Konfederasyonumuz, kıdem tazminatının fona devri yolu ile ortadan kaldırılmasına yönelik girişimleri yakinen takip etmektedir. AKP hükümetinin iktidar olduğu 2003 yılından bu yana kıdem tazminatı konusu ilk defa 61. hükümet programında kendine yer bulmuştur. Başbakan Erdoğan’ın ustalık dönemi olarak tariflendiği bu dönem için sunulan hükümet programında şu ifadeye yer verilmiştir:”İşçilerimizin büyük çoğunluğunun alamadığı, işletmelerimizin üzerinde ödeme […]
Konfederasyonumuz, kıdem tazminatının fona devri yolu ile ortadan kaldırılmasına yönelik girişimleri yakinen takip etmektedir. AKP hükümetinin iktidar olduğu 2003 yılından bu yana kıdem tazminatı konusu ilk defa 61. hükümet programında kendine yer bulmuştur.
Başbakan Erdoğan’ın ustalık dönemi olarak tariflendiği bu dönem için sunulan hükümet programında şu ifadeye yer verilmiştir:”İşçilerimizin büyük çoğunluğunun alamadığı, işletmelerimizin üzerinde ödeme baskısı oluşturan, çalışma hayatının en önemli sorun alanlarının başında gelen kıdem tazminatı sorununu kazanılmış hakları koruyan ve bütün işçilerin kıdem tazminatlarını garanti altına alan bir fon teşkil etmek suretiyle, sosyal taraflarla istişare içinde çözeceğiz.”
Kıdem tazminatından bir sorun olarak bahseden söz konusu ifade Başbakan’ın TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı sunuşta yer almamış ve ilgili kısım atlanarak okunmuştur. Çünkü kıdem tazminatı konusu geniş emekçi kesimlerin hassas karnıdır. Yararlanma koşulları ve yaygınlığı da, kamuoyuna lanse edilmeye çalışılandan çok daha fazladır. Bu nedenle hükümet programı kamuoyuna açıklanırken bu kısmın atlanması bir tesadüf değildir. İlginç olan söz konusu ifadenin AKP’nin resmi web sitesinde yer alan ve 61. Hükümet Programının tam metini kısmında da atlanmış olmasıdır. Başbakanlığın resmi web sitesinde ise ilgili bölüm bulunmaktadır.
Konfederasyonumuz 12 Haziran 2012 tarihinde açıklanan 61. Hükümet programında kıdem tazminatı ile ilgili olarak yer alan bölüm üzerine derhal harekete geçmiştir. Bilindiği üzere 61. Hükümet Programında referans alınan Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesinin kamuoyuna yansıyan taslağında kıdem tazminatının fona devri, işsizlik fonunun bu fon için kaynak haline getirilmesi, fondan yararlanma miktarının 3’te 1’e varan oranlara düşürülmesi, kıdem tazminatından faydalanma koşullarının sınırlandırılması ile birlikte ele alınmaktadır.
Konfederasyonumuz 15 Temmuz 2011 tarihinde gerçekleştirdiği ” AKP “yeni yolculuğuna” kıdem tazminatı hakkımıza saldırarak başladı!” başlıklı basın toplantısı ile kıdem tazminatının fona devri yolu ile gasp edilmesine sessiz kalmayacağını kamuoyuna duyurdu.
Ağustos-Eylül aylarında Genel-İş sendikamız Trakya’dan Diyarbakır’a, Sinop’tan İzmir’e kadar örgütlü olduğu tüm illerde sokağa çıkarak “Kıdem tazminatı hakkımızı gasp ettirmeyeceğiz” başlığı ile eylemler gerçekleştirdi.
Aynı dönemde Birleşik Metal İş sendikamız “kıdem tazminatımıza sahip çıkacağız başlığı ile 10 merkezde gerçekleştirdiği eylemlerde binlerce işçiyi sokağa döktü. Eylül-Ekim aylarında Nakliyat-İş sendikamızın geniş katılımı ile eylemler organize edildi.
Bunun dışında konfederasyonumuz üyesi tüm sendikalarımız çeşitli eylemleri ile kıdem tazminatı konusunda duyarlılığı arttırdılar.
3 Ekim 2011 tarihinde konfederasyonumuz TBMM’ye geniş katılımlı bir yürüyüş düzenledi.
Yine Konfederasyonumuz Kasım ayında kıdem tazminatının gasp edilmesini de gündeme taşıyan “Yılmayacağız, Teslim Olmayacağız, Direneceğiz” başlığı ile bir kampanya başlattı.
Bu kampanya çerçevesinde ülke çapında on bini aşkın işçinin katıldığı kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirildi. 17 Kasım 2011 tarihinde Kocaeli’nde gerçekleştirilen eyleme Birleşik Metal İş ve Lastik İş sendikalarımızın yoğun katılımı ile 3 bini aşkın işçi katıldı.
22 Kasım 2011 tarihinde Konya, 21 Kasım 2011 tarihinde Gaziantep, 7 Aralık 2011 tarihinde İzmir’de ses getiren eylemler gerçekleştirildi.Bu süreçte işçilerin konuya ilişkin bilgilenmeleri için onbinlerce bildiri, broşür, duvar gazetesi hazırlanmış, sendikalarımız ve konfederasyonumuz tüm yayınlarında kıdem tazminatı konusuna özel bir önem verdi.
Yine kıdem tazminatının fona devri ile amaçlananın ne olduğu kamuoyuna yapılan açıklamalarla sık sık duyurulmaya çalışıldı.Yapılan tüm bu faaliyetlerin sonunda işçiler arasında kıdem tazminatının fona devri ile ne yapılmak istendiği önemli ölçüde anlatıldı ve güçlü bir duyarlılık zemini oluşturuldu.
Konfederasyonumuzun konuya ilişkin hassasiyeti daha sonraki dönemlerde de devam etti. 10-
12 Şubat 2012 tarihinde 14. Genel Kurulumuzun öncelikli gündemlerinden biri kıdem tazminatını ortadan kaldırmaya yönelik girişim olmuş, bu konu üzerindeki ortak hassasiyet güçlü bir biçimde vurgulanarak, “sermayenin istekleri doğrultusunda sürdürülen Fon yâda ödeme süresinin kısaltılması adı altında Kıdem Tazminatı hakkımızın yok edilmesine yönelik hazırlıkları genel grev nedeni sayarak, her türlü direniş biçimleriyle” karşı koyma iradesi ortaya konuldu.
Konfederasyonumuz kıdem tazminatını kaldırmaya yönelik girişimi, Türkiye’yi küresel ekonominin ucuz istihdam deposu haline getirmek isteyen esneklik stratejisinin bir parçası olarak görmektedir. Bu anlamda taşeronlaşmanın yaygınlaştırılması, özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisi yetkisi vererek kölelik bürolarına çevrilmesi, bölgesel asgari ücret uygulaması, işin sürekliliğini ve güvencesini ortadan kaldıran esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması, sendikal özgürlüklerin kısıtlanması ile kıdem tazminatının ortadan kaldırılması aynı stratejinin bir parçasıdır.
Konfederasyonumuz bu eksende, 2012 yılı haziran ayında, 15-16 Haziran direnişinin 42. yılında “Zalimin zulmüne karşı direneceğiz” başlığı ile bir kampanya başlattı. Türkiye’nin dört bir yanında yapılan eylem, etkinlik, imza standları ve imza kampanyaları ile ucuz istihdam stratejisine ve kıdem tazminatının kaldırılmasına karşı duyarlılık güçlendirilmeye çalışıldı.
Geçtiğimiz günlerde bir Türk-İş temsilcisi, kamuoyuna Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’nın kıdem tazminatının gündemlerinde olmadığını bu konunun artık kapatılması gerektiğini söylediğini duyduğunu bayram müjdesi olarak duyurması sonucu bir gündem oluşturdu. Ancak daha sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma Bakanlığı’nın uzun süreden beri üzerinde çalıştığı kıdem tazminatı taslağının gündemden kaldırılmasıyla ilgili tartışmalara ilişkin, “Verilmiş böyle bir kararımız yok” dedi. Erdoğan, işçi ve işveren sendikalarının anlaşması durumunda gerekli adımı atabileceklerini de söyledi.
Konfederasyonumuzun kıdem tazminatına ilişkin son dönemde yaşanan gelişmelere dair görüşleri şunlardır:
1Ulusal İstihdam Strateji Belgesini referans alan 61. Hükümet programında yer alan Kıdem Tazminatının fona devri konusu geriye çekilmemiştir. Bu Başbakanın ifadelerinden de anlaşılmaktadır.
2 Hükümet kıdem tazminatının fona devir yoluyla gaspı konusunda uygun bir zaman dilimini beklemektedir.
3 Konfederasyonumuz kıdem tazminatının fona devri ile yapılmak istenenler konusunda kamuoyunu aydınlatma ve üyelerini bilinçlendirme faaliyetlerine aynı hızla devam edecektir.
4 Kimi konfederasyonların hükümetten ve Başbakanın dudağından çıkacak iki kelimeden medet ummak yerine yaklaşan tehlikeye karşı birleşik bir direniş zeminini örgütlenmenin olanaklarını zorlamalıdır.
5 İşçi ve işveren sendikalarının uzlaşması konusu ise bir çıkmaza işaret etmektedir. Konfederasyonumuz yararlanma süresinde, yararlanma koşullarında mevcut yapının geriletilmesi anlamına gelecek hiçbir çözümde olmayacaktır. Hükümet diğer işçi konfederasyonları ile işveren sendikalarının yaklaşımlarını yeterli görüyorsa, bugün kıdem tazminatı bizim için kırmızı çizgi d
iyen konfederasyonların yaklaşımlarında yumuşama beklemektedir.
6 Konfederasyonumuz “sermayenin istekleri doğrultusunda sürdürülen Fon yâda ödeme süresinin kısaltılması adı altında Kıdem Tazminatı hakkımızın yok edilmesine yönelik hazırlıkları genel grev nedeni sayarak, her türlü direniş biçimleriyle” karşı koyma iradesine bağlı kalacaktır.
Kamuoyuna duyurulur
DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu