Taşeron İşçileri Derneği’nin çağrısıyla Çapa Hastanesi’nde bir araya gelen sağlık işçileri, yaşanan iş cinayetini ve taşeron işçilerin direniş çadırının polis tarafından zorla sökülmesini protesto etti İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’nde 36 yaşında ki teknik servis işçisi Serkan Borucu klima değiştirirken altıncı kattan aşağı düşerek hayatını kaybetti. Doktorlar Borucu’nun “boyun kırılması” sonucu öldüğünü söylerken, işçiler ise cinayetin […]
Taşeron İşçileri Derneği’nin çağrısıyla Çapa Hastanesi’nde bir araya gelen sağlık işçileri, yaşanan iş cinayetini ve taşeron işçilerin direniş çadırının polis tarafından zorla sökülmesini protesto etti
İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’nde 36 yaşında ki teknik servis işçisi Serkan Borucu klima değiştirirken altıncı kattan aşağı düşerek hayatını kaybetti. Doktorlar Borucu’nun “boyun kırılması” sonucu öldüğünü söylerken, işçiler ise cinayetin üzerinin örtülmesi için Borucu’nun öldükten 12 saat sonra Adli Tıp Kurumu’na götürüldüğünün altını çizdi.
Borucu’nun ölümünün kısa bir süre sonrasında işten atıldıkları için 163 gündür Çapa’da direnen sağlık işçilerinin çadırlarına polis saldırısı yaşandı. Polis, çadırları zor kullanarak söktü.Sağlık emekçileri hastane önünde yaptığı basın açıklamasında Serkan Borucu’nun hayatının kaybetmesinin de, direniş çadırına yapılan saldırının da İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün sorumluluğunda olduğu vurgulandı.
“Yönetim İstifa”
Basın açıklamasını işten çıkartılan ve işe geri alınması talebi ile direniş çadırında mücadele eden işçiler adına Emine Ermiş okudu. Ermiş, “Dün iş cinayeti, bugün taşeron işçisinin çadırına saldırı, İstanbul Üniversitesi yönetiminin suçları her gün artıyor. Yönetim istifa” dedi.
Ermiş, Serkan Borucu’yu tanımadıklarını ancak güvencesiz ve ölümü göze alacak kadar işe ve ekmeğe ihtiyacı olan kendileri gibi bir işçi olduğunu söyledi. Ermiş, İstanbul Üniversitesi yönetimi sorumsuzca işçi çalıştırdığını kanıtladığını da vurguladı. Taşeron işçiler olarak iş cinayetine karşı duyarsız olamayacakları için basına haber verdiklerini dile getiren Ermiş, aynı günün gecesi taşeron işçilerinin ücret kesintilerine karşı kadro talebiyle yürüttükleri mücadelenin simgesi olan direniş çadırının zorla sökülüp kaldırıldığını belirtti.
“Bizler İstanbul Üniversitesi taşeron işçileri olarak üniversite yönetimini hukuka uymaya mahkeme karalarını uygulamaya çağırıyoruz Taşeron şirketin yasadışı ihalelerle işçi çalıştırılmasına son verilmesini istiyoruz” diyen Ermiş, son olarak kadrolu ve güvenceli bir işin kazanılmış hakları olduğunu belirterek sonuna kadar takipçisi olacaklarını ve mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
Nurşen Denizci (SES İşyeri Temsilcisi)
“Dün yaşananları kaza değil cinayet olarak değerlendiriyoruz. Hiçbir güvencesi olmadan can güvenliği olmadan çalıştırılan bir arkadaşımız 6. kattan düşerek hayatını kaybetti. Çapa fakültesi hiçbir önlem almıyor emeği sömürülen emekleri sömürülen tüm arkadaşlarımız can güvenliği olmadan çalıştırılıyor. Can güvenliğimizin iş güvencemizin olmadığı, emeklerimiz karşılığını alamadığımız bir ortamda nasıl nitelikli bir sağlık hizmeti sunabiliriz. Bu yüzden de sağlık hakkımız için tüm halkla birlikte mücadele etmeliyiz”
Erhan Güneş (Dev Sağlık-İş Uzmanı)
“Yıllardır insan ihaleyle çalıştırılmaz sağlıkta taşeron olmaz diyerek Türkiye’nin dör bir yanında mücadele ediyoruz. Bugün Çapa’da hiçbir can güvenliği olmadan güvencesiz bir biçimde ekmeği için çalışmak zorunda olan bir işçi hayatını kaybetti. Bunun adı iş kazası değil iş cinayetidir. Bu cinayetten Çapa Tıp Fakültesi sorumludur rektörlük sorumludur. Bizleri bir tarafatan güvencesizleştirip emeğimizi sömürürken, bir taraftan da yalnızlaştırmaya çalışıyorlar. Bizler güvenceli iş istiyoruz kadro istiyoruz insanca bir yaşam istiyoruz can güvenliği istiyoruz ve artık örgütlenmekten, mücadele etmekten başka bir yolumuz yok.
Basın açıklamasında katılımcı kurumların temsilcilerine de söz verildi. İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Taner Gören, TİHV Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, eski Tüm Sağlık-Sen Başkanı Fevzi Gerçek, yaptıkları konuşmalarda yaşananların iş kazası değil, iş cinayeti olduğunun altını bir kez daha çizdiler. Açıklama, taşeron çalıştırmaya karşı örgütlü mücadele çağrısıyla son buldu.
Sendika.Org