Örgütlenmemiş ve kazanılmamış bir ‘hak’ üzerinden, toplu sözleşme yapacağım demek orta oyununa ortak olmaktır KESK’in 2012 toplu sözleşme sürecinde yapacağı eylem ve etkinliklerde özneyi iş yerleri olarak tarif etmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Çünkü mevcut koşullarda hükümetin kamu çalışanlarına belirlediği zam üç aşağı beş yukarı bile diyemeyeceğimiz aralıklarda oynayacaktır. Diğer özlük haklarını konuşma gereği bile duyulmayacağı […]
Örgütlenmemiş ve kazanılmamış bir ‘hak’ üzerinden, toplu sözleşme yapacağım demek orta oyununa ortak olmaktır
KESK’in 2012 toplu sözleşme sürecinde yapacağı eylem ve etkinliklerde özneyi iş yerleri olarak tarif etmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Çünkü mevcut koşullarda hükümetin kamu çalışanlarına belirlediği zam üç aşağı beş yukarı bile diyemeyeceğimiz aralıklarda oynayacaktır. Diğer özlük haklarını konuşma gereği bile duyulmayacağı aşikar.
Mevcut 4688 sayılı yasa ve yetkili sendikayı da göz önünde bulundurur isek KESK ve emekçiler açısından süreç başladı. Süreç içerisinde kamu hareketinde ciddi bir kırılma yaşanacaktır. Yetkili sendika ile kamu emekçileri arasındaki suni dengenin yerini gerçek talepler ve beklentilerin alması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Zaten mevcut durumda dahi KESK’in iş yerlerinde hareketlenmesi emekçiler açısından umut olacağı gibi kamu çalışanlarının da seçeneksiz olmadığının sinyalleri KESK tarafından kamu emekçilerine daha somut bir şekilde verilmiş olacaktır.
İş yerlerine yönelik yapılacak her faaliyet her çalışma ve her türlü bilgi akışı hükümetle yapılacak görüşmeden çok daha etkili olacaktır. Gerçek gündem iş yerlerindedir. KESK 2012 yılı toplu sözleşme masalarını iş yerlerine kurmalıdır. İş yerlerinde kurulacak toplu sözleşme masalarında her kamu çalışanı bilgilendirmeli ve üye yapılmalıdır. Hem etkili hem de yetkili sendika olmanın yolu bu dönem kurulacak toplu sözleşme masasının taleplerinin iyi anlatılmasından geçtiği bilinmelidir. KESK kamu çalışanları ile bire-bir ilişki kurmalı ve medyanın manipülesine izin vermemelidir.
Sorunun kendisi masa değildir. Haklı taleplerin kabul edilmesi gerçekliliğindedir. Haklı taleplerimizi iş yerlerinde kamu çalışanları ile örgütlerken sokakta ise pankart ve bayraklarımızla haklarımızı alacağımızı haykırmalıyız. Biz biliyoruz ki sendikal haklar hakkını bilen hakkını arayan ve hakkını almadan gelmeyen bir kararlılık ile kazanılacaktır. Zaten tek yol da haklarını almadan gelmemektir.
Erbil Karakoç
Yapı-Yol- Sen
Samsun Şube Sekreteri