Kebek’teki öğrenci direnişi, direnişin belini kırmak üzere gündeme getirilen Bill 78 adlı olağanüstü hal yasasının parlamentoda kabulü ile birlikte yalnızca bir öğrenci direnişi olmaktan çıktı. Öğrenciler ve halk her gece sokaklarda söz konusu yasayı ihlal ediyor Kanada’nın ikinci büyük eyaleti olan Kebek (Quebec)’de Liberal Jean Charest’ in okul harçlarını önümüzdeki 5 yıllık bir süreç içerisinde […]
Kebek’teki öğrenci direnişi, direnişin belini kırmak üzere gündeme getirilen Bill 78 adlı olağanüstü hal yasasının parlamentoda kabulü ile birlikte yalnızca bir öğrenci direnişi olmaktan çıktı. Öğrenciler ve halk her gece sokaklarda söz konusu yasayı ihlal ediyor
Kanada’nın ikinci büyük eyaleti olan Kebek (Quebec)’de Liberal Jean Charest’ in okul harçlarını önümüzdeki 5 yıllık bir süreç içerisinde yüzde 75 oranında artırmayı hedefleyen planına karşı 108 gündür sürdürülen öğrenci grevi ve gösteriler devam ediyor. Bununla birlikte, Kebekliler, Kebek hükümetinin öğrenci direnişini sonlandırmak amacıyla meclis onayından geçirdiği Bill 78 olarak bilinen acil durum yasasına karşı tepkilerini her gece casseroles denilen Güney Amerika kökenli bir protesto biçimiyle tepki gösteriyor.
Jean Charest planını açıklarken, onu bir “eğitim devrimi” olarak nitelendirmişti. Ancak, Jean Charest’in devrimi (!) öğrencilerden pek takdir görmedi. 13 Şubat’ta Laval Üniversitesi’ndeki sosyal bilimler öğrencileri bu plana karşı greve gitme kararı aldı. Hemen ardından onu Kebek Üniversite’sinin bazı fakültelerinde alınan grev kararları izledi. Grev her geçen gün yayıldı ve katılım 22 Mart’ta yaklaşık 170 bin katılımcı ile zirveye ulaştı. Bu greve her gün sokak gösterileri eşlik etti ve etmekte.
Kebek’teki öğrenci direnişini yürüten ve öğrencileri hükümetle yapılan görüşmelerde temsil eden örgütler CLASSE (Öğrencilerin Sendikal Dayanışma Birliği), FEUQ (Kebek Üniversite Öğrencileri Federasyonu) ve FECQ (Kebek Kolej Öğrencileri Federasyonu). Bunlardan FEUQ ve FECQ eskiden beri var olan ve mevcut okul sistemi içerisinde kurumlaşmış öğrenci birliklerinin federatif örgütü durumunda. CLASSE ise öğrencilerin “entelektüel çalışanlar” olduğu fikrinden hareketle kurulmuş bir sendikal örgüt. Bu örgüte CLASSE’ın prensiplerini kabul eden öğrenci birlikleri üye olabiliyor. Bu örgütler arasındaki ana farklardan birisi FEUQ ve FECQ’in okul harçlarının dondurulması, CLASSE’ın ise eğitimin ücretsiz hale getirilmesi gibi bir talep ve hedefinin olması. CLASSE mevcut eğitim sistemine FEUQ ve FECQ’in sessiz kaldığı birçok konuda eleştiriler yöneltiyor ve mücadeleci kimliğiyle tanınıyor. CLASSE, Kebek’te devam etmekte olan öğrenci direnişini yürüten en büyük ve etkili öğrenci örgütü durumunda.
Adı geçen örgütler bu süreç içerisinde hükümet temsilcileri ile 3 kez bir araya geldi ve görüşmeler yürüttü; ancak bu görüşmeler her seferinde kesintiye uğradı. Yaklaşık 36 günden beri hükümet ile öğrenciler arasında herhangi bir görüşme olmuyor. Son görüşmeler, CLASSE’ın, görüşmeler sırasında eylemlerini sürdürmesi nedeniyle hükümet adına görüşmeleri yürüten Eğitim Bakanı Line Beauchamp tarafından görüşmelerden uzaklaştırılması üzerine, FEUQ ve FECQ temsilcilerinin de görüşmeleri terk etmesiyle kesilmişti. Beauchamp’ın tutumu, öğrenciler arasında yaygın bir öfkeye ve eylemlerin yaygınlaşmasına yol açtı. Öğrenciler her gece eylem yapmaya başladılar. Bunun ardından 27 Nisan’da Charest ve Beauchamp öğrenci grevine son vereceğini iddia ettikleri ve “cömert” olarak nitelendirdikleri bir dizi teklifte bulundular. Buna göre başlangıçta 5 yılda %75 olarak planladıkları harç artışını değiştirerek, 7 yıllık bir sürede %82’lik bir artış teklif ettiler. Eğitim kredisine erişimin kolaylaştırılması, okul harcamalarını denetleyecek bir komitenin oluşturulması gibi ek öneriler sıraladılar. Bu öneriler, öğrencilerin öfkesini daha da beslemekten başka bir işe yaramadı.
Aynı günlerde kamuya bağlı kolejlerin yöneticileri, öğrenci grevi dolayısıyla kaybettikleri toplam meblağın, okul harçlarının artışından ilk yıl için beklenen gelir artışını aştığını açıkladılar. Söz konusu okullardan, Charest’ in planı ile ilk yıl için beklenen gelir artışı 41 milyon dolardı.
CLASSE yayınladığı net ifadelerle yazılmış bir deklarasyonla özellikle işçi sendikalarına, öğrenci grevini desteklemeleri çağrısında bulundu. Bu çağrıya Kebek’in en büyük işçi federasyonlarından olumlu yanıt geldi. İşçi sendikaları ve federasyonları Mayıs’ın ilk günlerinden itibaren bazı gösterilerin organizasyonuna bizzat katıldı ve grevi maddi olarak da desteklemeye başladılar. Bu işbirliği etkisini alanlarda gösterdi ve Mayıs başında yapılan gösterilerde katılımın 200 ila 300 bin rakamlarına ulaştığı görüldü. Eğitim Bakanı Line Beauchamp görevinden istifa etti. Jean Charest “planını bu yıl için dondurduğunu” açıkladı. Bu açıklama, öğrenci eylemlerinde göreceli bir durgunluğa yol açsa da grev sürüyordu.
18 Mayıs’ta, hazırlıkları bir süredir devam eden ve Bill 78 olarak anılan bir “olağanüstü hal kanunu” Kebek Parlamentosu tarafından onaylandı. Bill 78’in amacı, neredeyse 3 aydan beri eyaleti ve hükümeti kilitleyen öğrenci grevinin belini kırmaktı. Bu yasayla, okullarda ve 50 metreye kadar olan mesafede gösteri yapmak yasaklanıyordu. Yasayla, grev yapılan veya ders yapılmasına olanak tanınmayan okullarda dönem dersleri askıya alınabilecek. 50 ve daha fazla insanın katıldığı yürüyüşler ve güzergahları en az 8 saat önceden polise bildirilecek ve onay alınacak. Bu kurallara uymayan gösteriler “yasadışı” ilan edilecek ve polis müdahalesi ile karşılaşacak. Bu tür eylemlere katılan bireylere 1000 ila 5000 dolar, düzenleyenlere 7000 ila 35000 dolar ve düzenleyen örgütlere 25000 ila 125000 dolar para cezası verilecek; aynı ihlalin tekrar edilmesi durumunda ise ceza 2 misli uygulanacak.
Yasa onaylandığı andan itibaren öğrenci örgütlerinin öncelikli gündem maddesi haline geldi. FECQ lideri Léo Bureau-Blouin “Québec hükümeti, vatandaşların kendilerini ifade ettiği sosyal hareketleri kriminalize etmek için kendi provoke ettiği bir krizden faydalanıyor. Bu yasa bir taraftan öğrenci derneklerinin yok edilmesine, diğer taraftan bir toplumun susturulmasına yarayacaktır” dedi. FEUQ lideri Martine Desjardins “Hükümet öğrenci hareketine karşı savaş ilan etti” dedi. CLASSE’ın lideri Gabriel Nadeau-Dubois yasayı “otoriter” bir yasa olarak nitelendirdi ve “Bizce temel özgürlükler, acil durum yasalarıyla gasp edilemez… Hukuki sonuçları ne olursa olsun bu yasaya karşı koyacağız” dedi. “Yasalar adaletsiz olduğunda onlara boyun eğmemelisiniz. Biz şu anda ciddi bir şekilde bu olasılık üzerinde düşünüyoruz. Polis baskısı bizi asla korkutmadı. Gösteriler, eğer gerekli ise, her gece devam edecek” diyen Gabriel Nadeau-Dubois, halka bu yasaya itaat etmemeleri çağrısında bulundu. Kebek Üniversitesi’nde Hukuk Profesörü olan Lucie Lemonde, “Bir şeyin gelmekte olduğunu biliyorduk; ama ben bu düzenlemeyi kullanarak gösteri yapma hakkı bakımından oyunun kurallarını değiştireceklerini düşünmemiştim. Bu benim, Savaş Önlemleri Yasası (FLQ kısa adlı bir örgütün bazı resmi devlet görevlilerini kaçırması üzerine 1970’de çıkarılan bir yasa) hariç, şu ana kadar gördüğüm en kötü yasa” dedi.
Kebek İşverenler Konseyi Başkanı Yves-Thomas Dorval ise yaptı