Peron ile vagon arasındaki boşluğa düşerek yaşamını yitiren Ebru Gültekin’in yakınları olayın ihmal silsilesi olduğunu söylüyor İşçi Filmleri Festivali filmlerinin çevirmenlerinden Ebru Gültekin, 11 Temmuz Çarşamba günü, TCDD’nin ihmali nedeniyle hayatını kaybetti. Gültekin, perona giren trene, oğlu Ege’nin içinde bulunduğu bebek arabasını yerleştirdiği sırada kapılar kapanıp tren harekete geçince, vagon ile peron arasındaki boşluğa düştü […]
Peron ile vagon arasındaki boşluğa düşerek yaşamını yitiren Ebru Gültekin’in yakınları olayın ihmal silsilesi olduğunu söylüyor
İşçi Filmleri Festivali filmlerinin çevirmenlerinden Ebru Gültekin, 11 Temmuz Çarşamba günü, TCDD’nin ihmali nedeniyle hayatını kaybetti. Gültekin, perona giren trene, oğlu Ege’nin içinde bulunduğu bebek arabasını yerleştirdiği sırada kapılar kapanıp tren harekete geçince, vagon ile peron arasındaki boşluğa düştü ve hayatını kaybetti. Olay sırasında ne kapıların kapanıp kapanmadığını denetleyen bir kondüktör vardı ne sinyalizason çalışıyordu.
Ebru Gültekin için yapılan anmada arkadaşları olayın “kaza” olarak gösterilmesine, kaderle ilişkilendirilmesine ve Gültekin’in paniğe kapıldığı ya da dengesini kaybettiği şeklindeki yorumlara itiraz ederek, “Aslında işlenen suçu yok saymaya ve tepkileri esas sorumlulardan başka noktalara yönlendirmeye dönük bir söylemin yaygınlaştırılmasına izin vermemeye kararlıyız” dedi.
İhmal silsilesi
Gültekin’in arkadaşlarından ve İşçi Filmleri Festivali gönüllüsü Aslı Takanay, bu olayın bir ihmal silsilesi sonucu işlenen kamusal bir cinayet olduğunu söyleyerek, sorumluların, Marmaray Projesi için getirtilmiş olan yeni ve daha güvenli trenler Edirne ve Haydarpaşa’da bekletilirken, kapıları bile doğru dürüst kapanmayan 40 yıllık trenlerle hâlâ yolcu taşınmasına göz yuman Ulaştırma Bakanı ve Devlet Demiryolları müdürü olduğunu vurguladı.
Takanay, mevcut demiryollarınının hem yük trenleri hem de şehirlerarası ekspres yolcu trenleri tarafından kullanıldığı ve eski tip banliyö trenleri için uygun olmadığınının bilinmesine rağmen aynı trenlerin tümünün işlemesine göz yuman sorumluluları vagon ile peron arasındaki mesafenin en fazla 5 cm’yi geçmemesi gerektiğini bildikleri halde 20 ila 40 santimetre arasında değişen vagon-peron arası mesafeyi görmezden gelmekle eleştirdi. Takanay, Ulaştırma Bakanı ve Devlet Demiryolları müdürünün insan hayatını zerre kadar önemsemediğine dikkat çekti.
Olayın, özelleştirme ve taşeronlaşmanın yaygınlaşması ve dolayısıyla sorumluluk kavramını yok etmesiyle ilgili olduğunu da anlatan Takanay, “Kurumun yapması gereken birçok hizmette olduğu gibi, istasyon ve duraklardaki yolcuların can güvenliği de taşeronlaştırma politikaları dahilinde özel sektöre verildiğinden, bu hizmetler hem kalifiye olmayan insanlar tarafından yürütülüyor, hem de eksik personel çalıştırılıyor” dedi.
Ebru hayatta olsaydı başka türlüsünü yapmazdı
Takanay, son olarak “Bizler, Ebru’muz hayatta olsa ve böylesi bir şekilde birinin hayatının elinden alındığına şahitlik etse, başka türlü davranmayacağını gayet iyi bildiğimizden, başka ölümler yaşanmasın diye, bu olayda ihmali olan Ulaştırma Bakanı ve Devlet Demiryolları Müdürü görevden alınana, yargılanana ve cezalandırılana kadar bu davanın takipçisi olacağımızı buradan duyuruyor, benzeri can kayıplarının yaşanmaması için gerekli önlemlerin derhal alınmasını talep ediyor ve sizleri de bu süreçte bizlerle dayanışma için olmaya davet ediyoruz” dedi.
Ebru Gültekin’in ablası da olayla ilgili dava açacaklarını duyurdu ve destek beklediğini dile getirdi.
Öte yandan BTS’ye bağlı işçiler demiryollarına uygun olmayan eski banliyöleri kullanmayı reddediyor. Sendikalı olmayan işçiler ise eski trenleri kullanmaya devam ediyor.
Sendika.Org