Abdullah Gül’ün İstanbul Üniversitesi’ne geldiği gün çantasında yumurtayla okuluna giriş yapmak isteyen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Yiğit Ergün’ün davası başlıyor. Yiğit Ergün’ün çantasında bulunan 3 yumurta nedeniyle 11 yıl hapsinin istendiği davanın ilk duruşması (7 Haziran Perşembe günü) Çağlayan Adliyesi’nde görülüyor. Aynı saatte gerçekleştirilecek basın açıklamasına akademisyen, yazar ve sanatçılar da destek verecek. Eylemde […]
Abdullah Gül’ün İstanbul Üniversitesi’ne geldiği gün çantasında yumurtayla okuluna giriş yapmak isteyen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Yiğit Ergün’ün davası başlıyor. Yiğit Ergün’ün çantasında bulunan 3 yumurta nedeniyle 11 yıl hapsinin istendiği davanın ilk duruşması (7 Haziran Perşembe günü) Çağlayan Adliyesi’nde görülüyor. Aynı saatte gerçekleştirilecek basın açıklamasına akademisyen, yazar ve sanatçılar da destek verecek. Eylemde 3 yumurtanın arkasındakiler basınla paylaşılacak.
Yiğit Ergün’ün kendi ağzından davaya çağrısı:
“Merhaba,
Adım Yiğit. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. Sınıf öğrencisiyim. Beni cebimde bulundurduğum 3 yumurta yüzünden 11 yılla yargılandığım; “adalet”in bir kez daha sorgulandığı yumurta davasından tanıyorsunuz. Size o gün olanları biraz anlatmak istiyorum…
14 Aralık 2011 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, mezun olduğu İstanbul Üniversitesi’ne yani üniversitemize gelmişti. O gün okulun yakınından dahi geçen bir insan eğer oranın bir üniversite olduğunu bilmiyorsa, orayı yarı açık cezaevi ya da askerin ve polisin çıkarma yaptığı bir üs zannedebilirdi. Beyazıt Meydanı’ndan okulun Ana kapı girişine kadar yoğun güvenlik önlemleri ve her köşe başında arama noktası oluşturulmuştu. Ayrıca Hukuk Fakültesi öğrencileri dışında okula öğrenci alınmıyordu.
Anladığımız kadarıyla; Abdullah Gül bir şeylerden korkmuştu!
Üniversitenin öznelerinden ve toplumdan izole bir şekilde yaşamlarını sürdüren ve yine bu özgüvensizlik ve pervasızlıkla amfide yerini alan Abdullah Gül; yumurtadan kaçamadı. Arabası arkadaşlarımız tarafından yumurta yağmuruna tutuldu. O gün, şüpheli ve olası protesto gerekçesiyle 12 üniversite öğrencisi yaka paça gözaltına alındı. Ben de onlardan biriydim. Sabah erken saatlerde daha Cumhurbaşkanı okula teşrif etmemişken, çantamda 3 yumurtayla okula girmeye çalıştım. Ancak çantamdaki yumurtaları bulan ve okulu abluka altına almış polislerle karşılaştım ve okula alınmadım. Sadece bu durum bile, AKP’lilerin, patronların her üniversitemize gelişinde, üniversitelerde olağanüstü hal ilan edildiğinin bir göstergesidir.
Çantamdaki yumurtaları, Savcılık suç delili saydı ve hakkımda 4 yıl 6 aydan 11 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Ankara ve İzmir’den sonra 3. bir yumurta davası da 7 Haziran perşembe saat 10.45’de İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülecek. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ”Bu davanın yumurtayla bir alakası yok, şahıs polise hakaret ve mukavemet etmiş onunla ilgili” demişti. Adaletle uzaktan yakından alakası olmayan Sadullah Ergin anlaşılan AKP’yi bırakın protesto etmeyi, sevmemeyi bile hakaret sanıyor!
“Ben senin yumurta atma ihtimalini…”
Biliyorum, yumurta davalarının hepsinde olduğu gibi bu da bir siyasi dava. Kişisel olarak algıladığımı düşünmeyin; özgürlük ve demokrasiden yana olan tüm üniversiteliler adına yargılanıyorum! Bir Hukuk öğrencisi olarak yargının çürümüş yüzünü bir kez daha üzülerek gördüm. Hrant Dink’in katillerini “Örgüt yok” diyerek aklayan, Sivas Katliamı davasını zamanaşımıyla düşüren, sadece puşi taktığı için bir üniversite öğrencisine 11 yıl hapis cezası vermiş AKP yargısı, şimdi de yumurta atma ihtimalimi yargılıyor.
Eğer içeri girebilseydim, üç yumurtanın arkasındaki üç gerçeği Gül nezdinde bütün halk düşmanlarına açıklayacaktık. Ancak korktular, bizi içeri almadılar. Ben de onları anlayabiliyorum. 700’e yakın üniversiteli arkadaşımızın tutuklu olduğu; harçlara, ulaşıma, sağlığa reform adı altında yeni zamlar getirildiği bir ülkede yaşıyoruz. 4+4+4’lük şekilde eğitime saldıran, kendi kini ile ”Dindar gençlik yetiştireceğiz” diyen, kadınları birer doğurma makinesinden öte görmeyen, katliam yapan bir de utanmadan sahip çıkan, polisiyle, yargısıyla ülkeyi kuşatan bir iktidar tabii ki Öğrenci Kolektifleri’nden korkacak. Korkmalı da.
Korkunun ecele faydası yok. Ben, arkadaşlarım, hocalarım, AKP’nin ileri demokrasi mağdurları 7 Haziran Perşembe günü saat 10.30’da Çağlayan Adliyesi’nde olacak. Sizi de üniversitenin davasına bekliyoruz! 11 yıl yetmez SUSMAYACAĞIZ! ”
Kaynak: Kolektifler.Net