Malatya Kürecik’te kurulu füze kalkanı için Tayyip Bey ve “parmakla çağrılabilen” Dışişleri Bakanı Ahmet Bey, “Düğmesi bizim elimizde” demişti ya, kimi milletvekilleri “Şu düğmeyi bir görelim bakalım” diye “füze kalkanı”na gitmeye kalktıklarında, karşılarında “yerli” muhatap bulamadılar. Bu “kalkan”a kim bakar, bekçisi, kapıcısı, amiri kimdir, belli değildi yani. Konunun peşine düşen Radikal’den Ezgi Başaran, en sonunda […]
Malatya Kürecik’te kurulu füze kalkanı için Tayyip Bey ve “parmakla çağrılabilen” Dışişleri Bakanı Ahmet Bey, “Düğmesi bizim elimizde” demişti ya, kimi milletvekilleri “Şu düğmeyi bir görelim bakalım” diye “füze kalkanı”na gitmeye kalktıklarında, karşılarında “yerli” muhatap bulamadılar. Bu “kalkan”a kim bakar, bekçisi, kapıcısı, amiri kimdir, belli değildi yani.
Konunun peşine düşen Radikal’den Ezgi Başaran, en sonunda Amerikan ordusunda memur olarak çalışan Bob Close diye bir adamdan, “Kusura bakmayın, oraya kimseyi sokmuyoruz” mealinde bir yanıt almış. Eh tabii, Amerikan memurları dururken bizim hükümete söz mü düşer?!
***
Dahası var, Van depreminde, kara kışta sokakta kalan acılı halka çadır yetiştiremeyen hükümet, Suriyeli “göçmenler” için mükellef “çadırkent”ler kurar, buralarda sizin paralarınızla alınan Kızılay çadırları kullanılır, bunların içine eli silahlı kiralık katiller kurulur, lakin sizin seçip de “vekil” niyetine Meclis’e yolladığınız arkadaşlar o çadırlara giremez… Belli ki yine Amerikan memurlarının izni gerekmektedir.
***
İncirlik deseniz ayrı bir vaka… Malum Wikileaks belgeleri, Türk Hükümeti’nin izni dâhilinde 2002-2006 yılları arası, CIA’nın “terör zanlılarını” taşıdığı “işkence uçakları”nın İncirlik’teki üsse 24 uçuş yaptığını ortaya koydu. Bu uçaklar kimi alır, nereden alır, Guantanamo’ya mı, başka bir toplama kampına mı götürür, bu uçaklarda ne tür işkenceler yapılır, bilmeyen filmini seyretsin…
Ve görülüyor ki, Suriye’deki insan haklarına fena halde duyarlı Tayyip Bey ya da “parmakla çağırılabilen” Dışişleri Bakanı Davutoğlu Ahmet Bey, iş ABD’nin insan hakları ihlallerine gelince, maşallah Guantanamo gardiyanlarına taş çıkarabiliyor…
***
Bu İncirlik bambaşka bir âlem…
AKP Hükümeti döneminde İncirlik Hava Üssü’nde görevli Amerikalı çavuş Christopher Anthony Shumaker otomobiliyle bir motosiklete çarptı. Motosikletteki hamile kadın ve eşi öldü. Er Shumaker cezaevine girmedi tabii. Salındı ve ülkesine tüydü…
Yine AKP Hükümeti döneminde İncirlik Üssü’nde eşiyle birlikte otomobille evine giden Binbaşı Ferih Dinçer, köpekli Amerikan askeri devriyeleri tarafından yaka paça otomobilden çıkarılıp, elleri arkasından kelepçelenerek yere yatırıldı. Karı-kocanın sırtına basarak küfür eden ABD askerleri bir Türk uzman çavuş durdurmak istedi ancak ABD’li askerler uzman çavuşun ağzını burnunu dağıttı… Binbaşı’nın eşi Meltem Dinçer Adana Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği şikayet dilekçesini baskı üzerine geri çekti. Sürgün yiyen Binbaşı Ferih Dinçer bunun üzerine ordudan istifa etti. ABD’li askerler, hâlâ köpeklerinin tasması ellerinde, oralarda dolaşıyor…
İncirlik’teki skandalları sıralamaya sayfalar yetmez…
Zaten neyi konuşuyoruz ki? Kendi askerinin kafasına çuval geçiren CIA Başkanı ile Başbakanlık konutunda hasbıhal eden “Tayyip Bey Hükümeti”nin mevcudiyeti başlı başına bir skandaldır…
***
Ülkenin dört bir tarafında ajanlar cirit atıyor. İncirlik’e Predatörler indiriliyor, Başbakan’ın haberi yok. Ülkemizdeki nükleer silah sayısı üzerine bahis oynanıyor, maazallah bir Amerikalı delirip düğmeye bassa memleket havaya uçacak, Hükümet’in umurunda değil.
“Bağımsız devlet”in çok haysiyetli bir hükümeti var ama “James Bond” filminin 13 dakikalık Türkiye sahnesi çekimleri sebebiyle Adana’da yollar iki hafta boyunca trafiğe kapatılıyor, İncirlik Üssü’nden TIR’lar o kapalı yollardan malzeme taşıyor, bu malzemeler nedir, nereye gider, Suriye ile yeni provokasyonlar mı çıkarılacak, kimsenin umurunda değil!
***
En iyisi kapatın siz o Meclis’i… Hükümete falan da lüzum yok… Bob Close mu olur, artık hangi Amerikan memuru olur bilemem, açıktan açığa onlar idare etsin memleketi! Hiç değilse muhatabımızı biliriz.
Kim bilir, belki James Bond filmi çekimleri de Meclis’in çatısında yapılır, en azından Kapalı Çarşı’nın kiremitleri sağlam kalır…