Suriye’de düşürülen Türk savaş uçağı ile ilgili olarak Halkevleri, BDP, ÖDP, ESP, TKP ve EMEP adına yayımlanan açıklamalarda AKP iktidarının hesap vermesi istendi ve işbirlikçi savaş çığırtkanlığına karşı mücadele çağrıları yapıldı Bir Türk jetinin Suriye hava sahasını ihlal ettikten sonra Suriye savunması tarafından vurulmasının ardından iktidar cephesinden itidalle karışık hamaset nutukları atılıyor. Ekranlarda ise savaş […]
Suriye’de düşürülen Türk savaş uçağı ile ilgili olarak Halkevleri, BDP, ÖDP, ESP, TKP ve EMEP adına yayımlanan açıklamalarda AKP iktidarının hesap vermesi istendi ve işbirlikçi savaş çığırtkanlığına karşı mücadele çağrıları yapıldı
Bir Türk jetinin Suriye hava sahasını ihlal ettikten sonra Suriye savunması tarafından vurulmasının ardından iktidar cephesinden itidalle karışık hamaset nutukları atılıyor. Ekranlarda ise savaş çığırtkanları boy gösteriyor.
Toplumsal muhalefet ise yaşanan krizin kaynağında AKP dış politikasının yer aldığını vurguluyor. “O uçağın orada ne işi vardı?” sorusu giderek daha yüksek sesle sorulurken, işbirlikçi ve savaş çığırtkanı tutumlara karşı mücadele kararlılığı vurgulanıyor.
Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay adına yayımlanan açıklamada, AKP’nin saldırgan dış politikasına dikkat çekildi ve Halkevleri’nin savaş kışkırtıcılığına karşı mücadele edeceği belirtildi.
“”Komşularla sıfır sorun, Ortadoğu’da lider ülke” söylemleriyle, esasında emperyalizmin aktif taşeronluğunu yapma hedefiyle yürütülen saldırgan politika Türkiye’ye bedel ödetiyor, ödetmeye devam edecek. Dün öğlen saatlerinde düşen savaş uçağının Suriye sularında ve Suriye tarafından düşürüldüğü açığa çıktı.
Şimdilik iki ülkede de yönetenler temkinli açıklamalar yapmakla yetiniyor. Ancak yine de gerek yazılı, gerek görsel medyada yeminli savaş çığırtkanları, yerlerini aldılar. Bunlar için gerek Ortadoğu gerekse Kürt sorunu söz konusu olduğunda tek yapılacak şey savaşmaktır. “Haydi, ordu Kandile” naraları atanlar ne bu ülkede yaşayan halkların kardeşliğinin nasıl tesis edileceğini, ne de ölecek olan gençleri düşünmektedir. Bu çığırtkanların sorunların çözümüne dair savaştan başka, intikam histerisini yaygınlaştırmaktan başka bir anlayışları yoktur.
AKP hükümeti ve cumhurbaşkanı şimdilik itidalli açıklamalar yapmaktadır. Ancak bu “sağduyu” neden şimdiye kadar gösterilmemiştir. Başbakan “Suriye bizim iç meselemizdir” derken bu gibi ve daha vahim sonuçların ortaya çıkabileceğini düşünmedi mi? Yaşananların sorumlusu Aylardır NATO’yu, uluslararası güçleri Suriye’yi müdahaleye çağıran, Suriye’de iç savaşı alenen kışkırtan AKP hükümetidir.
Cumhurbaşkanı “Jet uçaklarının deniz üzerinde uçarkenki sürati düşündüğünüzde, sınırlara kısa mesafeli olarak girilip çıkılması rutindir biraz”, yani “uçağımız sınır ihlali yapmış olabilir” diyor.
Suriye’de son derece hassas bir dönem yaşanırken uçağın Suriye sınırları içinde ne işi var?
Halkevleri olarak ülkemizde ve bölgede AKP iktidarının yürüttüğü taşeronluk ve savaş politikalarının ülkemiz ve Ortadoğu halklarına ağır bedeller ödetme riskinin her geçen gün arttığını görüyoruz. Hükümeti bu yanlış siyasetten dönmeye çağırıyoruz.
Bizler barıştan, kardeşlikten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. İktidarın ve onun savaş borazancılarının ülkemizi bataklığa sürüklemesine izin vermeyeceğiz. Emeryalizme ve işbirlikçiliğe karşı mücadele edeceğimizi birkez daha ilan ediyoruz.”
Gültan Kışanak: O uçağın orada ne işi vardı
BDP Eşgenel Başkanı Gültan Kışanak, şu açıklamada bulundu: “Bunun ne kadar tehlikeli ve riskli bir politika olduğu dün yaşananlarla ortaya çıkmıştır. Öncelikle Türkiye’nin bu müdahaleci, askeri operasyon yanlısı ve bunu da Türkiye eliyle yapma heveslisi olmaktan kurtulması gerekmektedir. Dün yaşadığımız olay gerçekten üzüntü veren, olmaması gereken bir durumdu. Ancak bu, Türkiye’nin Suriye, Ortadoğu politikasını sorgulamamıza vesile olabilecek önemli bir gelişmedir. Tüm Türkiye kamuoyunun, AKP Hükümeti’nin bu politikalarını sorgulaması gerekiyor. Başımıza ne dertler açacağı, Türkiye’yi nerelere sürükleyeceğinin bir işareti olmuştur.”
Olayın kendisinin karşısında Ankara’nın, iktidarın içine girdiği acziyetin de başka bir problem olduğunu ifade eden Kışanak, şöyle konuştu: “Saat 12.00 gibi uçağın radarla bağlantısı kesiliyor, ama akşam 20.00-21.00’a kadar bu konuda resmi bir açıklama yapamaz halde olan bir iktidar karşımızda. Bir çocuk başını almış da bir yere gitmiş değil, bu ülkenin bir savaş uçağı Malatya hava üstünden havalanmış ve saat 12.00 civarlarında kendisiyle irtibat kesilmiş ama Türkiye kamuoyuna şunun bilgisi verilmedi, bu uçak hangi görev için havalandı, nereye gidiyordu, hedefi neydi? Uçak kaybolacak bir şey değil. Hükümetin izlediği bu müdahaleci, askeri operasyon yanlısı politikayı sürdürebilme kabiliyetinin olmadığı da açığa çıkmıştır. Kendi uçağını 7-8 saat akibetinin ne olduğunu açıklamayacak durumda olan bir iktidarın bu kadar müdahale yanlısı ve heveskar olması Türkiye’yi büyük bir bataklığa sürükleyecek kadar güçlü bir tehlikedir. Herkesin bu tehlikeyi görerek, sorgulaması gerekiyor.”
Kışanak, Suriye’ye olası müdahale konusunda ise şunları ifade etti: “Temenni ediyoruz ki, olmasın. Buradan yola çıkarak milli bir gururmuş gibi bu işi tanımlayıp, toplumu böyle hazırlayıp, bir müdahale ve bir sıcak çatışma sürecini başlatma yaklaşımı varsa, herkesin bunun karşısında durması lazım. Bir devlet için savaş uçağının düşürülmesi kolay kabul edilebilir bir şey değildir. Ama bunu kendisi bile 7-8 saat izah edemeyecek haldeyse, o uçağın orada ne işi vardı, hangi görev için gitti, niye sınır ihlali yaptı, bunların cevabını veremiyorsa bu zaten büyük bir problemdir. O nedenle biz bunun bir savaş politikasına vesile edilmesine kesinlikle karşıyız. Bunun Türkiye için, halklarımız için hayırlı bir şey olmayacağını biliyoruz.”
Alper Taş: Barış için sorumluluk alma zamanı
ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’ye ait bir savaş uçağının Suriye tarafından düşürülmesinin ardından “gereken yapılacak” açıklamalarının, bir çatışmanın eşiğinde olunduğunu gösterdiğini belirtti.
Taş, Suriye’ye dönük askeri müdahalenin, bölgesel savaşın tetikleyicisi olacağı uyarısı yaparak, “Ortadoğu bu şekilde iç savaşlarla, etnik ve dini boğazlaşmalarla kaosu sürüklenirken, Türkiye’de bu kaosun parçası olacaktır. Bölge halkları büyük acılarla yüz yüze kalacaktır” dedi.
“Şimdi savaş çığlıkları atmanın değil, bölgesel bir barış için sorumluluk almanın zamanıdır” diyen Taş, AKP’ye “emperyalizmin aktif taşeronluğunu üstlenerek Suriye’de iç savaşın geliştirilmesine yönelik hamlelerden vazgeç” çağrısı yaptı.
TKP’den açıklama: ‘Erdoğan derhal istifa etmelidir!’
TKP Merkez Komitesi tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Türkiye’ye ait bir askeri keşif uçağının Suriye havasahasında düşürülmesi, AKP iktidarının ABD ve İsrail himayesinde oynadığı kanlı ve kirli oyunun boyutlarını göstermektedir. Bu AKP iktidarının komşu Suriye’ye karşı ilk provokasyonu değildir. Silahlı çeteler Türkiye topraklarında eğitilmekte, CIA görevlileriyle Türk yetkililer bu grupları silahlandırmaktadır. Kimse, ABD ve İsrail için istihbarat toplamakta olan bir savaş uçağının bir başka ülkenin toprakları üzerinde uçurulmasını “milli birlik” edebiyatıyla örtmeye kalkmasın.
AKP iktidarı suçludur. Bu suç, savaş naralarıyla, “Suriye’den hesap sorulacak” söylemiyle geçiştirilemez. Ne hakla hesap soracaksınız? “Ülkenize karşı kanlı bir tezgah hazırladık, neden topraklarınızı savunuyorsunuz” diye üste mi çıkmaya çalışacaksınız?
Adalet, hak, doğruluk diye sizin yanınızd
an geçemeyeceğiniz insanlık değerleri var. Yalnızca uluslararası hukuk değil, bu değerler de AKP iktidarını suçlu sandalyesine oturtuyor. Bu provokasyonun bedeli mutlaka ödenmelidir. Erdoğan istifa etmelidir.
Anamuhalefet partisi olma iddiasındaki CHP ise susmalıdır. AKP’yi yeterince “şahin” davranmamakla suçlayan, “vatan söz konusu olduğunda hepimiz birleşiriz” hamasetiyle hareket eden CHP’liler bilmelidir ki, Suriye’ye karşı ABD ve İsrail’le birlikte yapılan operasyonlar açıkça vatana ihanettir.
Türkiye Komünist Partisi, halkımızı siyasi iktidarın planlarını bozmaya, savaş borazanlarını susturmaya, “Suriye’ye dersini verelim” diye ortalıkta dolaşan akbabalara itibar etmemeye çağırmaktadır.
ESP: O uçak neden Suriye topraklarındaydı?
Türkiye savaş uçağının Suriye üzerine yollanmasını “savaş kışkırtıcılığı ve provokasyon” olarak değerlendiren ESP, bu savaş uçağının kimin kararıyla ve hangi amaçla Suriye topraklarına gönderildiğinin açıklanmasını istedi.
ESP, Türkiye’nin, Suriye’ye yönelik emperyalist müdahalenin parçası olmaması gerektiğini ifade etti, AKP Hükümeti’ne “Suriye’ye yönelik savaş kışkırtıcısı siyaseti terk et” çağrısı yaptı.
Savaş uçağının neden Suriye topraklarına gönderildiğinin de açıklanmasını isteyen ESP, “Tüm devrimci demokrat, ilerici ve sosyalist kuvvetleri savaş kışkırtıcılığına karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz” dedi.
EMEP: AKP politikalarının geldiği nokta
Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, düşen uçağa dair yaptığı açıklamada, “Yakın tarihe kadar dostum dediği Beşar Esad’a karşı aylardır muhalefet örgütleyen, muhalif güçleri destekleyen ve onlara eğitim ve silah dâhil her türlü desteği sunduğunu inkâr etmeyen Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümetinin politikalarının geldiği nokta, komşularla sürekli gerilim ve düşmanlık olmuştur” dedi.
“Türkiye’nin barıştan ve demokrasiden yana güçleri ise aylardır AKP Hükümetini Suriye, Irak ve İran başta olmak üzere bölgede ABD’nin çıkarlarının ve yeniden paylaşım hesaplarının bir parçası olunmaması konusunda uyarmaktadır” diyen Gürkan, “Bu uyarıları dikkate almayan AKP hükümeti, Suriye Özgürlük Ordusu adı altında ABD desteğiyle örgütlenen ve adına Suriye Muhalifleri denen oluşumu desteklemeye, örgütlemeye devam etmiş ve Suriye tarafından da, içişlerine müdahale edilmemesi için uyarılmıştır. Bugün, bütün bu düşmanlaştırma politikası üzerinden, sınır ihlali iddiası ile düşürülen uçak üzerinden iki ülke arasındaki ilişki daha da gerilmiş durumdadır” ifadesini kullandı.
“Türk savaş uçağının Suriye hava sahasında ne işi vardır?” diye soran Gürkan, şu soruların yanıtlarının bütün açıklığıyla kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini vurguladı: “Türk keşif uçağı Suriye hava sahasında neyi keşfetmektedir. Keşif için Suriye hükümetinden izin alınmış mıdır? Eğer Suriye ile ilişkiler bu kadar gergin olmasaydı, bu uçak ilk hamlede düşürülür müydü? Yoksa uyarılarla ne olduğu anlaşılarak uçuş sınır dışına bertaraf mı edilirdi?”
Sendika.Org