önünde toplanmasıyla trans bireyleri linç etmeye kalkan kalabalık, “Namus için ölürüz, canımızı veririz” sloganlarıyla halkı nefrete çağırdı Geçtiğimiz günlerde Kanaltürk televizyonunda Neşter isimli programın sunuculuğunu yapan Mehmet Aydın, programına telefonla bağlanan trans bireylerin isimlerini, yaşadıkları […]
İstanbul Avcılarda dün gece bir grup, trans bireylerin yaşadığı M… sitesi önüne buluşup halkı linçe davet etti. 50-60 kişinin evin önünde toplanmasıyla trans bireyleri linç etmeye kalkan kalabalık, “Namus için ölürüz, canımızı veririz” sloganlarıyla halkı nefrete çağırdı
Geçtiğimiz günlerde Kanaltürk televizyonunda Neşter isimli programın sunuculuğunu yapan Mehmet Aydın, programına telefonla bağlanan trans bireylerin isimlerini, yaşadıkları yerleri ifşa etmiş, trans bireyleri nefretin hedefi haline getirmişti. Konuyla ilgili bir basın açıklaması yapan KaosGL, “Avcılar yeni bir linç bölgesi mi olacak?” diye sormuş, “Trans vatandaşların barınma hakkı gasp edilemez” demişti.
Açıklamadan iki gün sonra İstanbul Avcılar’da gerçekleşen linç girişimine polis müdahale etmedi. Olayın sosyal medyada duyurulması üzerine trans bireylere destek için pek çok kişi trans bireylerin evine gitti. Dışarıdaki kalabalıkla ilgili bilgileri yine sosyal medya aracılığı ile paylaşan destekçiler, mahalle sakinlerinden olduğu düşünülen bir emekli savcı ya da askerin “Bu travestilerin çöpünü döken, onlara satış yapan bakkal da şerefsizdir” dediğini aktardı.
Kalabalığın attığı nefret içerikli sloganları da paylaşan destekçiler, gelecek hafta bir eylem yapmaya hazırlandıklarını duyurdu.
‘Evlerinin değeri düşüyormuş!
Konuyla ilgili görüştüğümüz ve dün “olay yeri”nde bulunan LGBT Dayanışma Derneği’nin kurucularından Ebru Kırancı, meselenin rant meselesi olduğunu söyledi. Kırancı, mahalle sakinlerinin yaptıkları saldırı girişiminde, evlerinin değerinin düşüklüğünden yakındıklarını anlatarak, buna trans bireylerin bu sitede yaşamasının sebep olduğunu savunduklarını aktardı. Lambda’dan Umut Kaan Özdemir de Sendika.Org’a dün geceyi anlatırken, trans bireylerin yaşadığı sitenin deniz kenarında olduğunu ama depremde oldukça büyük hasar aldığını söyledi. Bu nedenle yalnızca öğrencilerin ve trans bireylerin yaşamayı kabul ettiğini söyleyen Özdemir, bu nedenle can güvenliklerinin olmadığını belirtti ve devam etti: “Ama sokakta yürüyemeyen insanlar, evlerinin kalitesini sorgulayabilecek durumda olmazlar.” Özdemir ayrıca bölgenin SİT alanı olduğunu, bununla ilgili bir rant kavgasının bulunduğunu söyledi.
Kırancı, saldırıların son zamanlarda arttığını anlatırken, birkaç gün önce de trans bireylerin yaşadığı dairelerden birinin çelik kapısının kırıldığını ve 6 bin 500 liranın çalındığını söyledi. Kırancı’nın verdiği bilgilere göre 120 dairenin bulunduğu sitede 14-15 trans birey yaşıyor. Bulundukları apartmandaki diğer sakinleri ne saldırıda yer aldı ne de saldırıyı destekliyor. Hatta Özdemir’in anlattıklarına göre dünkü saldırının hedefinde eylemlerine destek vermeyen site sakinleri de vardı. Yaktıkları ateşin etrafında hakaretler savuran kişiler, aşağı inmeyenleri de hedef aldı. Özdemir bu eylemin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilecek masum bir basın açıklaması olmadığını vurguladı.
Yan apartmanlarda oturduğunu düşündükleri kişilerin bir camide buluşup geldikleri sitede dün fiziksel şiddet olayı yaşanmadı. Ama her hafta tekrarlanacağı duyurulan bu eylemlerin nefret cinayetine kadar gitmesinden korkuluyor.
Kırancı, sitedeki çocuklara dahi, dün yapılan saldırı sırasında nefret içerikli sözler söyletildiğini ifade etti. Öte yandan Kırancı, emekli savcı ya da asker olduğunu tahmin ettikleri bir kişinin de “Biz PKK’yle mücadele ettik, bunlarla mı edemeyeceğiz” dediğini aktarırken, Özdemir de aynı kişinin “Hukuk, polis herkes arkamızda” diye konuştuğunu bildirdi.
Saldırganların, eylemlerini duyurdukları bildirinin içeriğinde Emniyet ve Kaymakamlıkla görüşülüp desteklerini aldıklarına ilişkin bilgiler olduğuna dikkat çeken Özdemir, polisin trans bireylere ve onlara desteğe gelen kişiler için hiçbir güvenlik önlemi almadığını vurguladı. Özdemir hiçbir ekip arabası olmadığını, olayın karakola bile duyurulmadığını, yalnızca sahilde bulunan birkaç polisin olay yerine gelip, nefret sözlerini izlemeyi tercih ettiğini ifade etti.
Sendika.Org