Yaklaşık 6 ay önce tutuklanan ODAK Dergisi okurlarının ilk duruşması 29 Mayıs Salı günü Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlıyor. Tutuklular arasında bulunan Meltem Tuna, Sendika.Org’a gönderdiği mektupla herkesi AKP’nin “ileri demokrasi” komedisini izlemek için Ankara Adliyesi’ne davet ediyor THKP/C Direniş Hareketi’ne üye oldukları iddia edilen ODAK Dergisi okuru 6 kişi yaklaşık 6 aydır […]
Yaklaşık 6 ay önce tutuklanan ODAK Dergisi okurlarının ilk duruşması 29 Mayıs Salı günü Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlıyor. Tutuklular arasında bulunan Meltem Tuna, Sendika.Org’a gönderdiği mektupla herkesi AKP’nin “ileri demokrasi” komedisini izlemek için Ankara Adliyesi’ne davet ediyor
Tuna yazdığı mektubunda tutuklanmaları için gösterilen delillerinin komikliğine dikkat çekiyor ve AKP’nin ileri demokrasi yalanının nasıl ortaya çıktığını söylüyor. AKP’nin “darbecileri yargılıyorum” dediği Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacaklarını söyleyen Tuna, AKP’nin darbe ile yüzleşmesnin bu şekilde olduğunu söylüyor.
İşte Tuna’nın Sendika.Org’a yazdığı mektup:
”
…
Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi
Değili
İnsan gibi yaşamalıyız dersin,
Büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi
Yakalanmak
Hapse girmek
Hatta asılmak hürriyetinle
Hürsün!”
Merhabalar!
Nazım Hikmet’in “Bir Hazin Hürriyet” şiiri ile başlamak istedim mektubuma. 60 yıl öncesinde Nazım’ın bu tarifinin hala günümüze uygunluğu trajikomik aslında. Yüzlerce öğrencinin, gazetecinin, aydının, muhalifin, binlerce Kürt insanın “hapse atılma hürriyetinin” bolca kullanıldığı zamanlardayız. Mektubumu bu hürriyetten nasibini almış biri olarak Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi’nden yazıyorum size. Gazi Üniversitesi Felsefe Bölümü son sınıf öğrencisiyim. 6 ay önce terörle mücadele polislerince ailemle yaşadığım evim basıldı, gözaltına alındım. Benimle birlikte 6 arkadaşım daha aynı gün gözaltına alındı. 4 günlük gözaltı süresinin ardından THKP/C Direniş Hareketi üyesi olduğumuz iddiasıyla tutuklandık hepimiz.
5 aylık tutukluluğumuzun ardından iddianamemiz çıktı ve dosyadan çıkanlar bizi şaşırtmadı! 12 Eylül darbesi sonrası idam edilen devrimciler Ömer Yazgan ve arkadaşlarının mezarını ziyaret etmemiz, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü etkinliğine katılmamız, Ulucanlar Katliamı ile ilgili yapılan basın açıklaması ve anmaya katılmamız, 30 Mart’ta Mahir Çayan ve arkadaşlarını anmamız ve mezarını ziyaret etmemiz, 1 Mayıs’ta binlerce kişi ile meydanlarda yürümemiz “terörist” olma gerekçelerimizmiş!
Hazırlanan iddianamede yasal olarak yürüttüğümüz çalışmalarımızın tümü terörize edilmeye çalışılmış. Delil diye gösterdikleri şeyler ise kitapevlerinde aldığımız kitaplar, cdler, arkadaşlarımızla yaptığımız günlük sohbetler içeren telefon ve internet görüşmeleri, katıldığımız yasal eylemler ve etkinliklerde çekilmiş fotoğraflarımız. Arsızca darbe ile yüzleştiğini haykıranlar, meclis kürsüsünde darbe sonrası idam edilen devrimcilerin adlarını anıp timsah gözyaşı dökenler, idam edilen devrimcileri andığımız için yargılıyor bizleri. Hem de darbeyi yapan “paşa”ların yargılandığı salonlarda yargılanıyoruz. Darbe ile nasıl yüzleştiklerini bu şekilde açıkça görüyoruz.
Bizler ODAK Dergisi okurlarıyız (Bir parantez açmak fayda görüyorum, ODAK Dergisi yasal, siyasi bir dergidir!). Ve dergi okurları olarak birkaç yıldır “Eğitim ve Dayanışma” adıyla bir kampanya yapıyoruz. Bu kampanya doğrultusunda köleleştirilen, “cemaatçi” eğitim anlayışına karşı çıkıp diyaloğa dayanan eğitimi ve okuyan, sorgulayan, bilimi esas alan bir nesli temenni ediyoruz. Bu doğrultuda çalışmalar yürütüyoruz. Birilerinin “dindar ve kindar nesil” amacının zıttı bir nesil ve eğitim anlayışı istediğimiz. Ve bu isteğimiz şu an hapiste olmamızın altında yatan en büyük sebeptir, biliyoruz!
Tutukluluğumuzun 6. ayı dolmak üzere. İlk mahkeme tarihimiz 29 Mayıs Salı, saat 13.30. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek ilk duruşmamız, adına “ileri demokrasi” dedikleri ancak demokrasinin “d”sini dahi barındırmayan, hak – hukuk – adalet adı altında oynanacak bir “komedi”yi izlemek isteyen herkesi mahkememize davet ediyoruz.
Herkese Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi’nden selamlar yolluyorum. Sevgilerimle
Meltem Tuna
Sendika.Org/ Ankara