11 ay sonra tamamlanan Hopa iddianamesi, Tayyip Erdoğan’ın olaylar sonrasında hedef gösterdiği ‘Tek yol sokak, tek yol devrim’ pankartı üzerinde duruyor, olayların “tahrik edici” olduğu iddia edilen bir pankartın indirilmek istenmesiyle çıktığı anlatılıyor ama her nedense o “tahrik edici” pankartın “su yaşamdır, sularımızı sattırmayacağız” olduğundan bahsetmiyor. Erdoğan’ın Halkevleri’ni hedef göstermek isteyen ve kavganın arkasındaki su […]
11 ay sonra tamamlanan Hopa iddianamesi, Tayyip Erdoğan’ın olaylar sonrasında hedef gösterdiği ‘Tek yol sokak, tek yol devrim’ pankartı üzerinde duruyor, olayların “tahrik edici” olduğu iddia edilen bir pankartın indirilmek istenmesiyle çıktığı anlatılıyor ama her nedense o “tahrik edici” pankartın “su yaşamdır, sularımızı sattırmayacağız” olduğundan bahsetmiyor. Erdoğan’ın Halkevleri’ni hedef göstermek isteyen ve kavganın arkasındaki su hakkı mücadelesini gizleyen politik tercihini iddianameye yansıtan savcı bunun ödülünü terfi ile aldı
31 Mayıs’ta Hopa’da meydana gelen Metin Lokumcu’nun yaşamını yitirmesine neden olan olaylara dair hazırlanan iddianamede Hopa olayları öncesinde bir inşaata asılan bir pankartın, AKP’lileri tahrik edici niteliği bulunduğu ve polisin pankarta müdahale etmek isterken saldırıya uğradığı iddiaları yer alıyor.
İddianamede şu ifadeler yer veriliyor: ‘Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Korzay inşaata pankart açmak üzere çıktıkları, bu esnada festival alanındaki Adalet ve Kalkınma Partili grubu tahrik edici içeriği bulunduğundan bahisle pankartlara müdahale etmek üzere güvenlik güçlerinin inşaat alanına yönlendirildiği, ancak pankart açmak isteyen gruba mensup kişiler tarafından kalas, demir çubuk ve tuğlalarla saldırılarak mukavemet gösterildiği…’
Ancak iddianamede “tahrik edici” olduğu iddia edilen pankartın içeriğinden söz edilmiyor. ‘Su yaşamdır, sularımızı sattırmayacağız’ pankartının kimi, neden kışkırtacağı açıklanmıyor. İddianamede adı geçen tek pankart, Tayyip Erdoğan’ın diline doladığı Halkevleri imzalı “Haklarımızı kazanmak için tek yok sokak tek yol devrim” pankartı.
O pankart saldırıdan sonra asılmıştı
İddianameyle ilgili görüştüğümüz Hopa davasından yargılanan Kemal Ustabaş, söz konusu ifadelerin doğruyu yansıtmadığını söylüyor. ‘Haklarımızı kazanmak için tek yol sokak, tek yol devrim’ yazılı, Halkevleri imzalı pankartın polisin saldırısından sonra inşaata asıldığını söyleyen Ustabaş saldırıya neden olan pankartın o olmadığını ifade etti.
Hopalıların o gün ‘Hopa Dereleri Koruma Platformu’ imzalı ‘Su yaşamdır, sularımızı sattırmayacağız’ pankartıyla Hopa Meydanı’nda bulunduğunu söyleyen Ustabaş polisin ilk saldırısının bu pankartın taşındığı basın açıklaması sırasında gerçekleştiğini belirtiyor. Ustabaş Hopa olaylarından sonra Tayyip Erdoğan’ın Trabzon Mitingi’nde “Tek yol sokak tek yol devrim” pankartını hedef gösteren açıklamasının ardından savcının da iddianamesini bu doğrultuda hazırladığını söylüyor.
Hopa savcısına terfi
31 Mayıs olaylarının ardından açılan davada iddianameyi hazırlayan savcı Hüsnü Hırka, mart ayında Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu müfettişliğine atandı. Savcı Hırka, hazırladığı iddianamede taşı ‘silah’ olarak değerlendirdiği için gündeme gelmiş, iddianamesinde 51 kişiye “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet”, “polise direnme”, “kamu malına zarar verme”, “nitelikli yaralama” ve “siyasi partiler ya da meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis ve eşyaya zarar verme” suçlamalarını yöneltmişti.
Sendika.Org