Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın birlikte yürüttüğü Okul Sütü Projesi’nde karşılaşılan sorunlar ve skandallara bir yenisi daha eklenmiştir. Hayvancılık Genel Müdürlüğü tüm okullara yazı göndererek, öğretmenlerin öğrencilere sütün dağıtılmadan önce tadına bakmaları istenmiştir. İlgili karar, 81 il valiliği aracılığıyla tüm okullara gönderilmiş; Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıklarına da bilgi […]
Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın birlikte yürüttüğü Okul Sütü Projesi’nde karşılaşılan sorunlar ve skandallara bir yenisi daha eklenmiştir. Hayvancılık Genel Müdürlüğü tüm okullara yazı göndererek, öğretmenlerin öğrencilere sütün dağıtılmadan önce tadına bakmaları istenmiştir. İlgili karar, 81 il valiliği aracılığıyla tüm okullara gönderilmiş; Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıklarına da bilgi verilmiştir.
Başından sonuna skandallarda dolu gelişmeler eşliğinde yürütülen “Okul sütü, akıl küpü” kampanyasında, sütü öğrenciler içmeden önce öğretmenlere tattırarak; sütün tadına bakmaları, koku ve kıvamını kontrol etmelerini istemeleri kampanyayı yürüten bakanlıkların içine düştüğü aczin somut bir ifadesidir.
Eskiden saraylarda padişah yemeğini yemeden önce tadına bakan çeşnici başlarının yemeğin tadına bakması gibi, öğretmenlerin sütün tadına bakmasını; bununla da yetinmeyip sanki öğretmenler “süt uzmanı”ymış gibi koku ve kıvamını kontrol etmelerini isteyen Bakanlıkların, ortaya çıkan skandalı çözmek yerine kördüğüm haline getirmeyi tercih ettiklerini bir kez daha göstermektedir. İlköğretim öğrencileri için son derece faydalı olduğunu düşündüğümüz okul sütü uygulamasını eline yüzüne bulaştıran hükümet ve ilgili bakanlıklar bu son uygulama ile bu işi beceremeyeceklerini ispatlamıştır.
Öte yandan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdür Vekili Ali Karaca imzasıyla 81 ilin valiliklerine yasak genelgesi göndermiştir. İlgili yazıda; “Sütten kaynaklı bir besin zehirlenmesi şüphesi durumunda üretimin olduğu ildeki analiz sonuçlarının değerlendirilmesi suretiyle alınan numunelerin mikrobiyolojik analiz sonuçları kesinleşmeden besin zehirlenmesi açıklaması yapılmayacaktır. Sonuçlar açıklanıncaya kadar okul sütü programı sadece ilgili okulda durdurulacak, şikayetin olmadığı okullarda ise programa devam edilecektir” uyarısında bulunularak, açıklama yapma yasağı (sansürü) getirilmiş olması dikkat çekicidir.
Süt dağıtımında aksaklıklar yaşanmaması için öğretmenlerin sütü dağıtmadan önce koku, kıvam, tat açısından, süt ambalajlarının ezik, yırtık olması yönünden kontrol yapmalarının istenmesi, öğrencilerin süt içmesi sonrasında doğacak risklerin doğrudan öğretmenlerin sırtına yıkılması anlamına gelmektedir. Sütlerin kontrollerini yapacak olan öğretmenler değil, kampanyayı yürüten bakanlıklardır. Süt dağıtımı sonrasında yaşanacak olası olumsuzluklarda sorumluluğun öğretmenlerin sırtına yıkılması kabul edilemez.
Anlaşılan odur ki 7 milyonu aşkın öğrencinin günlük süt ihtiyacının karşılanması gibi önemli bir konuyu eline yüzüne bulaştıranlar, sorumluluk almamak için ne yapacaklarını şaşırmışlardır. Ancak öğrencilerimizin sağlığından çok süt dağıtım firmalarının “mevsimsel arz fazlası” olan süt stoklarını eritmeyi hedefleyenler, ne açıklama yasağı getirerek ne de sütleri öğretmenlere test ettirerek, yarattıkları olumsuzlukların üzerini örtmeyi başaramayacaklardır.
Eğitim Sen olarak bir kez daha tekrar ediyoruz, hiçbir bilimsel denetimden geçmeden dağıtımına başlanan okul sütü projesi, bir an önce durdurulmalıdır. Okul sütü projesini yakından izlemeyi sürdüreceğimiz ve öğrencilerimizin sağlığı ile oynayanların peşini bırakmayacağımız bilinmelidir.