Munzur Vadisi’ne yapılmak istenen Konaktepe Barajı ve HES projeleri ile ilgili elektrik üretim lisansı, Danıştay tarafından iptal edildi. Bölgedeki 4 baraj ve HES projesi için emsal niteliğindeki karar ile Su Kullanım Hakkı Anlaşması da hükümsüz kaldı Munzur Vadisi’ne yapılmak istenen Bozkaya, Akyayık, Kaletepe, Konaktepe barajları ve aynı isimli 5 adet HES projesi ile ilgili önemli […]
Munzur Vadisi’ne yapılmak istenen Konaktepe Barajı ve HES projeleri ile ilgili elektrik üretim lisansı, Danıştay tarafından iptal edildi. Bölgedeki 4 baraj ve HES projesi için emsal niteliğindeki karar ile Su Kullanım Hakkı Anlaşması da hükümsüz kaldı
Munzur Vadisi’ne yapılmak istenen Bozkaya, Akyayık, Kaletepe, Konaktepe barajları ve aynı isimli 5 adet HES projesi ile ilgili önemli bir kazanım elde edildi. Danıştay 13. Dairesi, Konaktepe Barajı ile Konaktepe 1 ve Konaktepe 2 HES projeleri ile ilgili olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından Konaktepe Elektrik Üretim A.Ş.’ye verilen “elektrik üretim lisansını” iptal etti. İptal kararı, 7 Haziran tarihinde taraflara tebliğ edildi.
Danıştay, iptal gerekçesi olarak milli park olarak ilan edilen yerlerde ekolojik denge ve değerlerin bozulamayacağını, doğal kaynakların işletilmesinin yasak olduğunu, çevre ve kaynak koruma politikalarıyla tezat olmaması ve kamu yararı gözetilmesi durumunda izin verilebileceğini belirtti.
Danıştay 13. Dairesi, 11 Ekim 2010 tarihli ve 2010/995 sayılı esas kararıyla Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun devreli Gelişme Planı’nı da onaylamamış, milli park niteliğindeki vadide su kaynaklarının kullanımını ve işletilmesini yasaklamıştı. HES’çi şirket tarafından karara yapılan itiraz ise reddedilmişti.
Danıştay’ın kararı ile birlikte, bölgede yapılmak istenen diğer baraj ve HES projelerinin iptali için de emsal kararı doğmuş oldu.
Su Kullanım Hakkı Anlaşması hükümsüz!
Munzur Vadisi’ne yapılmak istenen projeler ile ilgili davayı açan Barış Yıldırım, bir basın açıklaması ile sürece dair değerlendirmelerde de bulundu. Projeler için çevresel etüt ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin henüz işletilmediğini hatırlatan Yıldırım, Mili Park Uzun Devreli Gelişme Planı’nın da onaylanmamasının önemine dikkat çekti. Yıldırım, Danıştay’ın lisansı iptal etmesi ile birlikte Devlet Su İşleri ve Konaktepe Elektrik Üretim A.Ş. arasındaki Su Kullanım Hakkı Anlaşması’nın da hükümsüz olduğunu vurguladı.
‘Direnme hakkımızdır’
Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu’nun 2-3 Haziran 2012’de Ankara’da gerçekleştirilen Çevre ve Kent Hukuku Kurultayı’nın sonuç bildirisine atıf yapan Yıldırım, açıklamasını şöyle tamamladı: “Doğal ve kültürel değerlere yönelik talan ve hukuksuzluğa karşı direnme hakkını sonuna kadar kullanacağız. Baraj projeleri ile yapılmak istenen ’38, ’94 sürgününden sonra üçüncü sürgündür! Tarihimize, yaşam alanlarımıza, geleceğimize yönelik projelere geçit vermeyeceğiz!”
Sendika.Org