Biri yol açtığı ölümlerden dolayı istifa çağrıları için “gülüyorum bunlara” diyor. Biri “istifam işe yarayacaksa…” diye işi pişkinliğe vuruyor. Biri göçük altında kalan işçiler için “güzel öldüler” diyebiliyor. Biri “kadın cinayetleri münferit” diyor. Ve böyle uzayıp gidiyor… Çevre ve Şehircilik Bakanı Bakan Erdoğan Bayraktar Yaz ortasında Samsun’u vuran sağanak yağış, 13 kişinin öldüğü bir felakete […]
Biri yol açtığı ölümlerden dolayı istifa çağrıları için “gülüyorum bunlara” diyor. Biri “istifam işe yarayacaksa…” diye işi pişkinliğe vuruyor. Biri göçük altında kalan işçiler için “güzel öldüler” diyebiliyor. Biri “kadın cinayetleri münferit” diyor. Ve böyle uzayıp gidiyor…
Çevre ve Şehircilik Bakanı Bakan Erdoğan Bayraktar
Yaz ortasında Samsun’u vuran sağanak yağış, 13 kişinin öldüğü bir felakete neden oldu. Dere yatağına yapılan TOKİ konutlarında 5 kişi hayatını kaybetti. Samsun’da doğal afetin neticesinde zarar gören konut sayısı 367, hasar gören işyeri sayısı 333, hasar gören değişik imalatlarda kullanılan depoların sayısı 138, 3 cami, 1 okul, 1 spor salonu ve çok sayıda köprü hasar görmüş durumda.
TOKİ Konutları’ndan sorumlu tutulan Çevre ve Şehircilik Bakanı Bakan Bayraktar, ‘Suçluysam cezamı çekerim’ dedi.
İnsanların afetlere maruz kalmasını önleyen yapılaşmalar gerçekleştirmekle yükümlü kurum olan TOKİ’nin dere yatağına bina(lar) yapmasının suçlusu başka kim olabilir?
Erdoğan Bayraktar’ın 29 Ekim 2011’de Van’da ilk depremin ardından düzenlenen basın toplantısında söylediği “Bugün diyebilirim ki Van merkez ve Erciş en güvenilir bölgedir. Yıkık binalara yaklaşılmasın. Bunun dışındaki binalara girilebilir” açıklaması hatırlanacaktır.
Bu açıklamadan yirmi gün sonra 9 Kasım 2011 tarihinde, yine Van’da 5,6 Mw büyüklüğündeki depremde 25 bina yıkıldı, 40 kişi öldü ve 30 kişi enkazlardan sağ kurtarıldı.
“İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna Bayraktar’dan yanıt: “Gülüyorum bunlara.”
Adalet Bakanı Sadullah Ergin
Van’dan İstanbul’a mahkum götüren cezaevi aracında yangın çıktı. 5 mahkum yanarak öldü. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, gazetecilere yaptığı açıklamada olayı üzücü olduğunu, incelemenin sürdüğünü söyledi. Bakan Ergin, mahkumların Van ‘dan İstanbul ‘a neden uçakla götürülmediği yönündeki soruyu ise yanıtsız bıraktı.
Şanlıurfa Cezaevi’nde çıkan yangında 13 mahkum yaşamlarını yitirdi. 400 kapasitesi bulunan Urfa Cezaevinde 1200 kadar tutuklu ve hükümlü bulunuyordu. Cezaevinde kapasitenin 3-4 katı insanın bulunduğu, sıcaklığın 40 derecenin üstüne çıktığı koğuşlara klima taktırılmadığı gibi sadece sınırlı sayıda vantilatör verilmekte.
Ergin, olayla ilgili istifa etmesi gerektiği yönündeki eleştirilere karşın, “İstifam çözüme katkı sağlayacaksa bir dakika durmam” dedi. 19 Haziran’daki bu açıklamanın üstünden 25000 dakikadan fazla geçmesine rağmen ne istifa ne çözüm var.
Milli Eğitim Bakanları: Hüseyin Çelik, Nimet Baş, Ömer Dinçer
Türkiye’de 300 bin civarında ataması yapılmayan öğretmen var ve 2007’den bu yana 30’u intihar etti; “5 Haziran 2007 yılında Nurcan Uca adlı resim iş öğretmeninin hayatına son vermesiyle başlayan intiharlar zinciri, 5 Nisan 2012 tarihinde biri Trabzon’da, diğeri Diyarbakır’da olmak üzere ataması yapılmayan 2 öğretmenin intiharıyla devam etmiştir”
Öğrencilerde de durum farklı değil. “Öğrenim başarısızlığı” nedeni ile sadece 2011’de intihar edenlerin sayısı 15.
Sadece bir örnek; “Muğla’nın Fethiye İlçesi’nde, kız kardeşiyle birlikte öğrenim gördüğü dershaneye olan faiziyle birlikte 5 bin TL olan borcu nedeniyle annesinin cezaevine girmesi üzerine psikolojik bunalıma giren 18 yaşındaki Soner Semih Sipahi, evlerinin balkonundaki çardağa kendini asarak intihar etti.” (Mart 2010)
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
7 Ekim 2001’de başlayan Afganistan İşgali’nde Türk ordusu ilk “şehit”lerini 14 Temmuz 2009’da vermişti. 16 Mart 2012’de helikopter düşmesi sonucu ölen 12 asker ile birlikte Afganistan’da ölen Türk askerinin sayısı 15’e yükseldi.
Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara adlı yolsu gemisine İsrail’den 70-80 mil açıktaki uluslararası sularda 31 Mayıs 2010’da İsrail Savunma Kuvvetleri’nin yaptığı müdahale ile 10 kişi öldürüldü.
Ahmet Davutoğlu, bu katliam sonrası İsrail’den, Gazze’deki ablukayı kaldırmasını, Mavi Marmara olayı nedeniyle özür dilemesi ve tazminat ödemesini istedi. Ve “Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak vatandaşlarımızın haklarını hem ulusal hem uluslararası düzeyde korumak, bu hakların takipçisi olmak bizim için bir görevdir” dedi. O günden bu güne hiçbir gelişme yaşanmadı. Davutoğlu, hala “görev”de.
Temmuz 2012’de Suriye, Türkiye’ye ait bir askeri uçağı düşürdü. Uçakta bulunan iki pilot öldü. Olaydan 48 saat sonra açıklama yapan Davutoğlu, “Derin devlet tecrübemiz neyi gerektiriyorsa bunu yapacağız” dedi.
Çalışma Bakanları: Murat Başeskioğlu, Ömer Dinçer, Faruk Çelik
Türkiye’de her yıl iş kazalarında ortalama 1000 işçi ölmekte. AKP iktidarı döneminde iş kazalarında ölen işçi sayısı 10 000 civarında.
İş kazalarında ölen (cinayete kurban giden) işçiler için AKP’nin, genel yaklaşımı Ömer Dinçer’in ifadesinde karşılığını bulur. Ömer Dinçer’in Çalışma Bakanı olduğu dönemde, Zonguldak’taki maden faciasında 30 işçinin hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak şunu söylemişti: “Güzel öldüler.”
Kadın ve Aileden Sorumlu ya da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı: Nimet Çubukçu, Aliye Kavaf, Fatma Şahin
AKP döneminde kadın cinayetleri yüzde 1400 artış gösterdi. Kadın cinayetleri sayısı:
2002: 66
2007: 1077
2009: 1126
Devlet kendisine başvuran kadınların yüzde 73’ünü korumadı ve bu kadınlar öldürüldü.
Sadece 2005-2010 yılları arasında, 100 binin üzerinde kadın cinsel saldırıdan mağdur oldu.
Nimet Çubukçu; “2001-2006 yılları arasında ülkemiz genelinde meydana gelen töre ve namus cinayetleri kapsamında, 1806 cinayet olayının meydana geldiği tespit edilmiştir. Yine aynı dönemde 5 bin 375 kadının intihar ettiği anlaşılmıştır.” Polislere eğitim verildiğini ve bir şiddet vakasında artık çok daha duyarlı davranan emniyet teşkilatı olduğunu vurgulayan Çubukçu: “Elbette ki daha az dikkatli davranan olabilir. Ama bugünden yarına değişecek bir şey değil” demekte.
Çubukçu’dan görevi devralan Aliye Kavaf, Bakan koltuğunda otururken “Eşcinsellik hastalıktır, kadın cinayetleri münferittir” dedi.
Aliye Kavaf’ın yerine geçen Fatma Şahin, 23 Nisan’da, daha önce şikayet ettiği ancak savcılık tarafından serbest bırakılan eşi tarafından öldürülen kadın hakkında açıklamalarda bulundu. ”Savcı hakkında ne yapacaksınız?” sorusuna, ”Şu anda Başbakanımız ile görüşeceğiz” karşılığını verdi.
Sağlık Bakanları: Recep Akdağ
Türkiye’de bebek ölümleri binde 21,7 iken, bu oran İsveç’te binde 3, İspanya, Almanya, Çek Cumhuriyeti ve Yunanistan’da binde 4, İngiltere’de binde 5, Polonya’da binde 7, Küba’da 0. Bir yılda Türkiye’de 1 milyon 400 bin doğum gerçekleştiğine göre her yıl 29 400 bebek ölüyor. Bu ölümlerin sorumlusu on yıldır bakan koltuğunda oturan Recep Akdağ’dan başkası değildir.
Sezaryeni yasaklayan, kürtajı cinayet sayan Sağlık Bakanı, “kendi hastanelerinde bin 532 kuvöz bulunurken, ihtiyaç duyulan kuvöz sayısı ise 5 bin olduğunu” biliyordur elbette.
Görev yaptığı Gaziantep’deki hastanede muayene ettiği bir hastanın yakını tarafından bıçaklanarak öldürülen Dr. Ersin Arslan için tüm yurtta olduğu gibi İzmir’de de sağlık çalışanlarının yaptığı eylemde, İzmir Tabip Odası Başkanı Erdener Özer “Açıklarınızı makyajladınız, bizi karaladınız. Artık özür de yetmez, istifa edeceksiniz. Ar
tık tedbir almanızı değil, çekip gitmenizi istiyoruz. Anketlerinizi ve Alo 184’ünüzü alıp başınıza çalın” diye konuştu.
Onbinlerce sağlık çalışanının istifa etmesini istediği Recep Akdağ hala koltuğunda oturuyor.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım
Sakarya’nın Pamukova İlçesi’nde 22 Temmuz 2004’de meydana gelen ve 41 kişinin ölümü, 89 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan Hızlandırılmış Tren kazasından birinci derecede sorumlu.
Yıldırım, kazadan sonra istifa konusunun gündeme geldiğini ve Meclis’te görüşüldüğünü belirterek, şöyle dedi: “Kazada uygulanacak yol bellidir. Kaza incelenir, sorumluları kimlerse gereği yapılır. Sorumlular sonuçlarına tabii ki katlanacaktır. Ama peşinen, hiçbir şeye bakmadan Bakan istifa etsin dediğiniz zaman işin şekli biraz değişiyor. Biz bu anlayışla bir yere varamayız. İstifa edilmesi gereken yerde elbette ki istifa ederim.”
Tren kazası ile ilgili Adapazarı 2’nci Ağır Ceza Mahkamesi’nde Şubat 2012’de yapılan duruşmada, açılan kamu davası ile ilgili olarak 7.5 yıllık zaman aşımı süresinin 22 Ocak’ta dolduğunu belirten mahkeme heyeti, davanın düştüğüne karar verdi.
Ayrıca Cumhuriyet Savcılığı’nın TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman hakkında soruşturma açılması talebi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından reddedilmişti.
İçişleri Bakanları: Abdülkadir Aksu, Osman Güneş, Beşir Atalay, İdris Naim Şahin
Biber gazı ile öldürüldüğü kesinleşen insanlardan sadece üçü; Metin Lokumçu, Hacı Zengin, Çayan Birben…
“Dur ihtarı”na uymadığı için öldürülenlerden bir kaçı; İzmir’de Baran Tursun, Adana’da Uğur Çelik ve Ahmet Yıldırım (14 yaşında) , Antalya’da Çağdaş Gemik, Samsun’da Gökhan Çetintaş (16 yaşında), ….
Abdülkadir Aksu, 29 Kasım 2010 tarihinde WikiLeaks tarafından açıklanan “05ANKARA3199” adlı, gizli ibaresi bulunan ve 6 Ağustos 2005 tarihli belgeye göre kendisinin eroin kaçakçısı, genç kızlara düşkün olduğu ve oğlunun mafya lideri olduğu iddia edilmiştir.
Beşir Atalay döneminde (2007-2010) 3 yılda polis şiddet sonucu 255 kişi öldürüldü.
34 kişinin bombalanarak öldürüldüğü Uludere katliamından sonra İdris Naim Şahin “hayatlarını kaybetmemiş olsalardı kaçakçılıktan yargılanacaklardı” demekle kalmadı, Uludere katliamının “özür dilenecek mahiyette bir olay olmadığını” da söyledi. İstifasını isteyenleri umursamadı bile.
Sonuç
Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlığındaki AKP 10 yıldır iktidarda, katil bakanlarıyla birlikte…