Adana Halkların Demokratik Kongresi bileşenleri Roboski (Uludere) Katliamı’nın sorumlularının açığa çıkarılması talebiyle bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada Bakan Şahin’in açıklamalarına tepki gösterildi Adana Halkların Demokratik Kongresi bileşenleri bugün (24 Mayıs Perşembe) İnönü Parkı’nda Roboski Katliamı’na ilişkin bir basın açıklaması yaptı. HDK bileşenleri olayın üzerinden 150 gün geçmesine rağmen, katliam emrini verenlerin ve katliamı gerçekleştirenlerin açığa […]
Adana Halkların Demokratik Kongresi bileşenleri Roboski (Uludere) Katliamı’nın sorumlularının açığa çıkarılması talebiyle bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada Bakan Şahin’in açıklamalarına tepki gösterildi
Adana Halkların Demokratik Kongresi bileşenleri bugün (24 Mayıs Perşembe) İnönü Parkı’nda Roboski Katliamı’na ilişkin bir basın açıklaması yaptı. HDK bileşenleri olayın üzerinden 150 gün geçmesine rağmen, katliam emrini verenlerin ve katliamı gerçekleştirenlerin açığa çıkarılmadığını belirterek “Vur emrini kim verdi?” sorusunu sordu. HDK bileşenleri adına Güven Boğa tarafından yapılan basın açıklamasında olayın üzerinden geçen zamana rağmen araştırma ve sorumluların açığa çıkarılmasında yol alınamadığı ifade edilirken Bakan Şahin’in yaptığı açıklamalara tepki dile getirildi. Boğa açıklamasında, katliamdan AKP hükümetinin sorumlu olduğunu vurguladı ve 34 kişinin ölümünün hükümet politikalarının iflası anlamına geldiğini ifade etti. Boğa, üzerinden zaman geçse bile katliam sorumluları açığa çıkarılıp yargılanana kadar katliamı unutturmayacaklarını söyledi.
HDK adına yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
Roboski ile ilgili özür dileme gereği duymayanlara,
Hesap vermekten kaçanlara hatırlatırız.
Halkın belleği silinmez.
Roboski’de 34 Kürt yurttaşımız 28 Aralık 2011 tarihinde, TSK’ya ait F-16 savaş uçakları tarafından bombalanarak katledildi. İnsansız Hava Araçları olan Predatörler ve Heronlar tarafından kaydedilen görüntüler, köye doğru gelen konvoyda yük katırları ve köylüler olduğunu aktarmasına rağmen katledildiler.
Her gün köylerinin yanı başındaki sınırı geçip, birkaç kilometre ötede sigara ve mazot alarak, satmak üzere evlerine, Uludere’nin Roboskî köyüne dönen köylüler, o gün yük katırlarıyla birlikte katledildiler. Bombardımanda 18’i çocuk 34 Kürt yurttaşımız “sınırın sıfır noktası”nda öldürüldü.
28 Aralık… Ocak… Şubat… Mart… Nisan… ve bugün 24 Mayıs. Katliamın üzerinden 5 ay, yani 148 gün geçmesine rağmen, bu katliam emrini verenler ve katliamı gerçekleştirenler açığa çıkarılmadı. Siyasi ve askeri sorumlular görevlerini yapmayı sürdürüyor.
5 aylık zamana rağmen, sorumluları bulması gereken AKP Hükümeti, ne hesap verdi, ne de sorumluları açığa çıkardı. ‘Vur’ emrini veren ya da verenler sır gibi saklanıyor. Dahası, Başbakan Erdoğan bombardımandan sonra, Genelkurmay Başkanı’na da teşekkür etti.
‘Uludere’de özür dilenecek bir şey yokmuş’
Başbakan Erdoğan’ın “Tazminatsa tazminat, daha ne isteniyor” açıklamasından sonra İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de Uludere’de 34 sivil yurttaşın yaşamını yitirdiği katliama dair özür dilenecek bir şeyin olmadığını söylemesi bizleri dehşete düşürmüştür. Şahin daha da ileri giderek “suçluluk psikolojisi taşımadıklarını” belirtmiş ve “kaçakçılık emrini bizzat BDP veriyor” demesi dikkat çekmiştir.
Şahin, vur emrini Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı vermiş değil… Bunu sorgulamak bile yanlıştır. Mutlaka yönetim sorumludur. Yanlıştan yukarısı da sorumludur. Olayı anlık yönetecek, askeri ve emniyet yetkililerdir. Emri Ankara’da o görüntüleri analiz eden komutanlar vermiştir” diyerek kendi sorumluluklarını örtbas etmek istemiş ve katliamı bir biçimde meşrulaştırmak istemiştir.
Sevgili kardeşlerim, kurum temsilcileri, değerli basın emekçileri;
Uludere’de yaşanan katliam AKP hükümetinin iflasıdır. Hükümet bu katliamdan birinci derecede sorumludur. Bu katliam ve son dönemlerde yaşanan gözaltı ve tutuklamalar Kürt sorununun siyaseten-görüşerek ve barışçıl yöntemlerle çözülme ihtimalini ortadan kaldırmaktadır. Sürecin bu noktaya gelmesinde asıl sebep yıllardır inkâr ve imha politikalarından yana tavır alan siyasal iktidarlardır. Kürt sorununun çözümünü sadece kendisinin yararlanacağı bir ‘siyasal rant’ olarak gören AKP İktidarı, bu katliam ile ilgili hesap vermekten kurtulamaz.
Değerli basın,
Roboskî katliamının 148. gününde bir kez daha soruyoruz: ‘Vur’ emrini kim verdi? Siyasi ve askeri sorumlular hakkındaki adli işlemler ne zaman başlatılacak?
Geçen her gün AKP Hükümeti’nin sorumluluğunu arttırmaktadır. Türkiye halkları, Roboskî katliamını, faili meçhuller arasına kaydedilmesine izin vermeyecektir!
İsimlerini henüz bilmesek de, bizler ‘vur’ emrini verenleri ve bunu gerçekleştirenleri unutmayacağız, onları her fırsatta lanetleyeceğiz. Bu işin peşini bırakmayacağız.
Yaşamakta olduğumuz bu felakete rağmen, bizler barışın sağlanabileceğine ve bütün farklılıklarımızla bir arada yaşayabileceğimize olan inancımızı ve umudumuzu koruyoruz.
Tüm emekçileri katliamlara, tutuklamalara, verilen cezalara karşı çıkmaya, barış çalışmalarına katkı sunmaya, barışın tarafı olmaya, tarihsel ve kültürel gerçeklerle yüzleşmeye, hakikatleri araştırma cesareti göstermeye ve barış’a destek olmaya çağırıyoruz. Saygılarımızla.
Sendika.Org