Hükümet yargı alanında da ipleri eline almak istiyor. Hükümetin bu amaçla CMK 250’de yapmayı planladığı değişiklik yargıda kadrolaşan Gülen hareketini oldukça rahatsız etmişe benziyor Hükümet ile Gülen hareketi arasındaki gerilimlere yeni bir konu daha eklendi: Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 250! 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren CMK’nın 250 ve 251’nci maddeleri ile kurulan Özel Yetkili Mahkemelere […]
Hükümet yargı alanında da ipleri eline almak istiyor. Hükümetin bu amaçla CMK 250’de yapmayı planladığı değişiklik yargıda kadrolaşan Gülen hareketini oldukça rahatsız etmişe benziyor
Hükümet ile Gülen hareketi arasındaki gerilimlere yeni bir konu daha eklendi: Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 250!
1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren CMK’nın 250 ve 251’nci maddeleri ile kurulan Özel Yetkili Mahkemelere dair hükümetin değişiklik hazırlığı içinde olması Gülen hareketini tedirgin etti. “Çete, devletin güvenliğine ilişkin sayılan terör, darbe teşebbüsü, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” gibi gerekçelerle açılan davalarla bilinen Özel Yetkili Mahkemeler bir süredir kamuoyunda tartışma konusu oluyordu.
Ancak hükümet açısından bu mahkemeleri gözden geçirme ihtiyacı büyük oranda Şubat ayında ortaya çıktı. MİT müsteşarı Hikmet Fidan hakkında bu mahkemelerce soruşturma başlatılması Başbakan Erdoğan’ın büyük tepkisine neden olmuş, Erdoğan “Yargı yürütmenin üzerinde değil” demişti. Fidan’a özel yasa çıkarttırarak ve bu soruşturmayı yürüten savcı ve polisleri yerinden ederek hükümet soruna müdahale etmişti.
Geçtiğimiz hafta Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ tarafından dile getirilen, CMK’nın 250’inci maddesindeki değişiklik hazırlığı, Gülen hareketinin büyük tepkisine neden oldu. Gülen hareketi dört koldan “CMK 250 değişirse Ergenekoncular, Balyozcular, KCK’lılar, uyuşturucu kaçakçıları dışarı çıkar, darbe olur, terör azar, uyuşturucu bağımlılığı artar” tarzında söylemleri yaygınlaştırdı. Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu twitterda #CMK250KalsinTSKichizmet35Gitsin kampanyası başlattı. Yüzlerce “teröristin, darbecinin, mafya üyesinin” tahliye olacağı şeklinde haberler Samanyolu TV, Bugün ve Zaman gazeteleri başta olmak üzere Gülen medyasında sıkça yer buldu. Denge Hukukçular Derneği Başkanı İbrahim Bakım’ın “Şehit ailelerini ağlatmayın” açıklaması ile kamuoyu oluşturulmaya çalışıldı.
Bugün (4 Haziran) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Bakanlar Kurulu’nda hazırlanan ve Meclis’e sevk edilen bir tasarı var” diyerek, her türlü tepkiye rağmen sürecin işlediğinin işaretini verdi.
Özel Yetkiler ses kaydıyla korunuyor
CMK 250’de yapılması planlanan değişikliğin tartışılmasının ardından Silivri hapishanesinde tutuklu bulunan iki generalin ses kayıtları piyasaya sürüldü. Büyük bir olasılıkla açık görüşte kaydedilen konuşmalarda generallerin hapishanede dahi “korkunç intikam planları” yaptıkları iddia edildi. Bu ses kayıtları üzerinden “darbe tehdidinin ne kadar yakın” olduğu üzerine yayınlar yapıldı.
Ancak taraflar içinde çatlak sesler de çıktı. Gülen hareketine yakınlığıyla bilinen Bugün gazetesinde yazan Gülay Göktürk, CMK 250’inci maddenin tartışılmasının hemen ardından ses kayıtlarının ortaya çıkışını “İki olayın art arda gelişi bir tesadüf gibi görünmüyor” sözleriyle değerlendirdi. Göktürk daha da ileri giderek bir zamanların “şeriat geliyor” söyleminin yerini şimdi “darbe geliyor”a bıraktığını şu sözlerle anlattı: “Hani bir zamanlar başörtüsü ile ilgili basit bir düzenleme yapılsa şeriat geldi geliyor diye bağırmaya başlayanlar vardı ya; şimdi de özel yetkili mahkemelerin ve özel yetkili savcıların yetkilerinin birazcık kısılması ihtimali karşısında “darbe geliyor” diye bağırmaya başlayanlara tanık oluyoruz”.
Tam tersine örnekler de yaşandı. Hükümete yakınlığıyla bilinen Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar planlanan yasal düzenlemelerin Balyoz, Ergenekon gibi davalara “halel getirebileceği”ne dikkat çekerek hükümeti “riskli alanlardan uzak durma”ya davet ederken şu ifadeleri kullandı: “TSK’nin ehlileştirilmesi, rehabilitasyonu ve demokratik sisteme entegrasyonu henüz tamamlanamadı. Bu haliyle gelecek kuşaklara devri, eski hastalıkların yeniden depreşmesine yol açar, vesayet rejimi hortlar. Bu kez azgınlaşarak gelir intikam duygusuyla, öfkesi kabararak, salyası fışkırarak.”
“7 Şubat kepazeliği”
Her ne kadar CMK 250’deki değişikliğin AKP muhaliflerine “bayram ettireceği” iddia edilse de hükümetin düzenlemesinin büyük oranda kendini korumaya yönelik olması bekleniyor. Değişikliğin asıl olarak Şubat ayındaki MİT krizi nedeniyle gündeme geldiğini Rasim Ozan Kütahyalı Takvim’deki köşesinde şu sözlerle anlattı:
“Niçin hükümet içinde ‘CMK 250 değişsin’ görüşü ağırlık kazandı? Niçin “Ben Ergenenekon’un savcısıyım” diyecek ölçüde özel yetkili savcılara ve mahkemelere sahip çıkan Başbakan ‘CMK 250’nin değişmesi’ çizgisine geldi? Bunun TEK BİR SEBEBİ vardır… Bu sebep de tüm HİZMET CAMİASI’nın özeleştiri yapması zorunlu olan bir olaya dayanmaktadır… O olay 7 Şubat olayıdır… Ya da daha doğru tabirle 7 ŞUBAT KEPAZELİĞİdir… Devletin içindeki kimi birimlerin hadlerini ve yetkilerini aşarak Başbakan’ın emriyle yapılmış eylemleri mahkum etmeye kalkışmasıdır… Başbakan’ın emriyle yapılan politika tercihleri ve uygulamalarını eski rejimin TSK’sı gibi sorgulamaya ve hele yargılamaya kalkışmanın adına VESAYET GİRİŞİMİ denir… Ve maalesef bu rezalet CMK 250’ye dayanarak yapılmıştır, bu vesayet girişimi özel yetkili mahkemeler eliyle gerçekleştirilmeye çalışılmıştır… Ve en acısı, en üzücü olanı bu kepaze girişim Hizmet mensupları tarafından desteklenmiştir… Hizmet’e bağlı medya organları 7 Şubat kepazeliği sürecinde çok yanlış tavır almıştır… O günden beri de Hükümet ile Hizmet arası bağlar kopma noktasına gelmiştir, aradaki bağ çok yıpranmıştır ve Türkiye’nin selameti için derhal onarılması gerekmektedir…”
Hükümet ile Gülen cemaati arasındaki ilişkilerde hükümet kanadının inisiyatifi ele aldığı Şubat ayından beri yaşanan gelişmelerde açığa çıkmıştı. Daha geçtiğimiz hafta çok sayıda polisin İstanbul Emniyeti’nden doğuya gönderilmesi Gülen saflarında rahatsızlık yaratmış, Zaman gazetesi konuyu “İstanbul Emniyeti’nin şarkı çıktı” başlığıyla duyurmuştu. Şimdi gözler CMK 250’nin içeriğinde ve Gülen hareketinin bu değişikliği nasıl karşılayacağında.
Sendika.Org