Bakanlar Kurulu’nun ardından hükümet sözcüsü Bülent Arınç, birinci ve açık öğretim öğrencileri için harçların kaldırılacağını açıkladı. Harçların kaldırılacağı aylar öncesinde Başbakan’ın ağzından müjdelenirken medyada, “parasız üniversite geliyor”, “harçlar kaldırılacak” manşetleri atılmıştı. Gençlik hareketi ise yıllardır sürdürdüğü parasız üniversite mücadelesini sadece harç karşıtı bir çizgiye ya da talebe sığdırmadı. Parasız üniversite haberlerine yanıt olarak Kolektif Araştırma […]
Bakanlar Kurulu’nun ardından hükümet sözcüsü Bülent Arınç, birinci ve açık öğretim öğrencileri için harçların kaldırılacağını açıkladı. Harçların kaldırılacağı aylar öncesinde Başbakan’ın ağzından müjdelenirken medyada, “parasız üniversite geliyor”, “harçlar kaldırılacak” manşetleri atılmıştı. Gençlik hareketi ise yıllardır sürdürdüğü parasız üniversite mücadelesini sadece harç karşıtı bir çizgiye ya da talebe sığdırmadı. Parasız üniversite haberlerine yanıt olarak Kolektif Araştırma Birimi’nin yayınladığı 2012 Paralı Eğitim Raporuna bırakılabilir. (1) Bu yazıda ise sadece birinci öğretim ve açık öğretim için kaldırılan harçların ikinci öğretim için kaldırılmaması yorumlanmaktadır.
İkinci öğretimde eşitsizlik katlanarak büyüyor
1992 yılında başlayan ikinci öğretim uygulamasında, verilen eğitimin müfredatı, kullanılan kitaplar ve yine üniversitenin sağladığı akademik olanaklar, birinci öğretimle aynı olmasına rağmen harç miktarları arasında birkaç katlara varan farklar bulunmaktaydı.
İkinci öğretim harçlarının birinci öğretime göre yüksek olması ise 2547 sayılı Kanunun 46’ıncı maddesinin (ğ) fıkrası ile açıklanmaya çalışılmıştır. Buna göre ikinci öğretimde alınacak harcın, öğrencilerin başta beslenme olmak üzere barınma, sağlık, spor, kültür ve diğer sosyal hizmetlerinde kullanılacağı ifade edilir. Bu açıklamanın aksine üniversitelerde ikinci öğretim öğrencilerine kolaylık sağlanmamakta, ikinci öğretim öğrencilerinden de üniversite içi hizmetlerden daha fazla para alınmaktadır. Örneğin İstanbul Üniversitesi’nde örgün eğitim öğrencileri beslenme ihtiyacını 75 kuruşa karşılarken ikinci öğretim öğrencileri 1 TL ye karşılamaktadır. En temel haklardan biri olan beslenme parasız olması gerekirken aksine ikinci öğretim öğrencilerine daha yüksek bir miktar karşılığında verilmektedir. (2)
İkinci öğretim öğrencileri burs olanakların da yararlanmazken, sadece bulundukları sınıfın bütün derslerini vermek ve bulundukları sınıf mevcudunun ilk %10’una girmek suretiyle bir üst sınıfa geçmiş olan öğrenciler için birinci öğretim harcı ödeme olanakları bulunmaktadır. İkinci öğretim öğrencilerine rekabet dayatılırken, yüksek harçlara karşı çıkanların önüne %10 havucu konarak kurtuluş için umut olarak sunulmuştur.
İkinci öğretim bölümlerinde eğitimdeki eşitsizlik yeni paralılaştırma uygulamaları ile yeniden üretilirken, sadece ikinci öğretimden harç parası alınan yeni düzenlemede bu eşitsizlik katlanarak sürecektir.
Harçların tüm üniversiteliler için kaldırılması dahi “parasız üniversite” anlamına gelmezken, ikinci öğretim öğrencilerinin harç ödediği bir yükseköğretim modelini “parasız üniversite” diyerek müjdeleyen AKP’nin ve medyanın yaptığı sahtekarlıktır.
Bir de sizin dilinizden cevap veriyoruz: 1. öğretim = 2. öğretim
Kar hırsıyla birinci öğretim ve ikinci öğretimi farklılaştıranlar, yıllardır çeşitli bahanelerle ikisinin farklı olduğuna öğrencileri ikna etmeye çalışıyordu. Yazının bu bölümünde, “cari hizmet maliyetleri”, “öğrenci katkısı” gibi kavramlarla eğitimin paralılaştırılması için çaba sarf edenlere kendi dilinden cevap üreteceğiz. Eğitimin kamusal bir hak olduğunu savunan, yıllardır kesintisiz olarak parasız eğitim mücadelesi veren gençlik hareketi, elbette eğitimin maliyet hesapları üzerinden meşruluk kurmaya çabalamayacaktır, eğitim her aşaması parasız olmalıdır. Ancak kendi kavramları burada onların iki yüzlülüğünü vurgulamak için kullanılacak. Yazının bu bölümüne, aynı zamanda son sözümüz olacak cümleyle başlamak gerekiyor: Pazarlık yok, harçlara hayır!
Yüksek Öğretim Kurulu 8’inci Yüksek Öğretim Kanunu’nun 46’ıncı Maddesine göre harçlar şöyle tanımlanıyor: “Her yıl öğrencilerin yükseköğretim kurumlarına ödemek zorunda bulundukları harçlar öğrenim dallarının nitelikleri ve süreleri ile yükseköğretim kurumlarının özellikleri göz önünde tutularak Yükseköğretim Kurulunun önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilir. Varsa yabancı dil hazırlık öğrenimi dâhil her eğitim-öğretim programının veya öğretim alanının maliyet bedelinin en çok beşte biri öğrencilerden harç olarak alınır. Bu harç, isteyen öğrenciler için borçlanma veya hizmet yükümlülüğü karşılığı devlet tarafından ödenir… Üniversite bütçelerine intikal eden harçlar her üniversite bütçesinde açılacak öğrenci sosyal yardım tertibinden, kurulacak Öğrenci Harçlar Fonuna aktarılır. Bu fonda toplanan aralar öğrencilerin beslenme, kültürel ve sportif faaliyetleri ile diğer sosyal ihtiyaçları için kullanılır. Fonun sarf ve denetimi ile ilgili konularda üniversitelerin döner sermayeleri ile ilgili hüküm uygulanır. Fondan artan para ertesi yılın fon hesabına devir olunur.”
Bu düzenlenme esas alınarak, her yeni eğitim öğretim yılında “cari hizmet maliyetleri” tekrar hesaplanarak birinci ve ikinci öğretim harçları tespit ediliyor. Birinci öğretim öğrencilerinden yükseköğretim maliyetinin en çok beşte biri yasal olarak harç ücreti olarak alındığından, her yıl Bakanlar Kurulu kararıyla CARİ HİZMET MALİYETLERİ tablosu güncelleniyor. (3)
Örneğin birinci öğretimde bir mühendislik öğrencisinin ortalama maliyeti 3.057 TL olarak belirlenirken, öğrenci katkısı (har-a-ç) olarak 387 lira alınıyor.
İkinci öğretimde eğitim gören mühendislik öğrencisi harç parası ödemek için banka kuyruğuna girdiğinde ise 1529 TL ile karşı karşıya kalıyor. İkinci öğretim bölümlerinde ödenen bu meblağ ise bütün bölümlerde öğrencinin cari hizmet bedelinin yarısı olarak hesaplanıyor. İkinci öğretim ve birinci öğretimleri farklılaştıranların bir yalanı da tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Çünkü birinci ve ikinci öğretim öğrencilerinin ortalama öğrenci cari hizmet maliyetleri eşit olarak belirlenmekte.
Şimdi yıllardır yanıt verilmeyen soruların tekrar sorulmasının vaktidir. Yıllardır aynı sıralarda oturan, aynı kapılardan geçerek, aynı kütüphaneleri kullanan birinci ve ikinci öğretim öğrencilerinden alınan paralar arasındaki farkın nedeni neydi? İkinci öğretim öğrencilerinin yediği yemeğe katılan domates mi pahalıydı? Üniversite içi hizmetlerin her alanını özelleştiren, maliyet hesapları yapmakta ustalaşmış eller hata yapmış olmayacağına göre bu farkın nedenini biz söyleyelim: kar hırsıyla büyümüş gözler ve kapitalist büyümenin kurallarından olan “ürün farklılaştırma”. İkinci öğretim üzerinden, uzaktan eğitim, SUNNY programlarında da olduğu gibi, eğitim pazarında(!) çeşitlilik sağlanmaya devam ediliyor.
Bir elinde hesap makinesiyle yükseköğretim politikalarına yön verenlerin dilinden bu kadar konuştuktan sonra tekrar anlıyoruz ki birinci ve ikinci öğretim programları birbirlerinin aynısıdır. İkisi de parasız olmalıdır!
En azından gençlik hareketinin, AKP’den parasız eğitim beklentisi bulunmamaktadır. Zira AKP, üniversitelerdeki piyasacı ve gerici dönüşümü tamamlayacak; elinde raporlara meclis koridorlarında, YÖK önlerinde yıllardır çaba harcayan sermayenin beklentilerine yanıt olacak olan YÖK reformunun hazırlığını yapmaktadır. Üniversite içi hizmetlerin ticarileştirmesi sürecinin hala güncel örnek
lerle işleten; teknokentlerle, üniversite-sanayi işbirliği anlaşmalarıyla sanayiye hizmetkar üniversiteyi yaratan iktidarın yaptığı her değişiklikte her yenilikte çapanoğlu aramak ve bunu teşhir etmek gençlik hareketinin görevidir.
Öte yandan bugün birinci ve açık öğretimler için de olsa harçlar kaldırılmışsa, yıllardır kesintisiz parasız eğitim mücadelesi veren gençlik hareketinin tüm öznelerinin; 1996 yılında TBMM’de “Öğrenim Hakkımız Engellenemez. Paralı Eğitime Hayır” pankartı açarak meclisin güvenli koltuklarına korku salan ve 96 yıl hapis cezası alan kalemli çetenin, başta 2009 Harç zamları süreci olmak üzere örnek bir direniş sergileyenlerin, F-tiplerinde hala tutsak edilen 700’ün üzerinde üniversitelinin emeği vardır. Son sözü daha fazla uzatmaya gerek yok, gençlik hareketi için “pazarlık yok, harçlara hayır”.
Notlar:
(1)http://tr.scribd.com/doc/101063091/2012-Paral%C4%B1-E%C4%9Fitim-Raporu
http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=46705
(2)Yükseköğretimde Harçlar ve Fiyatlar, Kolektif Araştırma Birimi, 2012
(3)http://oidb.gumushane.edu.tr/file/826
Cihan Uyanık
İstanbul Öğrenci Kolektifi Üyesi