İktidardaki en güçlü zamanlarını yaşayan AKP yalnızca Gülen Hareketi ile değil kendi asli kadroları arasında da sıkıntılar yaşıyor. Kürtaj tartışmalarında birbirini tekzip eden açıklamalara eski ve yeni eğitim bakanları arasında parti içi krize dönüşen tartışma eşlik ediyor Tayyip Erdoğan’ın Uludere tartışmaları karşısında sıkışıp kürtaj tartışması ve dev camii müjdeleri ile devam eden manevralarının ardından parti […]
İktidardaki en güçlü zamanlarını yaşayan AKP yalnızca Gülen Hareketi ile değil kendi asli kadroları arasında da sıkıntılar yaşıyor. Kürtaj tartışmalarında birbirini tekzip eden açıklamalara eski ve yeni eğitim bakanları arasında parti içi krize dönüşen tartışma eşlik ediyor
Tayyip Erdoğan’ın Uludere tartışmaları karşısında sıkışıp kürtaj tartışması ve dev camii müjdeleri ile devam eden manevralarının ardından parti dağınık ve huzursuz bir görüntü veriyor.
Uludere Katliamı tartışmasında Hüseyin Çelik’le İdris Naim Şahin birbirine ters düşen açıklamalar yapmış, tartışma Erdoğan’ın Şahin’in görüşlerini resmi görüş ilan edip “sus emri” vermesiyle sonlanmıştı.
29 Mayıs’ta birden ortaya atılan Çamlıca’ya cami meselesi için Ertuğrul Günay “böyle bir çalışmadan haberim yok” demiş, kimi mütedeyyin çerelerin insansız mekana cami yaptırmayı eleştiren yorumlarına dikkat çekmişti. Daha sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 8 Haziran’da bir proje çizdiği açığa çıktı.
Kürtaj konusunda da AKP Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli’nin kürtajla ilgili düzenlemenin gündemden kalktığını belirtip, “Bu konuda bir düzenleme Meclis’e gelmeyecek” demesinin ardından itirazlar geldi. AKP’li Cevdet Erdöl sezeryanla ilgili meclise bir kanun teklifi sunduğunu belirtti. Bu açıklamaların ardından düzeltme yapan Sağlık Bakanı Recep Akdağ kürtajla ilgili bilim kurulu raporunun Pazartesi günü Bakanlar Kurulu’na geleceğini açıkladı.
Eğitimde kavga
Şimdilik öne çıkan kavga eski ve yeni eğitim bakanları arasında cereyan ediyor. Kriz, bakanlık müşavirinin Kamudan Haber internet sitesinde yayımlanan “Ömer Dinçer’i anlamak” başlıklı yazıyı milletvekilleri ile paylaşması üzerine patlak verdi.
Eğitimde 10 yıldır birinin yaptığını diğeri bozan AKP’li eski ve yeni bakanların kavgası satır arasına gizlenmiş suçlamalarla dolu. Dinçer cephesinden gelen “beceriksiz”, “tükürdüğünü yalayan” sözlerine Nimet Baş içinde “ihalecilik”, “paracılık” göndermeleri geçen bir yazıyla yanıt verdi. Hüseyin Çelik’in de dahil olduğu ve Dinçer’in özrünün eski iki bakanca yeterli bulunmadığı tartışma Erdoğan’ın müdahalesini bekliyor.
“Beceriksizler”, “tükürdüğünü yalayanlar”, “ihaleciler”
Kamudan Haber sitesinde Ömer Dinçer’i överken eski bakanlar Nimet Baş ve Hüseyin Çelik’i eleştiren yazı yayımlandı. Bakanlık Basın Müşavirliği bu yazıyı Nimet Baş ile birlikte bütün AKP milletvekillerine gönderince olanlar oldu.
Radikal’in gündeme taşıdığı tartışmada, bir ilçe müdürünü bile görevden alamamakla, ‘attığı imzayı yalamakla’ suçlanan Baş, bunu bir ‘onur’ meselesi yaparak AKP milletvekiline mektup gönderdi. Baş, “Baştan sona iftira, hakaret ve aşağılama dolu bu metnin içeriğine bir onur mücadelesi çerçevesinde cevap veriyorum. Sayın Dinçer’in bu hatayı en yakın zamanda düzelteceğine inanıyorum” diyerek konuyu yargıya taşıyacağını söyledi.
Tartışma yaratan yazıda ‘siyaset üstü’ kişilik olarak lanse edilen Bakan Dinçer ile müsteşarından övgüyle söz ediliyor. Bakanlıkta ‘devrim’ yapan Dinçer’in bu göreve Başbakan Erdoğan tarafından ‘bilinçli’ şekilde atandığı savunuluyor. Dinçer övülürken önceki iki eski bakan Hüseyin Çelik ve Nimet Baş ise eleştiriliyor.
“Nimet Hanım”a taş: “Attığı imzayı yaladı”
Yazıda, “Nimet Hanım döneminde Milli Eğitim Bakanı’nın Borçka İlçe Müdürü’nün geçici görevlendirilmesini iptal etmeye gücü yetmiyordu. Müdür, görevden alma yazısını bile tebellüğ etmeden tekrar Çubukçu’ya o imzayı yalatarak tekrar görevlendirmesini yaptırdı” gibi ifadeler yer alıyor.
Nimet Baş’ın yanıtında ima: “İhale derdi, para derdi, hırsızlık bilmedik”
Nimet Baş, bu yazının Basın Müşavirliği’nce gönderilmesinin bakanlığın da yazının içeriğine katıldığı anlamına geldiğini savundu. Baş, “Sayın Vekilim” diye başlayan iki sayfalık bir yazı kaleme alarak elektronik posta ile AK Parti milletvekillerine gönderdi. Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade eden Baş, şunları yazdı:
“Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ömer Dinçer’e güzelleme, eski Milli Eğitim Bakanları olarak Sayın Hüseyin Çelik ve bana da çirkin ve haksız ithamların yer aldığı bu metnin milletvekillerine gönderilme maksadını anlamakta zorlanıyorum…
…Yazıda bazı görevlendirmeleri iptal etmeye çalıştığım ancak buna gücümün yetmediği, nahoş bir ifadeyle attığım imzaları ‘yaladığım’ söylenmektedir. Bu noktada bakan takdirinde ve yasal bir hak olan geçici görevlendirmeleri tamamen insani nedenlerle minimum düzeyde kullandığımı belirtmem gerekir.
Ne benim ne ekibimin zaafı oldu. İhale derdi, rant derdi, para derdi, hırsızlık, namussuzluk bilmedik. Eş, kardeş, akraba, çocuk, hısım ne bakanlıkta cirit attı ne de ihale işlerine bulaştı. Oğlum Devlet Bakanlığı’ndan bu yana makam odamın kapısından içeri bile girmedi. Makamlara şerefle geldim, aynı onurla da ayrıldım…
Ben ‘Siyaset üstü’ değilim; siyasetçiyim. Siyaset bakanlığın size gönderdiği metindeki gibi aşağı bir seviyede ise siyaset yapmayalım zaten. Ben birileri tarafından yazılan/yazdırılan bir metin ile kendini ifade etmeye çalışmak yerine sizlere doğrudan bu mektubu göndermeyi doğru buldum. Baştan sonra iftira, hakaret ve aşağılama dolu bu metnin içeriğine bir onur mücadelesi çerçevesinde cevap veriyorum. Sayın Dinçer’in konudan bilgisi olmadığını iyi niyetle taşımakla beraber kendisinin bu hatayı en yakın zamanda düzelteceğine inanıyorum.”
Dinçer’in özrü tartışmayı dindirmeye yetmedi. Konu parti gündemine taşınarak, Tayyip Erdoğan’ın önüne konmuş durumda.
Sendika.Org