TBMM’nin ardından cumhurbaşkanı tarafından da onaylanan Afet Yasası’na karşı barınma hakkına sahip çıkanlar sokağa çıktı. Yasanın rant, talan ve yağma amacıyla gerçekleştiğini söyleyen halk, Barınma Hakkı Meclisi’nde mücadele çağrısında bulundu AKP’nin yerel yönetimler eliyle yapılan kentsel dönüşüm projelerini “afet ve deprem riski” adı altında meşrulaştırılarak ülke çapında geniş çaplı bir rant projesine dönüştürmesine karşı barınma […]
TBMM’nin ardından cumhurbaşkanı tarafından da onaylanan Afet Yasası’na karşı barınma hakkına sahip çıkanlar sokağa çıktı. Yasanın rant, talan ve yağma amacıyla gerçekleştiğini söyleyen halk, Barınma Hakkı Meclisi’nde mücadele çağrısında bulundu
AKP’nin yerel yönetimler eliyle yapılan kentsel dönüşüm projelerini “afet ve deprem riski” adı altında meşrulaştırılarak ülke çapında geniş çaplı bir rant projesine dönüştürmesine karşı barınma hakkına sahip çıkanlar Ankara’da sokağa çıktı. Barınma Hakkı Meclisi’nin çağrısını yaptığı; İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası’nın da etkin bir biçimde yer aldığı Barınma Hakkı Mitingi’ne yaklaşık bin kişi katıldı.
Mitinge TMMOB Genel Sekreteri Hakan Genç ve TMMOB’a bağlı oda ve şube yöneticileri, ODTÜ Mezunları Derneği Genel Başkanı Himmet Şahin, Doğal ve Kültürel Çevre İçin Yaşam Girişimi Sözcüsü Ahmet Tuncay Karaçorpa, Çankaya Kent Konseyi Başkanı Işıkhan Güler, Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı Ali Ulusoy, CHP Ankara Milletvekili Levent Gök ile Halkevleri, Öğrenci Kolektifleri ve Politeknik üyeleri de destek verdi.
Yumurtacılar halkın, halk yumurtacıların yanında
Barınma hakkına sahip çıkanlar, ilk kürsülerini toplandıkları Kurtuluş Parkı’na kurdu. Mahalle temsilcilerinin kısa konuşmalar yapmasının ardından “Yasa çıktı, afet başladı. Evimizi kentlerimi yağmalatmayacağız” ve “Direne direne kazanacağız” pankartlarıyla Ziya Gökalp Caddesi’ne yüründü.
Ziya Gökalp Caddesi’nde kurulan kürsüde destek veren kurumların adı okunurken, dün (2 Haziran) Melih Gökçek’i yumurtayla protesto eden ve mitinge “Okumuş insan halkın yanındadır” diyerek katılan Öğrenci Kolektifleri büyük alkış aldı. Kürsüden İzmir Kuruçeşme ve Cennetçeşme’de barınma haklarına sahip çıkanların da destek mesajları okundu.
Mühendisler, mimarlar, şehir plancıları halkla yan yana
Barınma hakkı kürsüsünde ilk sözü Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Orhan Sarıaltun aldı. Halkın insanca yaşayabileceği koşulların yıllardır gerçekleşmediğini söyleyen Sarıaltun, tarihi, kültürel, çevresel pek çok yapının da yeni yasa ile tehdit altında olduğunu belirtti. Sarıaltun, Afet Yasası’na dair pek çok teknik bilgi verdikten sonra medya üzerindeki baskılara değindi ve artık mücadelelerinin medyada da görünmez kılındığının altını çizdi.
Sarıaltun’un ardından Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan kürsüye geldi. Hukuk sürecinin AKP tarafından işletilmediğine dikkat çeken Hakkan, “Tek yol direnmektir artık. Okullarımıza, evlerimize, yeşil alanlarımıza göz dikenlere karşı tek yol direnmektir” dedi. Hukuken elde edilen hakların AKP tarafından bir bir ellerinden alındığını söyleyen Hakkan, barınma hakkını aynı şekilde vermeyeceklerini ve mücadelelerini birlikte sürdüreceklerini ifade etti.
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Özer Akkuş ise gerçek Ankaralılara selam vererek konuşmasına başladı. Eskiden gecekondu mahallelerine yönelik saldırıların “suç odakları” bahanesiyle yapıldığını hatırlatan Akkuş, yeni saldırıların ise “afet” bahanesiyle yapıldığını aktardı. Akkuş, inşaat mühendislerinin ve TMMOB’un halkın yanında olmayı sürdüreceğini söyledi.
‘İşgalci değil, işgalcilerle mücadele edenleriz’
Mühendis, mimar ve şehir plancılarının ardından kürsü sırası direnenlere geldi. İlk konuşmayı gerçekleştiren Dikmen Vadisi halkından Sultan Biçersever, AKP tarafından yeni bir sürgünle karşı karşıya olduklarını söyledi. “Haklarımıza sahip çıktığımız için işgalcilikle, fırsatçılıkla ve teröristlikle suçluyorlar. Aksine; biz gerçek işgalcilere, gerçek fırsatçılara, rantçılara karşı mücadele veriyoruz” diyen Biçersever, aynı masaya oturduklarında Gökçek’in kendilerine “limon satma” önerisinde bulunduğunu belirtti. Biçersever, limon satmak için çokça girişimde bulunduklarını ancak ev sahibi olamadıklarını söyledi.
Dikmen Vadisi’nden kadınların mücadelenin en önünde yer aldığını da dile getiren Biçersever konuşmasını Tayyip Erdoğan ve Melih Gökçek’e seslenerek sonlandırdı: “Ey Tayyip, Ey Melih, ellerinizi bedenimizden çekin!”
‘Mücadelenin adresi Barınma Hakkı Meclisi’dir’
Son sözü alan Barınma Hakkı Meclisi Sözcüsü Candaş Türkyılmaz ise hiç kimsenin daha iyi koşullarda ve afet riski altında yaşamak istemeyeceğinin, bunun için yasaya ihtiyaç olmadığının altını çizerek konuşmasına başladı. Afetin yağma ve talan afeti olduğunu söyleyen Türkyılmaz, “Önce evlerimizi elimizden alacaklar. Sonra bize yeniden ev satacaklar. Ne güzel değil mi, mecburi müşteri. Hem sermayeye rant kaynağı hem de ekonomik krize çare” dedi.
Yasanın kendileri için “yok hükmünde” olduğunu vurgulayan Türkyılmaz, “Nasıl bir demokrasi varsa; rantçılar ve talancılar halkı soyamayınca meclisten yasa çıkartıyorlar. Sonra soygun yasal, direnenler yasadışı oluyor. Bu demokrasiyi biz yemeyiz” dedi. Mahallelerde yaşanan hak gasplarından örnekler veren Türkyılmaz, Barınma Hakkı Meclisi’nde yan yana geldiklerini ve bir örgü gibi kenetlendiklerini söyledi. Türkyılmaz, TBMM’nin kendilerine çare olmaması üzerine kendi meclislerini kurduklarını ve rant politikalarına karşı adresin Barınma Hakkı Meclisi olduğunun altını çizdi.
‘Saldırı varsa ses çıkartacağız’
Afet Yasası’nı halkın oyuna sunan Türkyılmaz, oy birliği ile yasanın reddedildiğini açıkladı. Türkyılmaz konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Şimdi evlerimize gideceğiz. Ama şunu unutmayacağız; Türkiye’nin neresinde barınma hakkına bir saldırı olursa ses çıkaracağız. Yarın Dikmen Vadisi’ne geldiklerinde sesimizi daha güçlü çıkaracağız. Ses çıkaracağız ki, rantçılar ayaklarını denk alsın. Birlik olmak, örgütlü olmak budur!”
Sendika.Org/ Ankara