Erdoğan Maraş’ta yaptığı konuşmada tiyatro sanatçılarına öfke kusmaya devam etti. Sanatçıları halka tepeden bakmakla itham eden Erdoğan özelleştirme ile amaçlarının içerik denetimi olduğunun da ipucunu verdi

AKP Kahramanmaraş İl Kongresi’nde konuşan Başbakan Erdoğan tiyatrocuları hedef almaya devam etti. Tiyatrocuların, Şehir Tiyatroları’nı belediye bürokratlarına emanet edecek düzenlemeye tepki göstermesiyle başlayan ve Erdoğan’ın “tiyatroları özelleştirmeye götürüyorum” açıklamasıyla farklı bir boyut kazanan AKP-aydın çatışması büyüyor.

Erdoğan 4 Mayıs’ta Maraş’ta yaptığı konuşmada tiyatroculara öfke kusmaya devam etti, tiyatroları bürokrasiye daha bağımlı hale getirecek düzenlemeleri savunmak için AKP’nin zalimler-mazlumlar söylemine başvurdu. Sanatçılara Cem Karaca’nın parçasına atfen “yarım porsiyon aydın” diyerek seslenen Erdoğan’a göre sanatçılar “seçkinci bir grup”, “herkese tepeden bakıyor üstelik Şehir Tiyatrolarından maaş almakla yetinmeyip dizilerden nemalanıyor”.

Konuşmasında tiyatro sanatçılarına ağır ithamlarda bulunan Erdoğan özelleştirmeyi savunurken özelleştirme yoluyla tiyatronun nasıl ehlîleştirileceğinin de ipucunu verdi. Konuşmasında “Kurun tiyatronuzu, özel sektör olarak girin bu alana. Sizlere sahne tahsis ederiz. Senaryoyu beğenirsek, inceleme kurullarımız sponsor oluruz” ifadelerini kullanan Erdoğan, “beğenirsek sponsor oluruz” sözleri iktidarın tiyatroların içeriğine müdahale etmek için para ve sponsorluk ilişkisinin kullanılacağını da itiraf etmiş oldu. Belediye veya kamu kurumlarından ödenek almak, sponsor bulmak isteyen tiyatro grupları AKP’li bürokratların beğeneceği içerikte oyunlar seçmek ve sahnelemek zorunda kalacak. Böylece “müstehcen oyun” eleştirisi ile başlayan ve ‘muhafazakar sanat’ kavramının ortaya atılmasıyla süren tartışmada sanatın içeriğinin finansal bağımlılıkla muhafazakarlığa itileceği anlaşılmış oldu.

‘Sanat sanat için mi toplum için mi’
Erdoğan özelleştirme ile kastını anlattığı konuşmasında tiyatro sanatçıları için şu ifadeleri kullandı:
“Tiyatro tartışması değildir. Mesele çok başka. Kendilerine küçük rant alanları oluşturmuş seçkincilerin millete tepeden bakma meselesidir.
Bunlar tanzimattan bugüne kadar her şeyi kendilerinin bildiğini iddia ederler. Bunlar kendi ürettiklerinin yüksek sanat olduğunu iddia ederler.
Bu seçkinciler sanatın tapusunun kendi ellerinde olduklarını zannederler. Bunlar sanatı toplum için yapmazlar. Sanatı sanat için yaparlar…
Bunlar kendi kast sistemlerine başkalarının girmesine asla izin vermezler. Hem şehir tiyatrosundan maaş olacak, sonra dizide oynayacak para alacak, nemalanacak.
Niyetlerini açık etmeye başladılar. Rahmetli Cem Karaca zamanında bunlara gerekli cevabı verdi: “Bunlar aydın değil, bunlar yarım porsiyon aydın.
Rahmetli Cem Karaca’nın deyimiyle, bunlar barlarda, barların önlerinde, viski, bir elleri çenelerinde, kaşları hafif yukarda hiçbir şey üretmeden sadece hakaret ederler. Bunlar milletin kültürünü beğenmezler. Yıllarca karikatürlerle, köşelerinden, ekranlarından aşağıladılar. Oyunlarında, yazılarında bu ülkenin gerçek hizmetkârlarını, din adamlarını aşağıladılar. Geçen yıl devlet tiyatrosuna harcanan 140 milyon TL. Gelir 4 milyon TL. Millete de milletin hükümetine de parmak sallayarak azarlama dönemi artık geride kaldı. Milletin masum taleplerini irtica diyerek bir kaşık suda boğma dönemi, artık geride kaldı. Sanatın arkasına sığınıp milleti hizaya sokma dönemi tarihe kavuştu. Bu ülkede hukukta, bürokraside, siyasette kast sistemi, hanedanlık sistemi Ak Parti ile birlikte sona ermiştir. Kurun tiyatronuzu, özel sektör olarak girin bu alana. Sizlere sahne tahsis ederiz. Senaryoyu beğenirsek, inceleme kurullarımız sponsor olur. Özgür olun, özerk olun, özel olun ama artık devlet tiyatro sahnesinden çekiliyor buyurun siz tiyatro sahnesinde kalın.”

Sendika.Org