Devlet tiyatrolarında 623 sanatçının yanında ne idüğü belirsiz tek taraflı bir sözleşmeye imza atan ay bazında 26 günlük sigorta yatırılmasından ötürü kıdem tazminatından ve kanuni haklardan mahrum-mağdur yıllardır puantaj usulü çalıştırılan sayısı 450’yi aşan teknik personel de var. Uzun yıllar oyunlarda görev almayan yahut görev verilmeyen sanatçı-rejisörler tiyatroya sadece yılda bir defa mahsus sözleşmelerini imzalamaya […]
Devlet tiyatrolarında 623 sanatçının yanında ne idüğü belirsiz tek taraflı bir sözleşmeye imza atan ay bazında 26 günlük sigorta yatırılmasından ötürü kıdem tazminatından ve kanuni haklardan mahrum-mağdur yıllardır puantaj usulü çalıştırılan sayısı 450’yi aşan teknik personel de var.
Uzun yıllar oyunlarda görev almayan yahut görev verilmeyen sanatçı-rejisörler tiyatroya sadece yılda bir defa mahsus sözleşmelerini imzalamaya gelirken, sezon boyunca ve sezon bittiği zamanlarda temmuz ayına kadar tahsislerde görevlendirilen sahne uygulayıcıları var.
Mürekkep parası fazla tutacağından program kitapçıklarından isimleri çıkarılan, turnelerde aynı harcırahı almalarına rağmen kadrolu sanatçılar ve sahne amirleri otel odalarında tek başlarına yatarken, her daim kendilerine uygulanan keyfi tasarruf bahanesiyle iki kişilik odalara ufak kanpet (küçük yatak) atılıp üç kişi yatan; ertesi gün oyun oynatacak olmasına rağmen arkadaşının horultusundan uyuyamayan teknik personel de var.
Gece boyunca ertesi sabah oynayacak çocuk oyunun dekorunu kuran, ışıklarını ayarlayan teknik personel de var.
Oyunlarda önce dekoru kuran, aksesuarları yerleştiren, ışıkları ayarlayan, kostümleri hazırlayan, saçlara fön çeken, makyaj yapan teknik personel de var.
Oyun oynarken ses efektlerini veren bir kondüvit, ışıkları yakıp söndüren bir ışıkçı, sahne kenarında bekleyen bir aksesuarcı, bir suflöz var,
Sanatçı genel müdürlerin 1997 senesinden beri 5 sanatçı sınavı yapıp hiç teknik sınav yapmadan teknik personelini sanatçıya nazaran 5 kat fazla çalıştırıp nerdeyse 3’te 1 ücret ödeyerek ve bununla övünerek tek taraflı sözleşmeyle çalıştırması tesadüf mü?
Bizzat emek verip çalışmakta oldukları oyunların yurtdışı turnelerinden sebepsiz yere çıkarılarak yerlerine yüksek mevkilerdeki sanatçıların ve tasarımcıların gittikleri ezilen bir teknik personel var.
Ve güvencesi olmayan bu insanların bakmakla yükümlü oldukları bir ailesi var.
Tiyatroda sahne üstünde birlikte çalıştıkları, seyahat ettikleri ilerici, demokrat, aydın olduğunu düşünen kimi sanatçılar tarafından küçümsenen bir teknik personel var.
Yıllardır çıkan onca vasat tiyatro oyununa (oyunculuk, tekst, reji) rağmen işini dünya standartlarında en kaliteli seviyede yapan bir teknik personel var.
Üç gün içinde marangozu, demircisi, ışıkçısı-elektrikçisi, mekanikçisi, sesçisiyle gece gündüz çalışıp harabeden tiyatro sahnesi teknik personeli de var.
Yine tasarruf bahanesiyle turnelerden iş güvenliği ve sağlığı önemsenmeden sayıları sürekli azaltılan teknik personel de var.
Sanatçı ve teknik ekip arasında hiyerarşi yahut fark elbet olacaktır. Fakat yıllardır yaşananların ismi adaletsizliktir. Kimse boynumuza sarılsın istemedik; lakin emeğimizi de görmezden geldiler.
Çıkmış kötü oyunların yahut teknik aksaklık bahane gösterilerek çıkamamış oyunların sebebini tekniğe mal ederek azarlayıp küçümsemek ayıptır günahtır. Devlet tiyatrolarında işini en kusursuz şekilde yapan personel tekniktir ve en ezilen en hor görülen. Kast sistemi halk ile sanatçı arasında olması bir yana sanatçı ve diğer çalışanlar arasında daha belirgindir. Çıkan haberlerden sonra yapılan toplantılarda her zaman ki gibi tekniğin adı hiç geçmemiştir.
Devlet tiyatrolarında 623 oyuncu vardır; başka da bir şey yoktur. Var olduklarını düşünenler ise hiçbir zaman söz hakkına sahip olmamıştır. Sayın başbakan birçok hususta haklıdır. Yıllardır oyunda oynamadan maaş, teşvik, ikramiye alan, bağlı olduğu tiyatro müdürlükleri dışında yaşayan oyuncular vardır. İdaredeki sanatçılarla ahbap çavuş ilişkisi iyi olanlar, dizi çekimlerini bahane göstererek aylık oyun programını değiştirirler.
Kimi 30 yaşlarını yeni girmiş kadrolu sanatçılar, sanatçı ağbi-ablalarına güvenerek 30 yıldır emek vermiş çalışan teknik personeli haksız yere pervasızca azarlayıp aşağılamaktadır.
Şimdi bunları söylemenin zamanı mı? İleride hiç söyleyemeyeceğiz belki. Sadece sanatçılarla olmaz olamaz tiyatro. Olursa da ya sokakta ya çadırda olur. Devlet tiyatrosunu sırtında taşıyan ve bu uygulamalardan en çok mağdur olacak olan süreli sözleşmeli teknik personeldir.
Sayın Genel Müdürün sözüyle “benim için bir oyuncu, bir de seyirci vardır” gerisi ayak takımıdır.
Adaletinde mazlumdan yana tecelli edeceğini umuyoruz. Beklentimiz adaletten yanadır…