31. İstanbul Film Festivali’nin ödülleri, önceki akşam (14 Nisan) Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılan kapanış galası ve ödül töreninde sahiplerini buldu. Gecede “Tepenin Ardı” filmi, “En İyi Film” ile birlikte üç ödül alırken, Zeki Demirkubuz’un “Yeraltı” filmi ise “En İyi Yönetmen” ödülü ile birlikte 5 ödüle layık görüldü. Geceye damgasını vuran konuşma […]
31. İstanbul Film Festivali’nin ödülleri, önceki akşam (14 Nisan) Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılan kapanış galası ve ödül töreninde sahiplerini buldu. Gecede “Tepenin Ardı” filmi, “En İyi Film” ile birlikte üç ödül alırken, Zeki Demirkubuz’un “Yeraltı” filmi ise “En İyi Yönetmen” ödülü ile birlikte 5 ödüle layık görüldü.
Geceye damgasını vuran konuşma ise Tepenin Ardı filmi ile Altın Lale’yi alan yönetmen Emin Alper’den geldi. Filmin bir ailenin hayali düşman yaratma öyküsünün anlatıldığını söyleyen Alper, “Gözümü açtığım andan itibaren iç ve dış düşmanlarla dolu bir Türkiye’de olduğumu anladım. Bana bu filmi yaptıran o düşmanlara teşekkür ederim” dedi.
Alper, “son derece tehlikeli bir düşman olduğu için parmaklıklar arkasında” dediği Büşra Ersanlı’ya ve onun şahsında tutuklu tüm gazeteci, siyasetçi, belediye başkanı ve öğrencilere selam gönderdi.
“İz/Rec” filmiyle “Jüri Özel Ödülü”nü alan Tayfur Aydın ise “Herkesin doğduğu topraklara gömülmesini dilerim” sözünü Türkçe bilmeyen ailesini anarak Kürtçe tekrar etti.
Tepenin Ardı filminin yapımcısı Enis Köstepen ile jüri üyesi oyuncu Nazan Kesal da festivalin Emek Sineması olmadan üçüncü defa yapıldığını, bu durumun devam etmesini istemediklerini söylediler. Köspeten, herkesi Emek Sineması’na sahip çıkma eylemlerine davet etti.
Alper, Aydın ve Köspeten’in konuşmaları salondan da uzun süre alkış aldı.
Sendika.Org