Geçen son iki 1 Mayıs’ın en ilgi çeken grupları feministler, travestiler, Beşiktaş Çarşı Grubu ve TKP olmuştu. Bu yılın en ilgi çekici, en renkli grubu hiç kuşku yok ki “İslamcı Antikapitalistler” grubuydu. Sayıları 30-35 kişiyi geçmeyen küçük bir topluluk olsa da verdikleri mesajlar, attıkları sloganlar ve taşıdıkları pankartlarla öne çıktılar. Hem de 1 Mayıs’ı kutlayan […]
Geçen son iki 1 Mayıs’ın en ilgi çeken grupları feministler, travestiler, Beşiktaş Çarşı Grubu ve TKP olmuştu. Bu yılın en ilgi çekici, en renkli grubu hiç kuşku yok ki “İslamcı Antikapitalistler” grubuydu. Sayıları 30-35 kişiyi geçmeyen küçük bir topluluk olsa da verdikleri mesajlar, attıkları sloganlar ve taşıdıkları pankartlarla öne çıktılar. Hem de 1 Mayıs’ı kutlayan kitleler için de birçok ilke imza attılar.
Bir kere İslamcı kanattan ilk kez birileri 1 Mayıs’ı Taksim’de sol görüşlü gruplarla birlikte kutlayacaktı. Yine yaşamlarını iş kazaları ve saldırılarda yitiren emekçiler için gıyabi cenaze namazı kılıp Taksim Meydanı’na yürümeleri de ilk kez yaşanan bir olaydı. Aralarında çarşaflı türbanlı olanlar da vardı, şortlu, dudağında, kaşında metal halkalar olan anarşistler de.
İslamcı Antikapitalistler sabah 09.00’da Fatih Camisi’nde toplandı. Fatih Camisi’nde toplanmalarının elbette özel bir anlamı vardı. Hareketin lideri İhsan Eliaçık, bu camide kılınan namazın tarihsel arka planını şu sözlerle açıkladı: “Kırk yıl önce Fatih ve Beyazıt Camisi’nde toplanan dönemin mukaddesatçı Müslüman gençleri, 6. Filo’yu protesto etmek isteyenleri taşlamak için camilerde bir araya gelmiş ve protestocuları taşlamışlardı. Biz bu zihniyetin yönlendirdiği İslami anlayışla yollarımızı ayırdığımızı, bu zihniyete reddi miras yaptığımızı bugünkü kortejimizle herkese duyuruyoruz. ”
Sabahın erken saatlerinde cami avlusunda toplanan gençlerle ayaküstü sohbet ediyoruz. Bir gün önce bir televizyon programında 1960’lardan beri İslamcı kesimin önemli temsilcilerinden Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ı hayli terleten türbanlı genç kızla konuşuyoruz. Bu onun katılacağı ilk 1 Mayıs bayramı imiş. Kendisi de bir emekçi kızı. Babası Norveç’te işçi. Türbanlı antikapitalistin hemen arkasında sakallı bir genç dikkatimizi çekiyor. Adı Müfit Hacıoğlu. Yanına yaklaşıp 1 Mayıs’a katılmalarının hangi duygularla ortaya çıktığını soruyoruz. Nefes almaksızın konuşuyor.
“Bu 1 Mayıs bizim için bir yüzleşme imkânı veriyor. Her mahalle, her getto kendi yapay duvarlarını artık aşmalı. Bugün biz kendi duvarımızı aşma iradesini ortaya koyuyoruz. Bu bir zihniyet değişimi. Kodlarımızda olan bir şeyi ifşa ediyoruz. Kendimizi izafe ettiğimiz, referans aldığımız kitabı yeniden yorumluyoruz. Ezilenlerin dini ortaktır. Bizim için hangi dinden hangi ırktan olursa olsun öteki yok. Biz bir barış hareketiyiz. Ermenileri de, Alevileri de, Kürtleri de, ezilen bütün sınıfları da anlamaya, onların acılarını paylaşmaya kendini adayan bir barış hareketi”.
Gençlerin konuşmaları, taşıdıkları pankartlar ve attıkları sloganlarda devrim öncesi İran’dan başlayıp Mısır ve Cezayir’e kadar uzanan bir coğrafyayı etkileyen Şii sosyolog Ali Şeriati’nin etkisini görmek mümkün. Soruyoruz, “Ali Şeriati’den bir etkilenme söz konusu galiba” diye. “Olmaz mı hem de fazlasıyla” diyorlar. Ama Seyyit Kutup’tan sonra 20. yüzyılda İslam coğrafyasını etkileyen en önemli din sosyoloğu olan Ali Şeriati’yi okumalarına karşın, onu ancak İhsan Eliaçık aracılığı ile anlama mertebesine ulaştıklarını da özellikle vurguluyorlar.
Sabah kılınan cenaze namazı öncesi evsiz, barksızları temsil eden bir genç kitleye hitap ediyor. Ardından İhsan Eliaçık’ın imamlığında iş kazalarında yaşamlarını yitiren işçiler için gıyabi cenaze namazı kılınıyor. Namazda safa duranlar arasında tanıdık iki isim. Has Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu ile İslamcı tiyatro oyuncusu Ulvi Alacakaptan.
İlginç pankartlar hazırlamışlar. “Abdestli kapitalizme hayır”, “1 Mayıs hakkı müdafaa günüdür”, “Mazluma kimliği sorulmaz”, “Müteahhitlik karnenden başka bir şeyin yoktur”, “Kula kulluk edene yazıklar olsun”, “Suriye’de savaşa hayır”, “İşçiler değil patronlar yanacak”, “Hırsız Müslüman istemiyoruz” ve Ali Şeriati’nin bir sözü “Başkaldırıyorum o halde varım.”