On gün sonra yapılacak TTB seçimleri hazırlıkları nedeniyle iki haftadır yazamayınca… Sonunda sağlık hakkı mücadelesine de uzanan “KCK operasyonu”na değinemedim. Konuya daha sonra tekrar dönmek üzere, bu hafta köşemi Sincan cezaevindeki gençlerimizin genç arkadaşlarına bırakayım… TTB Tıp Öğrencileri Kolu’nun yaptığı basın açıklamasını özetleyeyim dedim. * * * “06.06.2012 tarihinde 6 ilde aralarında tıp, diş hekimliği, […]
On gün sonra yapılacak TTB seçimleri hazırlıkları nedeniyle iki haftadır yazamayınca…
Sonunda sağlık hakkı mücadelesine de uzanan “KCK operasyonu”na değinemedim.
Konuya daha sonra tekrar dönmek üzere, bu hafta köşemi Sincan cezaevindeki gençlerimizin genç arkadaşlarına bırakayım…
TTB Tıp Öğrencileri Kolu’nun yaptığı basın açıklamasını özetleyeyim dedim.
Bu kadar geniş çaplı bir operasyonun ardında artık herkesin malumu olan “KCK üyeliği” var. Onlarca sağlık öğrencisi “KCK Halk Sağlığı Komitesi”nin öğrenci kolunda faaliyet gösteriyormuş.
Arkadaşlarımızın sağlık alanındaki pek çok meslek örgütünün ve sendikaların organize ettiği, Türkiye tarihindeki en kalabalık sağlık mitingi olan, 13 Mart 2011 tarihinde Ankara Sıhhiye Meydanı’nda gerçekleşen “ÇOK SES TEK YÜREK” mitinginde slogan atmaları, Kürtçe marş söylemeleri, parasız sağlık ve parasız eğitim yazan pankart taşımaları da sorgulanan “örgüt faaliyetletleri” arasında.
Ankara’da yoksul mahallelerde yapılan sağlık çalışmasında sağlık sisteminde süregelen reformlar, hekime yönelik şiddet gibi konularda insanlara görüşlerini sormak da sorgulanıyor bu davada.
Sorgunun biz tıp öğrencileri için en ironik noktası ise şu: “Neden hepiniz Halk Sağlığı Komitesinden bahsediyorsunuz?”. Neyse ki bir arkadaşımız sorgu sırasında bu konuya bir açıklık getirmiş: Halk sağlığı tıp eğitiminin bir bölümü, halk sağlığı komitesi tıp fakültesi 3. sınıf son komitesidir.
Arkadaşlarımızın Türk Tabipleri Birliği ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası içerisinde, bu kurumların bilgisi dahilinde olan sağlık çalışmaları illegalize edilmeye çalışılıyor. Sağlık emekçilerinin AKP hükümetinin halkın sağlık hakkını gasp eden ‘paran kadar sağlık’ anlayışına karşı çıkması ve bu karşı çıkışın süregen bir şekilde gün geçtikçe güçlenmesi bu mücadeleyi yürütenleri hedef haline getirerek baltalanmaya çalışılıyor.