Radikal’den Akif Beki, Hürriyet’ten Vahap Munyar’ın bugünkü yazıları AKP’nin piyasalaştırma-gericileştirme kıskacına aldığı üniversitelerin durumuna dair çarpıcı bir tablo ortaya koydu. Beki, Malatya İnönü Üniversitesi’nin açılışında Çalık Holding’in sahibi Mahmut Çalık’ın elini öpen rektörü örnek rektör ilan etti. Munyar ise Başbakan’ın zorlamasıyla İnönü Üniversitesi’ne İlahiyat Fakültesi yapıp bağışlayan işadamlarını örnek gösterdi. Munyar bir de ilginç bir […]
Radikal’den Akif Beki, Hürriyet’ten Vahap Munyar’ın bugünkü yazıları AKP’nin piyasalaştırma-gericileştirme kıskacına aldığı üniversitelerin durumuna dair çarpıcı bir tablo ortaya koydu. Beki, Malatya İnönü Üniversitesi’nin açılışında Çalık Holding’in sahibi Mahmut Çalık’ın elini öpen rektörü örnek rektör ilan etti. Munyar ise Başbakan’ın zorlamasıyla İnönü Üniversitesi’ne İlahiyat Fakültesi yapıp bağışlayan işadamlarını örnek gösterdi. Munyar bir de ilginç bir anektod aktardı. Rektör çok para veren patronların babalarının adını fakültelere verecekmiş
Beki’nin örnek rektörü ve demokrasiden anladığı
Akif Beki bugün Radikal’deki köşesinde ‘El öpen bir rektörün farkı’ başlıklı yazısında Malatya Üniversitesi’nde düzenlenen bir fahri doktora törenini anlattı. Beki, Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Cemil Çelik’in, Çalık Holding’in en büyüğü Mustafa Çalık’ın elini öperken çekilmiş bir fotoğrafı köşesine taşıyarak rektörün iş insanları karşısındaki bu tavrı sayesinde üniversitesine yüklü miktarda bağışlar alabildiğini yazdı. Beki yazısında AKP cephesinin demokrasiden “boyun eğdirmeyi” anladığını da, bir bilim insanının, bir iş insanın elini öpmesini üniversitenin demokratikleşmesinin göstergesi olarak aktararak gösterdi.
Beki yazısında takdir ettiği gelişmeleri şöyle anlatmış:
Ne oldu da İnönü Üniversitesi’nin 33 yıldır tamamlanamayan kampüsü, son 4 yılda âbât oldu?
Nasıl bir el değdi de 33 yılda yapılan üniversite binalarının üçte biri, sadece son 4 yılda inşa edildi?
Ne değişti Malatya’da ki, neredeyse devletten aldığı yatırım bütçesi kadar yerli hayırseverlerden bağış almaya başladı İnönü Üniversitesi?
33 yıldır bitirilemeyen kampüsün yapılaşma oranı, hangi sihirli formülle yüzde 90’lara çıktı bugün?
Malatya’da, İnönü Üniversitesi’nin kampüsünde, bütün bu sorulara dört başı mamur bir cevap buldum.
Her şeyi açıklayan bir fotoğraf karesi bu. (Rektörün Çalık’ın elini öptüğü kareyi kastederek)
Beki, yazısında geçmiş rektörlerle, Çelik’in tavrı arasında bir kıyaslama yaparak kendi demokrasi anlayışını da izah etti. İşte Beki’nin sermayedarın elini öpen bilim insanını bir demokrasi temsili olarak sunduğu ifadeler:
Mahmut Çalık, mektep tahsili olmayan alaylı bir müteşebbis. Sadece Malatya’nın değil Anadolu’nun ilk özel sanayi tesislerini kurmuş, tekstil sektörünün öncü duayenlerinden.
Mahmut Çalık’ları beğenmeyen, onların demokratik tercihlerine tepeden bakan, seçilmiş iktidarlara karşı ideolojik direnişin başını çekmekten akademik gelişmeye mesai ayıramayan vesayetçi rektörleri çok gördük bu ülkede.
Kampüse bağış yağıyor
O dar kafalı, asık suratlı, asker gibi buyurgan rektör tipi gitmiş. İnönü Üniversitesi’ne, yaşı kemale ermiş bir memleket sanayicisinin elini iftiharla öpebilen, üniversiteye hizmeti asli gaye edinen, tevazu sahibi, halk adamı bir rektör gelmiş.
Bu yetmiş fark atmaya. İnönü Üniversitesi, diyaloğa açık, her kesimle temas kuran, büyüğe hürmette kusur etmeyen, önyargısız bir rektör sayesinde hayırsever işadamlarının gözdesi şimdi.
Kampüse bağış yağıyor. Malatyalı işadamları, siyasetçiler, yerel yöneticiler elbirliği içinde üniversiteyi ekonomik ve sosyal hayatın merkezine alıyor.
El öpen bir rektörün, burnundan kıl aldırmayan rektörlerden farkı budur işte.
Munyar, üniversite, sermaye işbirliğinde başbakanın arabuluculuğunu yazdı
İnönü Üniversitesi’ne yapılan bağışları rektörün bir patronun elini öpecek kadar mütevazı olmasına bağlayan Beki’nin iddialarını Hürriyet’ten Vahap Munyar’ın yazısı çürüttü.
Munyar, ‘Başbakan istedi, Girişim grubu 10 milyon liraya ilahiyat fakültesi yaptı’ başlıklı bugünkü yazısında değirmenin suyunun nasıl döndüğünü iyi bir örnek olarak anlattı. Munyar 2009 yılında, Malatyapark alışveriş merkezinin açılışından sonra Başbakan Erdoğan’ın, Malatya Girişim Grubu’ndan Adnan Başdemir ve Erman Ilıcak’la görüşüp Malatya Üniversitesi’nin İlahiyat Fakültesi’ni yapmalarını ve üniversiteye bağışlamalarını istediğini yazdı. Munyar yazısında Malatyalı sermaye gruplarının 10 Milyon lira masraf ederek fakültesi tamamladıklarını aktardı..
Munyar’ın yazısında Beki’nin övgüler dizdiği Rektör Çelik’e ilişkin bir başka anektod daha varki bu anektod üniversitenin nasıl bir zihniyete emanet edildiğini gösteriyor. Munyar şunları yazmış:
Bekir Ilıcak 5 milyon lira yatırdı adı elbette meslek yüksekokuluna verilecek
İnönü Üniversitesi’nde cuma günü gerçekleşen toplu açılış töreninden birkaç gün önce Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak, Rektör Prof. Cemil Çelik’i aradı:
– Hocam, Darende ilçemizdeki meslek yüksek okuluna babam Bekir Ilıcak’ın adı verilecekti, ne oldu?
– Elbette isim Bekir Ilıcak Meslek Yüksek Okulu şeklinde değişecek. Ancak, henüz Yüksek Öğretim Kurulu’ndan bu yöndeki kararımıza onay çıkmadı. Bekir Bey, okula 5 milyon lira harcadı. Adını yazmaz olur muyuz.
– YÖK neden onay vermiyor? Bir sorun mu var?
– Okulun adı birkaç kez değişmiş, en son DASEV (Darende Sağlık ve Eğitim Vakfı) Meslek Yüksek Okulu olmuştu. YÖK, kısa sürede ismin birkaç kez değişmiş olmasına takılmış ama yakında onay vermesini bekliyoruz.
Sendika.Org