Dün Amed ve Ankara iki önemli toplantıya tanıklık etti. Amed’de DTK’nin Özerklik Çalıştayı, Ankara’da ise HDK’nin Genel Kurulu vardı. Ortak mesaj ise ‘Türkiye’deki faşizan gidişatı birlikte durduracağız’ oldu Bu gidişe dur diyelim HDK 1. Genel Kurulu dün Ankara’da başladı. Genel kurulda konuşan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, AKP’nin Türkiye’ye faşist, ırkçı bir diktatörlüğü egemen kılmaya çalıştığını […]
Dün Amed ve Ankara iki önemli toplantıya tanıklık etti. Amed’de DTK’nin Özerklik Çalıştayı, Ankara’da ise HDK’nin Genel Kurulu vardı. Ortak mesaj ise ‘Türkiye’deki faşizan gidişatı birlikte durduracağız’ oldu
Bu gidişe dur diyelim
HDK 1. Genel Kurulu dün Ankara’da başladı. Genel kurulda konuşan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, AKP’nin Türkiye’ye faşist, ırkçı bir diktatörlüğü egemen kılmaya çalıştığını belirterek, “Bu tehlikeli gidişe, ‘dur’ diyecek tek güç buradır” dedi. HDK Sözcüsü Ertuğrul Kürçü ise “Parti haline gelmeliyiz” dedi.
Kürtlere statü şart
DTK’nin “Demokratik Özerklik 2. Çalıştayı’nda DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk konuştu: “Kürt sorunu küresel bir sorundur. Kaynağını da inkar ve statü sorunundan alıyor. Yeni anayasa, gerçekten yeni bir anayasa olacaksa, bu anayasada Kürtlerin statü sorunu mutlak bir surette çözüme kavuşturulmalıdır!”
Faşizme ‘dur’ diyecek tek güç buradadır!
Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) 1. Genel Kurulu başladı. Değişik dillerde selamlama ile başlayan kurulda, “Yaşasın halkların demokratik kongresi” sloganları atıldı.
Özgürlük tutkusu sindirilemez
Kurulda söz alan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, salonu Kürtçe selamladıktan sonra konuşmasına Türkçe devam etti. Türkiye’deki darbeler sürecine dikkat çeken Türk, “Ama özgürlük tutkusu o kadar güçlü ki, asla ve asla, halkın özgürlük tutkusu sindirilememiştir. Özgürlük, bir tohuma benzer. Biçildiğinde yeniden çıkar. Özgürlük tohumlarını toplu mezarlara bile gömseler buradan özgürlük yükselir” dedi.
Kürtler olarak yanınızdayız
Ortadoğu’daki değişim rüzgarlarının Türkiye’de de değişim yarattığını söyleyen Türk, “Değişime önderlik çok önemlidir. HDK’nın varlığı, barış ve özgürlük içinde çok önemlidir. Bizler yıllardır özgürlük mücadelesi veren Kürtler olarak yanınızdayız” diye konuştu.
Beraber dur diyelim
“Türkiye yıllardan beni vesayet rejimi altındaydı” diyen Türk, “Peki vesayet rejimi yerine yeni bir şey mi geliyor? Demokrasi mi kazanıyor? Tam tersine çok tehlikeli bir sürecin içine girdik. Bu hükümetin tutumu, faşist, ırkçı bir diktatörlüğü, Türkiye’de egemen kılmaya çalıştığını gösteriyor. Binlerce kişi cezaevlerindedir. Bu tehlikeli gidişe, faşist, ırkçı anlayışa dur diyecek tek güç buradadır. Kürtler ile devrimciler ortak mücadele etmeli. Yan yana olmadan başaramayız” dedi.
HDK isyan hareketidir
HDK 1. Genel Kurulu’nda konuşan BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, HDK’nin bir isyan hareketi olduğunu söyleyerek, “AKP faşizminin ne yapmak istediğini biliyoruz. Bundan dolayı çalışmalarımızı hızlandırmalıyız. Kurultaydan siyasi parti çalışmalarına ilişkin karar çıkarmak durumundayız” dedi.
Öcalan’ı halkın ortasına çıkarın
HDK 1. Genel Kurulu’nda konuşan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ifade özgürlüğünün sağlanması gerektiğini belirterek, “Öcalan’ı halkın ortasına çıkaracaksınız. Orada açıkça tartışacaksınız. Bakın bakalım kimin fikri kabul ediliyor. Çıkın ortaya açıkça konuşun. Madem savaş istemiyorsunuz kiminle savaştıysanız onunla el sıkışacaksınız. O hükümeti sürükleye sürükleye görüşme masasına oturtacağız” dedi. Kürkçü konuşmasına şöyle devam etti: “BDP, ağır bir saldırı altında kaldı. Birçok yoldaşımız tutuklamalar ve işkencelere maruz kaldı. Ama kimse bizi engelleyemedi, engelleyemeyecek. HDK’yi doğarken boğmaya kalktılar. Kriminalizasyona tabi tuttular. Meydan okuduk onlara işte buradayız. El mi yaman bey mi? AKP diktatörlüğüne sesleniyoruz. Boşuna uğraşmayın biz halkların sesi, sözü, eylemiyiz. Onların partisi olacağız” dedi.
Görünür bir parti olmalıyız
Kürkçü, kendilerini siyasi parti çatısı altında örgütlemeyi çok önemli bulduklarını belirterek, “Buna katılmayan bileşenler de aynı haklara sahip olacaklar. Kendimizi görünür bir parti haline getirmeliyiz. HDK’yi partiye kavuşturmak da bir yoldur. BDP, EMEP, SDP, ESP diğer parti ve hareketler hem kendilerini koruyacak hem de politik bir üst yapıda bir araya gelerek Türkiye’nin ana muhalefetini oluşturacaklar” ifadesini kullandı.
Kürt anneleri yine yollarda
13 Mayıs’ın “Anneler Günü” olduğunu söyleyen BDP Milletvekili Sebahat Tuncel, “Kürt anneleri yine yollarda. Yarın Ankara ve Diyarbakır merkezli eylem yapacaklar. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünde Öcalan’a özgürlük için yürüyoruz diyorlar” dedi.
İstanbul Milletvekili Levent Tüzel ise, işçilere ve emekçilere yönelik saldırı politikaları karşısında halkların bir mücadele ve arayış içinde olduğunu söyledi. BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Bize düşen savaş politikalarına kalıcı bir set çekmek. Bu sesi yükseltmenin cevabı HDK’dir” dedi. KESK Genel Başkanı Lami Özgen ise, “1 Mayıs’ı klasik işçi bayramından çıkarıp bütünlüklü olarak Türkiye’de sistem karşıtı olan bütün kesimlerin ortak bir mücadele gününe dönüştürmeye çalıştık. Önümüzdeki süreçte yine Newroz ruhu ile hareket edeceğiz” ifadesini kullandı.
İşgal altındayız
Yeni Kıbrıs Partisi Yürütme Kurulu Üyesi Murat Kanatlı: “İşgal altındaki bir ülkeden, TC devletinin sorun yarattığı başka bir coğrafyadan geliyoruz. Umudumuz, HDK’nin Kıbrıs sorununu ve TC uygulamasını teşhir etmektir. Bu günlerde TC’nin silahlı işgalini sermaye işgaline çevirmeye çalıştığı bir süreçteyiz. Türkiye ve Kürdistan coğrafyasını isteyen sizlerden Kıbrıs’ın özgürlüğünü istemenizi talep ediyoruz. Çünkü sorunumuz ortaktır. An azadî an azadî.”
Hak isteyenler tehdit altında
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan: “AKP hükümeti 9 yıllık döneminde kendi politikalarına toplumsal kesimi yedekleyen bir taktik uyguladı. Hak isteyen herkes tehdit altında.”
SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan: “AKP, Kürt sorunu konusunda çatışmayı ve imhayı endeks alıyor. Suriye’ye karşı her an savaş kararı alacak, Kürdistan’daki işgalini pervasızlaştırmış bir devletin özgür bir anayasa yapması mümkün değildir. Nerede savaş varsa orada haklar budanır.”
Kaynak: Özgür Gündem