CHP, son dönemde çok tehlikeli bir politika yürütüyor. Bunu bilerek mi yapıyor, yoksa birileri Kemal Kılıçdaroğlu’nu dolmuşa mı bindiriyor bilemiyorum. Ama bir gerçek var ki, bu ‘ateşle oynama’ politikalarının CHP’ye yol, su, elektrik olarak geri döneceği kesin. Bakın CHP, neler yapıyor… Hatay’da Esad’ın pankartlarının olduğu ve Esad lehine sloganların atıldığı bir panelde CHP ve Aydınlık […]
CHP, son dönemde çok tehlikeli bir politika yürütüyor. Bunu bilerek mi yapıyor, yoksa birileri Kemal Kılıçdaroğlu’nu dolmuşa mı bindiriyor bilemiyorum. Ama bir gerçek var ki, bu ‘ateşle oynama’ politikalarının CHP’ye yol, su, elektrik olarak geri döneceği kesin.
Bakın CHP, neler yapıyor…
Hatay’da Esad’ın pankartlarının olduğu ve Esad lehine sloganların atıldığı bir panelde CHP ve Aydınlık Gazetesi birlikte bir bakıma Baas rejimi sempatisinde birleşiyorlar.
Dahası, CHP Denizli milletvekili İlhan Cihaner aşka geliyor ve Hatay’daki panelde yaptığı konuşmada, Suriye’den gelen mültecileri aşağılayan bir üslupla “işgalci konumundaki bu kişilere evlerinizi kiralamayın, kiraya verenlerle de selamı sabahı kesin” çağrısı yapıyor.
Bu da yetmiyor, CHP lideri Kılıçdaroğlu elinde hiçbir bilgi ve belge olmadığı halde, “Apaydın kampında muhalifleri mi eğitiyorsunuz” diyerek Türkiye’yi dünyaya şikayet ediyor.
Yani Kılıçdaroğlu, Esad karşıtlarının destekçisi bir Türkiye profilinin fotoğrafını çıkartarak hem doğrudan Esad rejimine arka çıkıyor hem de Türkiye’yi suçlamaya hazır Esad destekçisi ülkelere moral destek sağlıyor.
Oysa hepimiz biliyoruz ki Türkiye, uluslararası bir sözleşmeye dayalı olarak mültecileri kabul ediyor. Bir kere, Türkiye’nin uluslararası hukuk açısından mültecileri kabul etmekten başka bir seçeneği yok. Ayrıca, insani olarak da doğru olan, katliamdan kaçan insanların kabul edilmesidir.
Bütün bunları Kılıçdaroğlu bilmiyor olamaz. Bu durumda, CHP’nin ‘yeni kriz’ politikaları oluştururken, Türkiye karşıtı güçlerin ‘ihanet senaryoları’nın farkında olup olmadığını sormak gerekiyor.
Çünkü, CHP’nin sempati halesi oluşturmaya çalıştığı diktatör Esad, Kuzey Suriye’de PKK’ya taktik olarak yeni alanlar açıyor ve terör örgütünün rahat hareket etmesini sağlıyor.
Yani Kılıçdaroğlu, AK Parti’ye karşı Esad’la aynı safta durarak hem Suriye’deki katliamları görmezden geliyor hem de bilerek ya da bilmeyerek bir bakıma PKK’ya alan açıyor. Daha da trajik olanı, CHP farkında olmadan, son dönemde Suriye’deki kaos ortamından yararlanarak ‘Kürt baharı’ hevesine kapılan PKK’nın moralini yükseltiyor.
Sırf AK Parti’ye düşmanlık yapma adına, Esad’la aynı fotoğraf karesinde duran CHP ve yerli Baasçılar bilmeli ki, bugünlerde Esad’tan ihale alan terör örgütünün işlediği her cinayetten size de bir fatura kesilecektir haberiniz olsun.
Esad rejimine destek için gönüllü yazılan yerli Baasçılara söylenecek fazla bir şey yok. Ruhlarını, Esad’a sattıkları için Suriye’de bebeklerin katledilmesi umurlarında bile değil.
Ama CHP’nin kaybedeceği çok şey var. “Yeni CHP” sloganıyla yola çıkıp, PKK’yı besleyen ve cinayet ortaklığı yapan Beşar Esad’a destek organizasyonlarının içinde yer alan CHP’yi millet affetmez.
CHP, hükümeti yıkma çabalarından vazgeçip, akıllı muhalefet stratejileri geliştirmek durumundadır. Kısacası CHP, Baasçılarla flört ederek muhalefet etme anlayışından vazgeçmelidir.
Malum, 2002 yılından bu yana “AK Parti’den kurtulmamız gerekiyor” diyen bir cephe var. Bunların başında da PKK ve Ergenekon geliyor.
Unutmayalım ki, iktidarı açık hedef haline getiren terör örgütü, uzun zamandır Türkiye’de bir olağanüstü hal psikolojisi oluşturmaya çalışıyor. Dolayısıyla, bu ülkede siyaset yapan herkesin, terör örgütünü motive edecek yaklaşımlardan uzak durma zarureti vardır.