1 Mayıs kutlamalarının kalbi Taksim Meydanı yüz binleri bulan görkemli bir kitlenin AKP iktidarına ve sermayeye öfkesini yeni bir dünya özlemini ifade eden sloganlarla buluşturdu. Geçtiğimiz yıla göre daha kitlesel ve kararlı bir katılımın sergilendiği mitingin ruhunu en iyi yansıtan şey, 14.00’da tüm 1 Mayıs meydanları ile aynı anda atılan “Faşizme karşı omuz omuza” sloganıydı […]
1 Mayıs kutlamalarının kalbi Taksim Meydanı yüz binleri bulan görkemli bir kitlenin AKP iktidarına ve sermayeye öfkesini yeni bir dünya özlemini ifade eden sloganlarla buluşturdu. Geçtiğimiz yıla göre daha kitlesel ve kararlı bir katılımın sergilendiği mitingin ruhunu en iyi yansıtan şey, 14.00’da tüm 1 Mayıs meydanları ile aynı anda atılan “Faşizme karşı omuz omuza” sloganıydı
Taksim’deki 1 Mayıs mitingi için Şişli, Şişhane ve Gümüşsuyu güzergahlarından yüz binler yürüdü. Kortejler kadar büyük bir bağımsız katılımın da gözlendiği mitingde kitle meydana sığmadı. Taksim Meydanı dolduğunda Şişli kolunun bir ucu hala Mecidiyeköy metro durağındaydı. Katılımcıların önemli bir bölümü kortejlere girmeden doğrudan alana yürümeyi tercih etti.
Sendikalar içinde DİSK Birleşik Metal İş meslek odaları içinde de TMMOB kitleselliği ile dikkat çekerken, mitingin en kalabalık kortejlerini Halkevleri, TKP, BDP, Halk Cephesi, ÖDP oluşturdu. DHF, Partizan ve ESP de kitlesel ve canlı kortejler arasındaydı.
Katılımcı yelpazesinin genişlediği ancak bağımsız ve parçalı kortejlerin geçtiğimiz yıla göre azaldığı gözlendi. Gençlik kortejleri içinde Öğrenci Kolektifleri ve Gençlik Muhalefeti kitlesellikleri ile öne çıkan gruplardı.
Sendikal Güç Birliği dışındaki bazı Türk İş sendikalarının da Gümüşsuyu ve Şişli yönünden Taksim kutlamasına katılması, iktidar güdümlü yönetimin tabanda yarattığı rahatsızlık nedeniyle Türk İş içinde başlayan çözülme eğiliminin genişlediğinin işaretleriden biri olarak alana yansıdı.
DİSK kortejinde de mücadeleci, taşeron sistemine ve iş cinayetlerine direnen sendikalar ile iktidarla karşı karşıya gelen sinema emekçileri öne çıktı.
Sloganlarda AKP’ye ve Cemaat’e öfke ile faşizme karşı mücadele öne çıktı. Sendikaların ve sosyalist grupların dışında mitingin dikkat çeken kortejlerinden oyuncuların, gazetecilerin ve taraftar gruplarının kortejlerinde atılan “Cemaat mecliste, Fenerbahçe hapiste”, “Dokunan yansa da dokunacağız”, “Cemaat elini tiyatrodan çek” gibi sloganlarda da AKP iktidarı hedef alındı.
Kürsü konuşmalarında direnişteki işçilerin mücadele mesajları ve sanatçıların “muhafazakar sanat”a karşı tepkileri ilgiyle izlendi. Konuşmalarda siyasi tutuklama ve gözaltıların sona ermesi istendi, eğitim ve sağlık hizmetlerinin paralılaştırılmasına karşı tepkiler dile getirildi ve Toplu İş İlişkileri yasası, Ulusal İstihdam Stratejisi adı altında emeğe yöneltilen saldırılar protesto edildi.
Emekçiler meydana sığmadı, AKP faşizmine direniş kürsüye yansıdı
Taksim Meydanı yüz binlerce kişiyi ağırlamak için hazırlanırken sabahın erken saatlerinde dolmaya başladı. Şişli, Şişhane ve Gümüşsuyu güzergahlarından gelen kortejler alana saatler sonra girebildi. Kürsüden yapılan çağrılarla meydana tüm kortejler girene kadar programın başlamayacağı duyuruldu. Emekçiler, dünyanın en büyük emekçi korosunu oluşturmadan meydandan gitmeyeceklerine söz verdi.
Program saat 11.00’de sendika başkanlarının Kazancı yokuşuna karanfil bırakması ile başladı.
Kürsü AKP’ye direnen sanatçıların
Kortejler yürüyüş hazırlıkları yaparken meydan ve kürsü AKP’ye direnen sanatçılarındı. Bir süreliğine sanatçı Aslı Öngören ve Levent Üzümcü sanatçı dostlarını kürsüye çağırdı. Öngeren, kürsüde son sekiz yılda kadın cinayetlerinin yüzde 1400 arttığını söyleyerek, koruma talebinde bulunan kadınların yüzde yirmisinin öldürüldüğüne ve her dört kadından birinin işsiz olduğuna dikkat çekti.
Mustafa Alabora mitingin başlamasını bekleyen binlerce kişiye Nazım Hikmet’in Taranta Babu şiirini okudu. Oyuncu Mert Fırat da bir konuşma yaparak emekçilerin çalışma saatlerinin uzunluğunu eleştirdi.
Fırat’ın ardından söz alan Altan Gördüm, “Tiyatroların özelleştirilmesi” fikrini eleştirerek AKP iktidarına “Şirket değil ülke yönetiyorsunuz” diye seslendi. Sanatı yakanların zamanaşımıyla kurtarıldığına değinen Gördüm, “Sanatı yapanlar sanatı yakanlardan da yasaları yapanlardan da güçlüdür” dedi. Gördüm, AKP iktidarını anlatmak için Nazım Hikmet’in “Onlar ümidin düşmanıdır” dizelerini okudu.
1 Mayıs kürsüsünden, kısa süre önce yaşamını yitiren sinema emekçisi Meral Okay da anıldı. Okay’ın bir konuşması sinevizyonda yayımlandı. Miting alanında binlerce kişi de Okay’ı alkışlarla andı.
Aslı Öngören ve Levent Üzümcü, sunumlarını AKP iktidarının saldırılarını özetledikleri bir konuşmayla bitirdi.
Saat 14.00’da ise tüm Türkiye’deki 1 Mayıs alanlarıyla birlikte Taksim’de de hep bir ağızdan ‘Faşizme karşı omuz omuza’ sloganları yükseldi. Taksim Meydanı’nda yüz binler hep birlikte büyük bir emekçi korosu oluşturdu. Bir dakikalık saygı duruşunun ardından 1977, 1989, 1996 1 Mayıslarında katledilenlerin isimleri okundu. Her bir isim okunduğunda bütün meydan “Burada” diye yanıt verdi.
Tertip Komitesi adına DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu’nun yaptığı açılış konuşmasının ardından DİSK, KESK, TTB ve TMMOB genel başkanları birer konuşma yaptı. İlk konuşmayı DİSK Genel Başkanı Erol Ekici yaptı. İşsizliğe dikkat çeken Ekici, kıdem tazminatlarının kaldırılmaya çalışıldığını söyledi. Ulusal İstihdam Stratejisi’ni eleştiren Ekici, kadın cinayetlerine, hasta tutuklulara değindi. Kentsel dönüşüm adı altında yoksul gecekondu halkının evlerinin ellerinden alındığını belirten Ekici, Ortadoğu’da emperyalist çıkarlar için savaş isteyenlere karşı mücadeleye devam edeceklerini ifade etti. Ekici “Haklıyız, kazanacağız” diyerek konuşmasını bitirdi.
Ekici’nin ardından KESK Genel Başkanı Lami Özgen söz aldı. Özgen konuşmasında “1 Mayıs kutlu olsun, 1 Gulan piroz be” diyerek başladı. Özgen, Ulusal İstihdam Stratejisi’ni ve bölgesel asgari ücret uygulamasını eleştirerek “Bu zihniyete karşı güçlerimizi birleştirmek zorundayız” diye konuştu. Özgen, Kürt sorununa değinerek müzakere sürecinin başlatılmasını istedi.
Özgen’in konuşmasının ardından TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı bir konuşma yaptı.
TTB Merkez Konsey Başkanı Eriş Bilaloğlu konuşmasında, 1 Mayıs’ın insanca yaşam talebini yükseltmek için olduğunu söyleyerek “Biz iş cinayetlerinde ölenlerin, hastanelerde mağdur edilenlerin, hapishanelerdekilerin, ötekileştirenlerin sesiyiz” dedi.
Konuşmaların ardından dört örgütün başkanı beraber “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganı attı.
DİSK, KESK, TTB ve TMMOB adına yapılan konuşmaların ardından Sendikal Güç Birliği Platformu adına Rabia Özkaraca Över bir konuşma yaptı. Över, AKP’nin baskı politikalarının protesto etti. Türk-İş genel merkezinin AKP’ye payanda olduğu dile getirilerek, “Bu meydan şehitler verdiğimiz meydandır, şehitlerimizin anısına saygı duyduğumuz için buradayız, sınıf dostlarımızla buradayız” dedi.
Direnenler kürsüde
Samsun Gazi Devlet Hastanesi’nde 26 Ocak 2011’den beri direnişlerini sürdüren Dev Sağlık-İş üyesi taşeron sağlık işçileri, Adana’da Toroslar Elektrik Dağıtım AŞ önünde 5 Mart 2012 tarihinden bu yana Enerji-Sen öncülüğünde direnişlerini sürdüren enerji işçileri, Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde 335 gündür direnişlerini sürdüren Kampana Deri işleri, Kocaeli Gebze’de 1 Haziran 2011’den bu yana direnişlerini sürdüren Birleşik Metal-İş üyesi GEA Klima işçileri, İstanbul Üniversitesi Hastanesi Çapa Tıp Fakültesi’nde direnişlerini sürdüren taşeron sağlık işçileri, İstanbul İkitelli’de direnişlerini sürdüren HEY Tekstil işçileri ve İstanbul’da CHP’li Maltepe Belediyesi’nde direnişlerini kazanımla sonuçlandıran belediye işçileri direnşlerinin coşkusunu kürsüye taşıdı. Sendikalı oldukları için veya güvencesiz, ağır çalışma koşullarına itiraz ettikleri için işten çıkarılan işçiler direnişlerini kazanana kadar sürdüreceklerini söylediler.
Sol adına da kürsüden ortak bir metin okundu. Ortak metni üç örgütten üç kadın birlikte okudu. Metinde, 77 1 Mayıs katliamcılarının yargılanmasıyla birlikte Taksim Meydanı’nın adının Taksim 1 Mayıs Meydanı olarak değiştirilmesi istendi. Ülkemiz egemenlerinin AKP eliyle, emperyalizmin taşeronluğuna savunduğu ifade edilen metinde, “Bölgemizin bir ateş topuna çevrilmek istendiği günlerdeyiz” dendi.
Güvencesizliğe, iş cinayetlerine dikkat çekilen konuşmada, Ulusal İstihdam Stratejisi’yle kıdem tazminatından, kiralık işçi bürolarına, bölgesel asgari ücrete, işçi sınıfının tüm kazanılmış haklarının gasp edilmek istendiği söylendi. 4+4+4 eğitim sisteminin eleştirildiği, parasız, bilimsel, anadilde eğitim talebinin geçirildiği konuşmada tutuklu öğrencilere dikkat çekildi. Doğanın ve kentlerin talanının protesto edildiği konuşmada, KCK operasyonları adı altında gözaltı ve tutuklamaların had safhada olduğu vurgulandı, Roboski katliamında hayatını kaybedenler anıldı.
Konuşma işçi sınıfının kurtuluşunun sınıfsız bir dünyada olduğu belirtilerek bitirildi.
Aynı metin Kürtçe de okundu. Metnin okunmasının ardından konser programına geçildi. 1 Mayıs, Grup Yorum, Kardeş Türküler ve Koma Asmin konserlerinin ardından son buldu.
Şişli kolu
1 Mayıs’ın en kitlesel kolu Şişli koluydu. Bu kolun sol tarafından DİSK sağ tarafında ise Türk İş’in muhalif sendikalarından oluşan Sendikal güç Birliği Platformu öncülüğünde 50 bine yakın insanın yer aldığı bir yürüyüş korteji oluştu.
Şişli kolu geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da solun birçok renginin buluştuğu bir yer oldu.
Bu kolda yürüyen neredeyse tüm kortejler Pangaltı’nda bulunan Agos gazetesi önünden geçerken “Faşizme inat kardeşimsin Hrant” sloganı attı.
DİSK ve Türk-İş Sendikal güç Birliği Platformu kortejlerinde direnişleri süren sendikaların kortejleri oldukça kalabalık ve coşkuluydu.
Mücadele Birliği, Harbiye’de bir binaya dev bir Deniz Gezmiş pankartı astı. Pankartın önünden geçen kortejler Deniz Gezmiş’i selamladı.
İş kazalarına karşı tepkiler, HES’lere karşı tepkiler ve kentsel dönüşüm projelerine karşı tepkiler Şişli kolundaki kortejlerin birçoğunda taşınan dövizlere atılan sloganlara yansıdı.
Devrimcilerin kortejlerinde faşizme karşı mücadele ortak vurguydu. Devrimci önderlerin anmalarına katılanların terör örgütü üyeliğiyle suçlandığı, özel yetkili mahkemeler tarafından yargılandığı bir dönemde örgütler bu saldırılara kortejlerinden cevap verdi. Devrimci önderlerinin resimleri, genç yaşlı tüm katılımcıların ellerindeydi.
Şişli kolunda bu yıl bağımsız bir kadın korteji yoktu fakat SGBP, ESP, DHF, Kaldıraç, TKP 1920 kortejlerinde kadınların taleplerinin yer aldığı pankart ve kadın kortejleri bulunuyordu.
En önde yine DİSK vardı
Şişli sol kolda DİSK yürüdü. DİSK’e bağlı sendikalar alfabetik olarak sıralandı. En önde DİSK pankartı arkasında sendikalarının yöneticileri ve protokol yer aldı. Protokolün ardından Davutpaşalı aileler yürüdü ve iş kazalarında sorumluların yargılanmasını talep etti.
DİSK kortejinde ilk sırayı Bank-Sen aldı. Bank-Sen emekçilerinin kortejlerinde AKP karşıtlığı öne çıkmıştı.
Onların ardında ise Birleşik Metal İş (BMİS) korteji yer aldı. BMİS, DİSK’in en kalabalık korteji oldu, iş yeri işyeri açılan pankartlar arkasında işçiler eşleri ve çocuklarıyla birlikte yürüdü. BMİS kortejinin içinde en coşkulu yürüyenler ise Bosch işçileriydi.
BMİS’in ardından DİSK’in kurucu sendikalarından Basın İş yürüdü.
Dev Sağlık-İş “taşeron cumhuriyetine karşı” pankartı arkasında oldukça coşkulu bir kortejle yer aldı. Direnişteki Samsun Gazi Devlet Hastanesi işçileri de sendikalarıyla birlikte Taksim’e yürüdü.
Dev Sağlık-İş’in arkasında henüz DİSK’e üyelik başvurusuna cevap verilmeyen Enerji Sen yer aldı. Geçen yıllara göre oldukça kalabalık olan enerji işçilerinin korteji genç işçilerin katılımıyla dikkat çekti. Disiplini ve coşkusuyla göz doldurdu. Direnişteki Adana enerji işçileri de sendikalarının korteji ile direnişlerinin coşkusunu alana taşıdı.
DİSK kortejinde Enerji Sen’i Emekli-Sen ve Lastik iş takip etti. Tersanelerdeki iş kazalarını gündeme taşıyan Limter İş bu koldaki yerini aldı.
DİSK’in kitlesel kortejlerinden birini ise Genel İş oluşturdu.
İş yeri pankartları arkasında davul zurna eşliğinde yürüyen Nakliyat İş üyeleri de DİSK’in kalabalık kortejlerinden birisiydi.
Nakliyat İş’in ardından Tekstil ve Gıda İş’in kortejleri yürüdü.
Sine Sen korteji ise geçen yıllara göre oldukça kalabalıktı. Ağır çalışma koşullarına ve AKP’ye karşı tepki taşınan dövizlere yansıdı. Belgeselciler Birliği, Senaryo yazarlarına ait örgütler de Sine Sen’in arkasında kendi pankartları ve bu sendikanın dövizleri ile birlikte yürüdü. Leyla ile Mecnun dizisi set ekibi de kendi pankartlarını açarak Sine Sen kortejinde yer aldı.
Sine Sen’i Sosyal İş takip etti. İş yeri pankartlarının yer aldığı Sosyal İş kortejinde market çalışanları, güvencesiz öğretmenler ve ortak örgütlenmeye dair örnek deneyimlerden biri olan bilgi Üniversitesi çalışanları kendi pankartları ile yer aldı.
DİSK korteji Spor Emek Sen ve Genç Sen’le sona erdi.
Türk-İş yönetimine rağmen Sendikal Güç Birliği oradaydı
Şişli kolunun sağ yönünde en önde Türk İş Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP) yürüdü. Platform korteji ortak SGBP pankartı arkasında platformu oluşturan sendikaların yöneticilerinin yer a
ldığı bir ana pankartla Taksim’e doğru yürüdü. Bu kolda sırasıyla, Hava İş, Petrol İş, Harb İş, Tez Koop İş, Deri İş, Tümtis, Tek Gıda İş, Kristal İş, T.Haber İş, TGS ve Belediye İş yürüdü.
Bu platform içinde yer almayan Türk İş’e bağlı Liman iş ve Selüloz İş sendikaları da SGBP kortejinin arkasında yürüdü.
SGBP kortejinin en kalabalık sendikası Petrol İş’ti.
Kampana Deri işçilerinin yer aldığı Deri İş korteji kitleselliği ve coşkusuyla dikkat keti.
Hey Tekstil işçileri de SGBP içinde oldukça coşkulu bir kortejle yürüdü.
SGBP Kadın Kooordinasyonu’da ayrı bir pankart açtı. Petrol iş ve Hey tekstil kortejlerinin çoğunluğunu kadın emekçiler oluşturdu.
TGS korteji içinde pankart açan “Dışarıdaki gazeteciler” gazetecilere özgürlük mücadelesini Taksim alanına taşıdı.
Sendika kortejlerinin ardından kitle örgütleri, sol sosyalist gruplar yürüdü. Sol kolda DİSK’i Oyuncular Sendikası takip etti. AKP’nin Şehir Tiyatrolarına yönelik saldırıları bu kortejin kitleselliği ve renkliliği ile yanıtlandı. Yüzlerce Oytuncu, tiyatro topluluğu bu kortejde yer aldı. Oyuncular, pantomim gösterisi, “Tayyip pabucu yarım çık dışarıya oynayalım” sloganları eşliğinde eğlenceli bir yürüyüş yaptılar.
Sendikaların kortejlerinden bağımsız olarak İnşaat İşçileri Derneği Girişimi ve Güvencesizler Hareketi kortejleri iş kazalarını ve güvencesiz çalışmayı gündeme taşıyan kortejleriyle Şişli kolunda yer aldılar.
Devrimciler, sosyalistler ve hak talep edenler…
ESP, DHF, Partizan, Mücadele Birliği, BDSP, Çağrı, Alınteri, Köz, DİP, EÖC, Devrimci Hareket, SDP, EHP, Proleter Devrimci Duruş, Odak, Devrimci Dönüşüm, İşçi Cephesi, İşçi Mücadelesi Derneği, Devrimci Proleterya, TKP 1920 ve Devrimci 1 Mayıs Platformu içinde yer alan Halk Cephesi, Kaldıraç Şişli kolunda yürüdü.
Bu kolda Halk Cephesi, DHF, Partizan, ESP kitleselliği ile dikkat çekti.
ESP Şişhane kolunda da yer alan Halkların Demokratik Kongresi pankartını Şişli koluna da taşıdı.
Devrimcilerin kortejlerinde İbrahim Kaypakkaya, Mahir Çayan, Deniz Gezmiş ve devrimci önderlerin resimleri taşındı. Mücadelenin tarihsel değerlerine sahip çıkan sloganlar öne çıktı. Faşizme karşı mücadele ortak vurgulardan birisiydi.
Çağdaş Hukukçular Derneği, Savunmaya Özgürlük Platformu, İstanbul Barosu, Devrimci 78’liler bu kolda yürüyen diğer grupları oluşturdu.
Anarşist topluluklar Şişli kolunda yürüyen gruplar arasındaydı.
Tribünler 1 Mayıs alanında
Şişli kolunda farklı yerlerde yürüyen fakat kategorik olarak kolun en kalabalık bileşenlerinden birisi olan grup ise taraftarlardı. Şike operasyonu ve sonrasındaki gelişmeler bu grupların ana gündemini oluşturdu.
Beşiktaş Çarşı grubu oldukça kitlesel bir kortejle yürüdü. Halkın Takımı, Kartal Pençesi taraftar grupları da onları takip etti.
Galatasaray Tek Yumruk, Fenerbahçe Sol Açık, Trabzonspor taraftarları ve Nurtepeliler taraftar grupları da kitlesel kortejleri ile dikkat çekti.
Halkların korteji emeğin bayramında
Sivas davasında çıkan zamanaşımı kararına dönük tepkilerin öne çıktığı Alevi örgütlerine ait kortejler de Şişli kolundaydı. PSAKD, Divriğ Kültür, Kangal Derneği, Devrimci Amasyalılar, Dersim Dernekleri Federasyonu gibi yerel örgütler de bu kolda Alevi örgütlerinin önünde yürüdü.
1 Mayıs alanına halkların kimlik talepleri de özgün kortejlerle taşındı. Çerkezler, Pomaklar, Gürcüler, Lazlar, Hemşinliler ana dillerinin yaşatılması başlatılması talebi başta olmak üzere kimlik taleplerini kendilerine ait derneklerin kortejlerinde dile getirdi. Nor Zartonk da Ermenilerin sesini alana taşıdı.
İmece Toplumcu Şehircilik Hareketi, Ekoloji Kolektifi, Tüko-Der, Veganlar, Askeri darbe Mağduru Askerler (ADAM), Tozkoparan, Gülsuyu-Gülensuyu mahalle dernekleri Şişli kolunda yer aldı.
Beşiktaş kolu
Beşiktaş kolunda 1 Mayıs coşkusu sabahın erken saatlerinde başladı. Saat 8 civarında Beşiktaş Meydanı bayram coşkusunu yansıtacak şekilde süslenmişti. Halkevleri, Öğrenci Kolektifleri ve TKP’nin bayrakları, pankartları, rengarenk balonlar, devrimci önderlerin resimleri meydanı ve Barbaros Bulvarı’ndan Dolmabahçe’ye dönen yolu baştan başa kaplamıştı.
Halkevleri, Öğrenci Kolektifleri ve Genç Umut Demokrasi Anıtı etrafında toplanırken TKP İskele Meydanı’nda 1 Mayıs kutlamalarına başladı. Halkevleri Türkçe ve Kürtçe yazılı olarak “Halkın hakları var” pankartı, arkasında Metin Lokumcu fotoğrafıyla birlikte “Tek yol sokak, tek yol devrim” pankartı taşıdı. “Karanlığa meydan okuyoruz” diyen Halkevleri’nin kortejinde çeşitli hak mücadelesi kortejleri de yerini aldı. Halkevci kadınlar, Engelli Hakları Atölyesi, Eğitim Hakkı Atölyesi, Emekli Hakları Atölyesi pankartlarının yanı sıra, “Sermaye defol, İstanbul Bizimdir” pankartının arkasında Sarıyer Yaşam Platformu 3. köprüye karşı talepleriyle yerini aldı. “Biz de karanlığa meydan okuyoruz” pankartıyla ve Dev Adıvarlılar adıyla Adıvarlı mahallesi Halkevleri kortejine katıldı. Halkevleri kortejinin hemen önünde ise İşçi Filmleri Festivali “Özgürlük Emek İster” pankartıyla yerini aldı ve 1-7 Mayıs arasında yedincisi gerçekleştirilecek festivali duyurdu.
Halkevleri kortejinin arkasında ise Aktivist Düşünce Topluluğu yürüdü. Peşlerinden Genç Umut ve Öğrenci Kolektifleri yerini aldı. Kolektifler en önde”Gençlik, gericilerin, faşistlerin iktidarı AKP’ye gününü gösterecek” pankartını açarken, Kolektif Yumurtası da ön saflarda Taksim’e yürüdü.
Kortej saat 09.40 sıralarında Beşiktaş’tan yürüyüşe geçerek Türk Tabipler Birliği, Veteriner Hekimler Odası, Diş Hekimleri Odası ve Eczacılar Odası’ndan oluşan sağlık meslek örgütleri kortejinin arka
sında yerini aldı. Böylece Dolmabahçe’ye giden sağ kol oluşturulmuş oldu.
Mali Müşavirler Odası, Plaza Eylem Platformu, Bilişim Çalışanları Derneği ve Biyologlar Derneği de bu kolda yerini aldı.
Dolmabahçe yürüyüş kolunda sol yolda, en önde Yaşasın 1 Mayıs pankartıyla TMMOB yer aldı. TMMOB kortejinde çeşitli TMMOB’a bağlı odalar, kendi pankart ve dövizleriyle taleplerini alana taşıdılar. İnşaat Mühendisleri Odası “Yaşasın 1 Mayıs”, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası “Yaşasın bağımsızlık ve demokrasi mücadelemiz” pankartıyla yürüdü. Gıda Mühendisleri, Kimya Mühendisleri ve Ziraat Mühendisleri Odaları’nın İstanbul Şubeleri “Yapı Denetimsizliğinde 30 bin kişi öldü, Gıda denetimsizliğinde kaç bin kişi zarar görecek” pankartının arkasında yürüdü. Jeoloji Mühendisleri ve Maden Mühendisleri Odaları da 1 Mayıs’a katıldı.
İstanbul Şehir Plancıları Odası “Rantsal dönüşüme hayır 3.köprüye hayır” pankartıyla İstanbul’a yapılmak istenen 3.köprüye tepki gösterdi. TMMOB kortejinin en sonunda TMMOB Öğrenci Üyeleri, öğrencilerin staj yoluyla ucuz iş gücü olarak çalıştırılmasına tepki gösteren dövizler taşıdı. TMMOB’lu öğrencilerin ardından ise Restoratörler ve Konservatörler Derneği geldi.
TMMOB kortejlerinin ardından üzerinde 12 dilde “Su hayattır” yazan pankartıyla Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu alana girdi.
Türk İş’e bağlı Yol-İş Sendikası’nın İstanbul 1. No’lu şubesi de 1 Mayıs’a Taksim’de katıldı. Karayolu işçileri “Taşeron kölesi olmayacağız” ve “Tazminata uzanan eller kırılsın” sloganları atarak güvencesiz çalıştırmaya ve kıdem tazminatına vurgu yaptılar. Yol-İş’i “Kadın ve Erkek İşçiler Güvenli Gelecek için İş ve Can güvenliği” pankartıyla Umut Yeşerende Emek Platformu izledi. UYEP’in ardından ise alana Taşeron İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve Deri Kundura ve Tekstil İşçileri Derneği girdi.
İşçi derneklerinin ardından alana sırayla, “Sistemli bir delilik örgütlenmeyle tedavi edilir” pankartıyla Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği, “Yaşasın Sosyalizm” pankartıyla Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) ve Belediye-İş girdi.
Dolmabahçe yürüyüş kolunun sol yolunda alana son olarak Türkiye Komünist Partisi (TKP) girdi. TKP kortejinin başında “Yaşasın Komünistlerin Birliği” pankartıyla eski TKP’liler yürüdü.
Çanakkale’den gelen TKP’liler “Padişahın ‘Altın’cı filosuna geçit vermeyeceğiz” pankartıyla bölgelerinde yürütülen altın arama faaliyetlerine değinirken TKP Van İl Örgütü “Binalarımız değil bu düzen yıkılmalı” pankartıyla 1 Mayıs’a katıldı. Gaziosmanpaşa’dan gelen TKP’liler “GOP BOP’a karşı” pankartı arkasında yürüdü. Kitleselliğiyle dikkat çeken TKP kortejinde AKP’nin Suriye’ye karşı savaş politikalarına tepki gösteren çok sayıda pankart ve döviz açıldı.
Saplı sollu iki kol halinde Dolmabahçe’ye yürüyen topluluk buradaki gruplarla buluştu. Genel Merkezi Bursa’ya gitme kararı almasında rağmen Yol-İş sendikasının 1 nolu şubesi katılımıyla dikkat çekti. CHP, HKP ve İşçi Partisi ise Taşkışla istikametine yönelerek Gümüşsuyu’ndan yürüyen ana koldan ayrıldılar.
Beşiktaş’tan Dolmabahçe’ye giden yol boyunca TKP’liler reklam panolarını “Bu halk sana boyun eğmez” afişleriyle kapattılar. Öğrenci Kolektifleri ise Gümüşsuyu’nda bulunan İTÜ binasında devrimci önderleri selamladı. Önce Mahir Çayan resmini okulun önüne açarak Dev-Genç marşını okuyan Kolektifçiler’den bir bölümü okula girerek Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın resimlerinin bulunduğu bir pankartı, konfetiler eşliğinde okuldan sallandırdı.
Tarlabaşı kolu
Tarlabaşı kolunun yürüyüşü Şişhane’den başladı. Sabah erken saatlerden itibaren Şişhane’de toplanan kortejler saat 10.00’da yürüyüşe başladı. Eğitim-Sen 1 ve 8 No’lu Şubeler ile SES Aksaray Şube Aksaray’da buluşarak Şişhane’ye coşkulu kortejlerle yürüdü.
KESK kamu emekçilerinin taleplerini alana taşıdı
Tarlabaşı kolunun en kalabalık korteji Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) oldu. KESK kortejinin en önünde taleplerin dile getirildiği pankartlar sıralandı. Öne çıkan talepler grevli toplu sözleşme; eşit ulaşılabilir, ücretsiz, ana dilde, kamusal eğitim ve sağlık hizmeti; KESK’li ve hasta tutsaklara özgürlük, Suriye ve Ortadoğu’da emperyalist savaş ve işgale son verilmesi ve Kürt sorununda demokratik çözüm oldu.
KESK pankartı arkasındaki en kalabalık ve disiplinli sendika korteji Eğitim Sen oldu. Eğitim Sen şubelerinin kortejlerine öğretmenlerin yanı sıra öğrenciler ve veliler de katılım gösterdi. Kabataş Erkek Lisesi öğrencileri de Devrimci Kabataşlılar pankartıyla Eğitim Sen kortejleri arasında yürüdü.
HDK barış için yürüdü
Tarlabaşı kolunun ikinci en kalabalık gurubu Halkın Demokratik Kongresi oldu. Bu kortejin kitlesinin büyük bölümünü BDP oluşturdu. Eşitlik, adalet, barış ve özgürlük talepleri öne çıktı.
Yurtsever Öğrenciler, ‘Biji Yek Gulan/Yaşasın 1 Mayıs’ yazılı t-shirtler giydi ve ‘630 öğrenci tutuklu/Kürt gençlerine özgürlük’ dövizleri taşıdı.
Feministler, kadınlara ‘ev işini bırak, dünya dursun’ diye seslendi; ‘Evde, sokakta, iş yerinde erkek egemenliğine ve kapitalizme direniyoruz’ pankartıyla yürüdü.
LGBTT pankartı arkasında yürüyen lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüeller ‘Nefret öldürüyor, devlet bunu görmüyor’ sloganları attı.
ÖDP insanca bir düzen için yürüdü
Bu koldan yürüyen güçlü kortejlerden biri de ÖDP korteji oldu. ‘Yoksulluğa, savaşa, baskılara karşı insanca yaşam ve insanca düzen için alanlardayız’ pankartıyla yürüyen ÖDP’liler, HES’lere karşı da pankart açtı ve Metin Lokumcu’nun resmini taşıdı. Gençlik Muhalefeti pankartı arkasında da üniversiteliler, AKP’ye karşı üniversiteleri, geleceği ve özgürlüğü savunma çağrısı yaptı.
EMEP de ‘Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği’ ana pankartının arkasında taleplerini dile getiren pankartlarla yürüdü.
Disiplinli ve kalabalık bir kortejle yürüyen Uluslararası İşçi Dayanışma Derneği UİD-DER, ücretlerin yükseltilmesi ve iş saatlerinin kısaltılması taleplerini yükseltti.
Tarlabaşı kolu’ndan yürüyen gruplar arasında Özgürlükçü Gençlik Derneği, Lisesi Kıvılcım, Toplumsal Özgürlük Platformu, İşçinin Yolu-SDH, ‘Sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünya için Sosyalizm’ ve ‘Sosyalist Kuruluş İçin Yürüyoruz’ gruplar da kortejleriyle yer aldı.
Bu kolun en dikkat çeken gruplarından biri de Anti-kapitalist Müslümanlar grubuydu. İş
kazalarında yaşamını yitiren işçiler için Fatih Camii’nde namaz kılarak yürüyüşe geçen grup “Mülk Allah’ındır” pankartı taşıdı. Fatih Camii’nin simgesel bir önem taşıdığını belirten Eliaçık, daha önce Kanlı Pazar öncesi toplantıda bu camiinin buluşma yeri olarak kullanıldığını kendilerinin buna karşı bir tavır geliştirdiklerini belirtti.
Sendika.Org