Kurtköy’de polis saldırısına maruz kalan öğrenci ve polislerin birlikte yargılandığı davada işkenceci polislerin tespiti zorlaştırılıyor. Olay günü görev alan gaz eğitimi almış tüm polislerin sanık yapıldığı davada, Miraç Ekrem Efe’nin burnunu kıran polisten iz yok. Davanın savcısının öğrencilerin avukatlarının talep ettiği delilleri toplamadığı ortaya çıktı Mehmetçik Vakfı’ndaki saldırı sırasında gözaltına alınan Miraç Ekrem Efe adlı […]
Kurtköy’de polis saldırısına maruz kalan öğrenci ve polislerin birlikte yargılandığı davada işkenceci polislerin tespiti zorlaştırılıyor. Olay günü görev alan gaz eğitimi almış tüm polislerin sanık yapıldığı davada, Miraç Ekrem Efe’nin burnunu kıran polisten iz yok. Davanın savcısının öğrencilerin avukatlarının talep ettiği delilleri toplamadığı ortaya çıktı
Başbakan Erdoğan’ın 4 Aralık 2010’da Dolmabahçe’de rektörler ile yapacağı toplantıyı protesto etmek ve Büyük Öğrenci Forumu’na katılmak isteyen üniversitelilere yönelik polis saldırısı davası 21 Mayıs’ta Tuzla 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşma ile başladı. 46 sanıklı davada, 7 öğrenci hem mağdur hem şüpheli, 3 öğrenci şüpheli, 3 polis mağdur ve 36 polis şüpheli olarak yargılanıyor. Öğrencilerin katılmadığı ilk duruşmaya şikayetçi 3 polisle birlikte 25 sanık polis katıldı.
Gaz kursu alan geri görevdeki polisler sanık yapılmış
Kurtköy’de yaşanan polis saldırısında Miraç Ekrem Efe’nin burnun kırılmasına yol açan işkence öncesi ve sonrası görüntüleri dava dosyasında önemli bir yer tutuyor. Fotoğraflarda Efe’yi gözaltına alan iki polisin Zet adı verilen ve biber gazı sıkmak için kullanılan tüfeklerden taşıdığının görülmesi üzerine, Kurtköy’de görev alan ve geçmişte gaz kullanım kursuna katılmış çok sayıda polis sanık olarak davaya dahil edilmiş. İfade veren polisler gaz kullanım kursuna katıldıkları için davaya dahil edildiklerini söylerken polislerin neredeyse tamamının olay günü geri hizmetlerde olması, asıl saldırıyı gerçekleştiren polislerin davaya dahil edilmediği izlenimi veriyor. İfade veren sanık polislerin tamamı olay günü kalkancı, araç koruma veya takviye adı verilen geri görevlerde oldukları yönünde ifade verdi. Olay günü amirlerinden aldığı sözlü izinle olay yerinde bulunmayan bir polis memurunun dahi davaya dahil edildiği anlaşıldı.
Sendika.Org’un görüşüne başvurduğu avukatlar, kalabalık sanık polis kadrosunun gaz kursu alan ve o gün geri görevde olan polislerden oluşmasının, yaratılan bu kalabalık sanık kadrosu içinde asıl işkenceci polisleri korumak amacı taşıyor olabileceğini söyledi.
36 polisin içinde saldırı emrini verenler yok
Olay günü öğrencilerin durdurulması için kurulan barikatta ve gözaltına alındıkları araçlarda görevli polisler davada yer almıyor. Davada yargılanan 36 polis arasında yalnızca 3 komiser yardımcısı bulunuyor. Öğrencilere saldırı ve gözaltı emrini veren rütbeli polisler dosyada yok. Polislerin ifadelerine itibar edilirse de olay günü öğrencilere kimlerin gaz sıktığı ve gözaltına aldığı beli değil. Çünkü polislerin hiçbiri gaz sıktığını ve gözaltı işlemi yaptığını kabul etmiyor.
2 yılda deliller toplanamadı
Davada öğrencilere işkence yapan polislerin tespit edilmesi için gerekli delillerin de 6 Aralık 2010 tarihinde talep edilmesine rağmen henüz toplanmadığı anlaşıldı. Öğrencilerin avukatları,
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü ve Güvenlik Şube Müdürlüğü’nün olay günkü telsiz kayıtlarının, olay yerinde görevli polislerin listesi ve fotoğraflarının, olayda kullanılan gazların miktar ve cinslerinin, ZET marka gaz tüfeği ve yeleği zimmet tutanaklarının İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden ve Kurtköy Mehmetçik Vakfı Tesisleri’nin güvenlik kamera kayıtlarının tamamının bu tesisten istenmesini talep etti.
Mahkeme heyeti avukatların bu talebini kabul etti. Fakat aradan geçen iki yıllık zaman ve işkenceci polislerin korunması ihtimali, bu kanıtların imha edilmiş olma ihtimalini güçlendiriyor. Bu durum mahkemenin talebine emniyetten gelen yanıtla ortaya çıkacak.
Ayrıca mahkeme, duruşmaya katılmayan 3 polis hakkında yakalama kararı çıkartılmasına karar vererek duruşmayı 15 Ekim 2012’ye erteledi.
4 Aralık’ta ne olmuştu
4 Aralık 2010 günü Başbakan Erdoğan’ın Dolmabahçe’de üniversite rektörleri ile yapacağı toplantıyı protesto etmek ve sanatçılarla, aydınlarla birlikte Büyük Öğrenci Forumu’na katılmak isteyen üniversiteliler Çamlıca gişelerinde polis tarafından durdurulmuştu.
Saatlerce otobüslerden indirilmeyen öğrenciler, zorla götürüldükleri Mehmetçik Vakfı Dinlenme Tesisleri’nde otobüsten inerken polis saldırısına maruz kalmıştı. Otobüslerin İstanbul’a giremeyeceğinin söylenmesi üzerine yürüyerek gitme kararı alan Öğrenci Kolektifleri üyelerine polis tekrar saldırmıştı. Saldırılarda 4 kişi yaralanarak hastaneye kaldırılmış, 9 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltı aracına sağlam bir biçimde götürülürken fotoğrafı çekilen Miraç Ekrem Efe, araçtan burnu kırılmış bir halde indirilmişti.
Kurtköy’deki görüntülerin bir benzeri Dolmabahçe’deki eylemde de yaşanmış, polis saldırısı sonucunda bir üniversiteli kadının bebeği düşmüştü.
Sendika.Org