Clinton’un Türkiye ziyareti savaş heveslilerince “Esad için sonun başlangıcı” diye yorumlandı. Oysa Clinton ABD’nin net ve kısa vadeli bir planı olmadığını, en azından seçim sonuna kadar askeri müdahaleyi ve muhalifleri silahlandırmayı düşünmediğini ortaya koydu. Medya çoğunlukla açıklamalarını cımbızlasa da, Clinton daha çok AKP’yi ve toplam süreci kontrol altında tutma çabasını yansıtan mesajlar verdi ABD Dışişleri […]
Clinton’un Türkiye ziyareti savaş heveslilerince “Esad için sonun başlangıcı” diye yorumlandı. Oysa Clinton ABD’nin net ve kısa vadeli bir planı olmadığını, en azından seçim sonuna kadar askeri müdahaleyi ve muhalifleri silahlandırmayı düşünmediğini ortaya koydu. Medya çoğunlukla açıklamalarını cımbızlasa da, Clinton daha çok AKP’yi ve toplam süreci kontrol altında tutma çabasını yansıtan mesajlar verdi
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un Türkiye ziyareti, savaş heveslilerince “Esad için sonun başlangıcı” olarak yorumlandı. Clinton’un Esad yönetimini karşısına alırken üstü kapalı olarak AKP’ye yönelik uyarılarda bulunduğu ve seçime kadar bir yük almaktansa AKP’yi taşeron olarak kullanmayı tercih ettiği görmezden gelindi.
Hillary Clinton, Türkiye’ye 5 ay içinde düzenlediği üçüncü ziyaretinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Clinton askeri seçeneği en azından şimdilik düşünmediklerini belirtirken, çalışmaları ortaklaşa yürütme kararıyla da AKP’nin adımlarını kontrol altında tutma niyetini açığa vurdu.
Savaş heveslilerinin abartılı sevinci
Savaş hevelilerinin ziyarete dair yorumunu medyadaki sözcüleri Aslı Aydıntaşbaş özetledi. Clinton’un “ABD ve Türkiye, ‘Esad sonrası Suriye’ için ‘düğmeye bastı.’ Hillary Clinton’un kritik İstanbul gezisinde Suriye içinde uçuşa kapalı ‘güvenli bölgeler’ yaratılması da dâhil çeşitli önlemler masaya yatırıldı.”
“Clinton’ın temaslarında Suriye’de Beşar Esad sonrası süreci şekillendirmek için ortak ‘operasyonel planlama’, ‘askeri ve istihbarat çalışma grupları’ ve muhaliflerin organize edilmesine karar verildi…”
Askeri seçenek henüz masada değil
Clinton ve Davutoğlu, somut olarak yapılabileceklerin araştırılması için “ortak çalışma grubu” kurulması kararı aldıklarını açıkladı ancak Clinton, kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde ABD’nin herhangi bir askeri operasyona dahil olmayacağını bildirdi.
ABD daha önce de Suriye sınırındaki askeri yığınak ve tatbikatlar nedeniyle Türkiye’yi uyarmış fazla ileri gidilmemesini istemişti.
“Esad’sız bir Suriye” söylemini yineleyen Clinton daha fazla ölüme neden olacak girişimlere karşı da mesafeli olduklarını söyledi ve muhaliflere şimdilik silah desteği vermeyeceklerini açıkladı.
Açıklamaları cımbızlamayınca
AKP medyası ve diğer savaş heveslileri, Clinton’un Suriye’de PKK’nin varlık kazanmasına izin vermeyeceğini ve tampon bölge seçeneğinin değerlendirildiği açıklamalarını öne çıkardı. Ancak Clinton’un ziyaretini “ABD’nin acelesi yok” başlığı ile veren Cumhuriyet ise açıklamaların tamamını verdiğinde tablonun yansıtıldığından farklı olduğu görülüyor:
“Clinton, tampon bölge gibi somut adımlar konusundaki soruları ‘bu konularda daha fazla analize ihtiyaç duyduğumuzu söyledik, şiddeti durdurmalıyız, daha fazla şiddet oluşturmak hedefimiz değil’ diye yanıtladı. Suriye’de PKK’nin ve El Kaide’nin etkin olmasına izin vermeyeceklerini belirten Clinton, ‘Türkiye’yle istihbarat paylaşımını sürdüreceğiz’ dedi”
AKP’ye El Kaide uyarısı
Davutoğlu, “Böylesi bir güç boşluğundan istifade etmek isteyen başta PKK olmak üzere terör gruplarına karşı her türlü tedbiri almamız gerektiği konusunda da ortak bir perspektife sahibiz” diye yorumladığı ABD mesajının içinde kendilerine yönelen uyarıyı gizlemeyi tercih etti. Clinton Türkiye ziyareti öncesinde de Suriye’de mezhepçi şiddetin desteklenmesine karşı olduklarını belirterek üstü kapalı olarak AKP’yi uyarmıştı.
AKP, Esad’a karşı El Kaide gibi grupların hareketlerine yardımcı oluyor. El Kaide ve diğer Vahabi, Selefi grupların şiddeti halihazırda Esad’a karşı savaşan Suriyeli grupların da tepkisini çekiyor. Öte yandan emperyalistlere de yeni bir yönetime aday, güvenilir ve kontrollü bir müttefik seçeneği sunmuyor.
ABD süreci kontrol altına almak istiyor
Uluslararası ve bölgesel dengeler hala bir dış müdahaleye uygun değil. Rusya ve Çin’in onayı olmadan Libya türü bir müdahale mümkün olmayacak. Ayrıca Esad karşısında silahlı mücadele yürüten Suriye muhalefeti de parçalı yapısı nedeniyle güvenilir bir alternatif oluşturmuyor. Irak işgalindeki gibi, devletin toptan çöküşüne yol açacak bir müdahaleye girişmeyeceklerini belirten Clinton, ABD’nin net ve kısa vadeli bir plana sahip olmadığını, krizin yükünü AKP’nin sırtına yükleyip, süreci kontrol altında tutmaya çalıştığını açığa vuruyor.
Sendika.Org