Süper başkanlık diye sunulan büyükşehir yasası düzenlemesinin altından yerel seçim hesapları ve yerel yönetim hizmetlerinin piyasalaştırılmasını hızlandırma planı çıkıyor Hedef 2014 seçimleri Türkiye’de 16 Büyükşehir belediyesi bulunuyor: İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Kocaeli, Antep, Konya, Antalya, Kayseri, Diyarbakır, Mersin, Eskişehir, Sakarya, Samsun, Erzurum. Büyükşehirler Yasası’nın yasalaşması durumunda şu şehirlerin de büyükşehir statüsüne kavuşması bekleniyor: Hatay, […]
Süper başkanlık diye sunulan büyükşehir yasası düzenlemesinin altından yerel seçim hesapları ve yerel yönetim hizmetlerinin piyasalaştırılmasını hızlandırma planı çıkıyor
Büyükşehirler Yasası’nın Haziran ayında meclise gelmesi planlanıyor. Bu durumda 2014’te yapılması planlanan yerel yönetim seçimlerinde yeni büyükşehir belediyeleri kurulmuş olacak. AKP’nin Kürt illeri ve CHP ile MHP’de bulunan bazı büyükşehir belediyelerini ilçelerden gelecek oyla kazanması da muhtemel hale geliyor.
Örneğin Balıkesir’de Büyükşehir Belediyesi MHP’de. Fakat Balıkesir’in 18 ilçesinin 9’u AKP’de, 8’i CHP’de biri de MHP’de bulunuyor.
Manisa’da Büyükşehir belediyesi MHP’de bulunuyor. 15 ilçesinin dağılımı ise şöyle: 9 AKP’li ilçe belediyesi, 3 MHP’li ilçe belediyesi, 3 CHP’li ilçe belediyesi
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi CHP’li. 14 ilçesinin dağılımı ise şöyle: 9 ilçe belediyesi AKP’li, 2 ilçe belediyesi MHP’li, birer ilçesi ise CHP, DP ve DSP’li belediyelerde
Van’da belediye yönetimi BDP’de. Van’ın 11 ilçesinin dağılımı şöyle: 5 ilçe belediyesi AKP’de, 4 ilçe belediyesi BDP’de, 1’er ilçe belediyesi ise SP ve DSP’de
Bu ilçelerin nüfus oranları ve büyüklükleri de büyükşehir belediye seçimlerinde belirleyici olacak.
Radikal gazetesinin “Süper başkan” diyerek manşetine taşıdığı Büyükşehirler Yasası, Büyükşehir belediyelerinin hem sayısını artırıyor hem hizmet ve yetki alanını geliştiriyor. Hazırlıkları tamamlanan yasa ile 16 büyükşehire, nüfusu 750 bini aşan 13 yeni şehir ekleniyor.
Radikal’in haberine göre yasa tasarısı ile Büyükşehir belediyelerinin hizmet ve yetki sınırları da genişletiliyor. Büyükşehirlerin kapsamı ‘mücavir’ alan yerine ‘il sınırı’ olarak değiştirilirken büyükşehir belediye başkanı da ilin bütününden sorumlu ve yetkili hale getiriliyor. Bu nedenle il sınırında yaşayan herkesin büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde oy kullanması öngörülüyor.
İlçe belediyelerine by-pass
‘İmar bütünlüğü’ gerekçesiyle bütün imar hareketlerinde tek yetkili Büyükşehir belediyeleri kılınırken planlama, altyapı, ulaşım koordinasyon görevleri ve itfaiye, zabıta hizmeti de büyükşehir belediyesinin hizmet alanına giriyor. İlçe belediyelerinin bu hizmetleri vermemesi planlanıyor.
Yasa ile büyükşehir belediyesi kapsamındaki beldelerin ve köylerin de mahalleye çevrilmesi, kırsal altyapı hizmetlerinin de büyükşehir belediyesi tarafından karşılanması öngörülüyor.
Radikal’in haberi 12 Mayıs’ta Büyükşehir Belediye Başkanları İstişare Toplantıları’nın Sakarya buluşmasında konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi’nin açıklamalarıyla da örtüşüyor. Bu toplantıda Tanrıverdi büyükşehirler yasası için şu açıklamaları yapmıştı:
“Yeni Büyükşehir Belediyeler Yasası ile tüm Büyükşehirlerimizin sınırları Kocaeli ve İstanbul gibi olacak. Hizmet sınırları belli bir bölgede değil ilin tamamında uygulanacak. Bu sayede ciddi bir hizmet ve imar bütünlüğü sağlamış olacağız. Yasa için İçişleri Bakanlığımız bir çalışma yürüterek toplumun her kesiminden fikir alıyor. Büyükşehir olmaya aday 13 il ile birlikte toplam 29 belediyemiz bir araya gelerek bu konuda ki görüşlerini ilettiler. Bu çalışmanın sonunda İçişleri Bakanlığımız bir tasarı olarak Bakanlar Kuruluna sunacak. Bu tasarının Haziran ayında TBMM’ye gelmesini bekliyoruz. Haziran ayında yasa tasarısı kanunlaşınca diğer detaylarda ortaya çıkacak. Yasanın ardından 29 belediyemiz çalışmalarına 2014 seçimlerine kadar aynen devam edecek. Yasa ile birlikte küçük ilçe ve belediyelerin hizmet veremediği yerlerde birçok hizmet hayata geçecek.”
Kökü 12 Eylül darbesinde
Yerel yönetimlerin dönüşümü süreci bu alanda çalışmaları Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen projelerin bir parçası. Yerel yönetimlere ilişkin “reform” adı altında piyasalaştırma süreçleri, Türkiye’nin neoliberal dönüşümünün miladı olan 12 Eylül 1980 ile beraber başladı. Türkiye’deki ilk büyükşehir belediyeleri, 82 Anayasası’nda yer alan “büyük yerleşim yerlerinde özel yönetim biçimleri oluşturulabilir” hükmüne dayanılarak 1984 yılında İstanbul, Ankara ve İzmir olarak kuruldu. İlerleyen yıllarda bu illere kanun hükmünde kararnameler ve yasalar yoluyla 13 yeni il daha eklendi.
Belediye A.Ş.’nin pazarı büyüyor
Yerel yönetimler merkezi bütçe sisteminden koparılarak özerkleştirildi. Merkezi yönetimden yerel yönetimlere yetki aktarımı gerçekleşirken bunların finansmanı için Dünya Bankası’nın hizmetlerin özeleştirilmesine bağlı olarak verdiği krediler devreye girdi. Bu politikalar bugün İstanbul’da Ulaşım A.Ş, Spor A.Ş, Belmek, Ankara’da EGO, BUGSAŞ gibi çok sayıda belediye ortaklığında taşeron şirketin kurulmasına ve ulaşımdan enerji ve suya kadar farklı belediye hizmetlerinin bu taşeronlar aracılığıyla üretilmesine dayalı piyasalaştırılmış bir yerel yönetim biçimi doğurdu.
Şimdi yerel yönetimlerin hizmet alanlarını genişleterek ilçe belediyelerinin ve belde belediyelerinin sunduğu ulaşım, altyapı hizmetlerinin kapsamının genişletilmesi piyasalaştırma mekanizmalarını pazarları genişleterek güçlendirmek anlamına geliyor.
Kentsel dönüşümün önündeki tüm engellerin Afet Yasası ile birlikte kaldırılmasının ardından imar konusunda da büyükşehir belediyelerinin tek yetkili hale getirilmesi ile yalnızca hizmetler alanındaki kar değil kent rantı konusunda da belediyeler güçlü bir piyasa aktörü haline gelecek.
Sendika.Org