Dindar nesil yetiştirme projesi sadece Türkiye’de yürütülmüyor, Makedonya’da yaşayan Türkler de eğitim sistemindeki bu değişikliklerden nasibini almış vaziyette Türkiye’de eğitim sistemini dair bir dizi tartışmalar yürürken, dindar nesil yetiştirme projelerinin Makedonya’da Türkiye’nin de desteğiyle yürütüldüğünden haberiniz var mıydı? Makedonya’da son sayımlara göre yüzde 4 oranında Müslüman-Türk yaşamakta. Ben onlardan biriyim. Her azınlık gibi bizlerin de […]
Dindar nesil yetiştirme projesi sadece Türkiye’de yürütülmüyor, Makedonya’da yaşayan Türkler de eğitim sistemindeki bu değişikliklerden nasibini almış vaziyette
Türkiye’de eğitim sistemini dair bir dizi tartışmalar yürürken, dindar nesil yetiştirme projelerinin Makedonya’da Türkiye’nin de desteğiyle yürütüldüğünden haberiniz var mıydı?
Makedonya’da son sayımlara göre yüzde 4 oranında Müslüman-Türk yaşamakta. Ben onlardan biriyim. Her azınlık gibi bizlerin de tercihi anadilde eğitim. Burada Türk öğretmenler bulunduğu taktirde okullarda anadilde eğitim almak serbest. Türklerin yoğun olarak yaşadığı büyük şehirlerde Türkçe liseler mevcut, ancak Türk nüfusunun büyük kısmı uzak köylerde yaşamakta.
Hal böyle iken liseye başlayacak çocukların karşısına üç temel seçenek çıkıyor: ya devlet liselerine gidip barınma, beslenme, ulaşım gibi ihtiyaçlarını kendileri karşılayacak -ki gelirleri buna pek imkan vermiyor-; ya Makedonya’nın belirli yerlerindeki İmam-Hatip Liselerinde burs yardımı alarak eğitim görecek; ya da ‘Diyanet Bursları’ kapsamında belirli şartları sağlayınca (ör: erkek olma şartı) barınma, yeme içme, ulaşım, okul giderleri, harçlık gibi temel ihtiyaçlarının karşılandığı Türkiye’de bulunan İmam-Hatip liselerinde diğer ülkelerden gelen öğrencilerle birlikte eğitim görecek.
Maddi imkanları sınırlı olan vatandaşlar durumu çok fazla sorgulamadan burslu eğitim almak için çocuklarını İmam-Hatip Liselerine gönderiyor, bir bakıma buna mecbur kalıyor. Yani, “dindar nesil yetiştirme projesi” sadece Türkiye’de değil, Makedonya’nın da içinde bulunduğu birçok ülkede sürdürülüyor.
Sadece durmadan sayıları artan İmam-Hatip Liseleriyle değil elbet, yurtlarla, burslarla en büyük kitleye ulaşılmaya çalışılıyor. Üsküp, Göstivar, Struga gibi şehirlerde vakıflar, dernekler tarafından evler/yurtlar açılıyor. Barınma sıkıntısı olan öğrenciler bu evlere/yurtlara yerleşiyorlar, buralarda sık sık dini toplantılar düzenleyip kendi vizyonlarını öğrencilere aktarıyorlar. “İnançmetre”leriyle ölçüp dindar buldukları öğrencilere burs veriyorlar. Öyle ki 100 euro karşılığında -maddi durumları yetersiz olan- erkek öğrenciler sakal bırakıyor. Yeni nesil yavaş yavaş, ancak gözle görülür boyutta değişiyor, kadına bakış; özellikle türbana bakış dikte edilen yöne doğru evriliyor.
Ben köyde yaşıyorum, Sünni ve Bektaşilerin bir arada yaşadığı 1000 küsur nüfusu olan bir köy. Burada ‘kapanmak’ gibi bir kavram yok gibiydi, yaşlıların başörtüsü bağlamasının dışında… Gençlerin saçları kimseleri ‘tahrik etmiyordu’. ‘Etmiyor hala’ demek isterdim çok. Şimdilerde köyde yanılmıyorsam beş kişi kapalı; o çok kullanılan tabirle türbanlı yani. Bunlardan ikisinin eşleri Türkiye’de İmam Hatip Lisesi öğrencisiydi bir vakitler. Diğer ikisi de Makedonya’da İmam Hatip Lisesine yeni başlayan çocuklar. Sadece beşincisi dini eğitim veren hiçbir kurumla bağlantısı olmadan kapandı. 1/5!
Eşlerinin teşvikiyle(!) kapanmış olduklarını düşündüğüm ikisi kimlik bunalımı yaşıyor olmalılar ki kimi zaman açıyorlar saçlarını, kimi zaman kapatıyorlar. İmam Hatip Liselerinde hocalarının çağrılarıyla ve muhtemelen beyaz koyunların arasında kara gibi hissetmemeleri için kapanan öğrenciler şimdilik sadece iki kişi, bir vakit sonra daha kalabalık olacaklar ve en nihayetinde korkarım ki köydeki kara koyun olmamak için diğer kadınlar da kapanmaya başlayacaklar.
Seyran Recep/ Makedonya