Urfa’daki hapishane yangınında mahpusların hayatını kaybetmesinin ardında AKP’nin artan baskısı ve ceza infaz politikaları var 1057 mahpusun kaldığı Şanlıurfa E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’nun kapasitesi ise 350 kişi. Daha önce 264 mahpus olan hapishanenin kapasitesi şikayetler üzerine yakın zamanda 350’ye çıkarılmıştı. Mahpuslar ayakta Adalet Bakanlığı’nın 2012 Mart verilerine göre 132.369 mahpusun kaldığı […]
Urfa’daki hapishane yangınında mahpusların hayatını kaybetmesinin ardında AKP’nin artan baskısı ve ceza infaz politikaları var
1057 mahpusun kaldığı Şanlıurfa E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’nun kapasitesi ise 350 kişi. Daha önce 264 mahpus olan hapishanenin kapasitesi şikayetler üzerine yakın zamanda 350’ye çıkarılmıştı.
Mahpuslar ayakta
Adalet Bakanlığı’nın 2012 Mart verilerine göre 132.369 mahpusun kaldığı hapishanelerde henüz cezası kesinleşmemiş tutukluların sayısı 54.792. Yine Adalet Bakanlığı verilerine göre hapishanelerin kapasitesi 121.804. Yani 10 bin 565 mahpus ayakta.
Hapishanelerin doluluğu, AKP’nin baskıcı faşizan politikalarıyla doğru bir orantı içinde. AKP’nin ilk iktidarı döneminde 60 bin mahpusla başlayan hapishanelerdeki mahpus sayısı 2006 sonunda 70 bini buluyor. AKP’nin ikinci iktidarı dönemindeki mahpus sayısı 2010 yılı sonunda 120 bini aşıyor. AKP’nin üçüncü iktidarı döneminin ilk senesinde mahpus sayısı 132 bini aşmış durumda.
“Terör suçu”ndan hapishanede kalanların sayısı 2003 yılında 6.137 iken AKP’nin ilk döneminin sonunda 3.835’e geriledi. Ancak AKP’nin ikinci dönemiyle birlikte artış gösteren sayı 2010’da 6.217’yi buldu. AKP’nin üçüncü döneminde artış sürdü ve 2011 yılının sonu itibariyle Adalet Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre “terör suçu”ndan hapishanelerde yatan mahpus sayısı 8.445; 2012 Mart’ında ayında da 8.900’e ulaştı.
Hava 40 derece, 8 kişilik koğuşta 18 kişi ve tek vantilatör
Urfa’daki hapishanede çıkan isyanın nedeni; vantilatörün hangi tarafı serinleteceği konusunda çıkan kavganın isyana dönüşmesi. Hapishane görevlileri kavgaya müdahale etmek isteyince mahpuslar görevlileri engellemek için yatakları yaktı. Serinlemek için tek vanitlatörün olduğu, 8 kişi kapasiteli koğuşta 18 kişinin kalmasıysa isyanın nedenlerini gözler önüne seriyor. Mahpusların daha önce klima talep ettiği ancak talebin hapishane yönetimi tarafından reddedildiği öğrenildi.
‘Hapishaneler hastalık üretmeye, hastalıklar öldürmeye devam ediyor’
İnsan Hakları Derneği (İHD), 16 Haziran günü gerçekleştirdiği F Oturmaları eylemlerinin 23’üncüsünde hapishanelerdeki sağlıksız koşullara dikkat çekmişti. “Hapishaneler hastalık üretmeye, hastalıklar öldürmeye devam ediyor!” diyen İHD üyeleri hapishanelerde sağlığa ulaşımın ağır tecrit koşulları nedeniyle neredeyse imkansız olduğuna dikkat çekiyor. Acil durumlarda müdahale edecek sağlık personeli bulunmamasından dolayı birçok mahpusun öldüğüne işaret eden İHD üyeleri, son üç ayda 16 mahpusun öldüğünü kaydetti.
Ring aracında yanan mahpsular…
Urfa hapishanesinde mahpuslara vantilatörü çok gören anlayış nedeniyle mahpuslar ölüyor. Üstelik Urfa hapishanesinde yaşananlar ilk değil ve bu anlayış sadece hapishanelerde değil ring araçlarında da mahpusları ölüme terk ediyor. 16 Eylül 2011 tarihinde Van’dan İstanbul’a ring aracıyla nakledilen mahpusları taşıyan araç Kayseri Pınarbaşı yakınlarında yanmış, araçta bulunan 5 mahpus, yanarak can vermişti. Araç, bozulduğu sırada yapılan tamir sırasında yangın çıkmış ve mahpuslar, araçtaki jandarmaların gözleri önünde yanarak ölmüştü. Olayın ardından insan hakları savunucuları ve hukukçular, mahpusların 2 bin kilometrelik yolu ring aracıyla götürülmesinin işkence olduğunu ve mahpusların uçakla nakledilmesi gerektiğini söyledi. Mahpusların uçak talep ettiği ancak Adalet Bakanlığı’nın uçak talebini karşılamadığı öğrenildi. Mahpsuların 2 bin kilometrelik yolu uçakla gitmelerinin koşulu kendi imkanlarıyla uçak bileti almaları olduğu ortaya çıktı.
16 Eylül 2011’deki olayın ardından başlatılan soruşturma sonucu açılan davanın 15 Haziran’da görülen duruşmasında, sadece sürücü ile araçtaki iki astsubaya 3-15 yıl hapis cezası istendi.
Silivri’den ‘göründüğü’ gibi değilmiş
Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in Urfa’daki hapisaneyi ziyareti sırasında mahpuslar, Öcalan sloganları ve “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganları attı. Hapishaneler için “Oraya tutukevi demeyin, oralar misafirhanedir” diyen Ergin’in yanında bu sefer köşe yazarları yoktu. Sadullah Ergin 11 Mayıs günü Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nü köşe yazarı Oral Çalışlar, Ergun Babahan, Ahmet Hakan, Ruşen Çakır, Nagehan Alçı, Bülent Korucu, Emre Aköz, Utku Çakırözer, Aslı Aydıntaşbaş, Tuncer Köseoğlu ve Rahim Er ile birlikte gezmiş. Hapishanelerde her türlü olanağın olduğu izlenimi vermeye çalışılmıştı.
Sendika.Org