Teksim fabrikasında işten atılan 24 işçi 6 Ağustos’ta başlattıkları direniş sürüyor. TEKSİF üyesi işçiler işten atılma sebeblerini çalışma koşullarını kabul etmedikleri için değil sendikalı olmalarından kaynaklandığını söylüyor Evrensel’in haberine göre, fabrikanın önünde bekleyen işçiler kendilerine teklif edilen tazminat ve ücretlerini istemedikleri için işverenin makine sayılarının çoğalttığını, ancak bu iş yüküne yetişemediklerini söylüyorlar.İşçiler önceki dönem çalıştıkları […]
Teksim fabrikasında işten atılan 24 işçi 6 Ağustos’ta başlattıkları direniş sürüyor. TEKSİF üyesi işçiler işten atılma sebeblerini çalışma koşullarını kabul etmedikleri için değil sendikalı olmalarından kaynaklandığını söylüyor
Evrensel’in haberine göre, fabrikanın önünde bekleyen işçiler kendilerine teklif edilen tazminat ve ücretlerini istemedikleri için işverenin makine sayılarının çoğalttığını, ancak bu iş yüküne yetişemediklerini söylüyorlar.İşçiler önceki dönem çalıştıkları koşullarda ve dört makine ile işe devam etmek istediklerini dile getirdi.
Direniş çadırında bir haftayı geride bırakan işçilere Merter’de çalışan işçilerden de destek geliyor. Ayrıca işçilere çevreden sık sık ellerinde yiyecek içeceklerle işçi arkadaşlarının ziyarete geliyor. Teksim içerisinde çalışmayı sürdüren işçilerde arkadaşlarını yalnız bırakmıyor. Habere göre, işçilerin direnişini ve sendikalaşma mücadelesini kırmak isteyen patronun temsilcilerinin işçileri tehdit edildiği, fabrikanın bölüm şefinin ise dün çalışan sendika üyesi bir işçiyi darp ettiği belirtildi. İşçiler, işten atılmalarının en büyük sebebinin çalışma koşullarını kabul etmemek değil sendikalaşma olduğunun farkında olduklarını ifade ediyor.
Birlik Olmayı Öğrendik
İki yıldır Teksim fabrikasında çalışan Mehmet Kahraman, önceden planlama yapıldığını ‘piyasa şartları böyle’denilerek de makine sayısını arttırdıklarını söylüyor. Kahraman, yaşadıkları durumu şöyle ifade ediyor: “Makine sayısına itiraz edince sendikalı da olunca durum bu oldu. 1992 yılından beri tekstilde çalışıyorum. Biz burada çalışma saatlerimizin düşürülmesi içinde eylem yaptık. Ve kazandık böyle olunca bile hayatımı çokça değişti. Eşimize çocuklarımıza daha çok vakit ayırdık. Çocuğu parka götürmek lüks olmaktan çıktı. Biz şimdi de içeride çalışan arkadaşlarımı desteğini düşününce burada kazancağımıza inanıyoruz.”
İşten atılma haberleri evlerine gittiği zaman ailelerinin üzüldüğünü belirten Naim Palabıyık, ailelerine haklı olduklarını anlattıkları zaman tepkinin azaldığını kaydetti.
Ersin Güleç daha genç bir işçi birlik oldukları için “Hayatımızın bir anlamı direnişimizin bir kazanımı olacak” diye söylüyor. Çok işyerinde çalışmış, daha çok da kazanmış. Güleç, “Ama kazandığım yerler olsa da hakkımı savunamadığım için hep çıktım” diyor. Birlik olmayı burada sendikal çalışma yürüttüğü zaman öğrendiğini aktaran Güleç, sendikanın çatışı altında bütün işçilerin bir arada olduğunu kaydetti.
12 saati 8’e düşürdük, 6 makineyi de 4’e düşürürüz
Amaçlarının tazminatlarını almak değil işlerine geri dönmek olduğunu söyleyen Ali Bircan, makine sayısı 4’e düşmeden mücadeleyi bırakmayacaklarını dile getirdi.
8 saat çalışma hakkı için direniş yaptıkları zaman o bölgede 8 saat çalışan fabrika olmadığını söyleyen Cavit Yılmaz, bunu başardıklarını ve 12 saat çalışmayı 8 saate düşürdüklerini söyledi. Yılmaz, bu direnişi de başarıyla sonuçlandıracaklarına inandığını kaydetti.
Teksim’de çalışma saatleri 8’e düşürüldüğü zaman başka yerde çalıştığını söyleyen Yüksel Curuk, o mücadeleyi başka arkadaşlarından duyduğunu, bu kez ise mücadelenin içinde olduğunu dile getirdi.
Ferhat Durmuş ise “Sekiz saat çalışmamazın ardından en küçük harekette bile ‘mecbur yapacaksınız’ dediler. Sorumlu olmadığımız işler dahi bize yükletildi. Makine sorumlusu olmadığım halde altı makineye bakmadı diye iş akdim feshedildi. Buna anlam veremedik ama sendikalı olduğumuz için bunu yapıyorlar” diye konuştu.
Evrensel/Sendika.Org