İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi yayımladığı bir açıklama ile Dikmen Vadisi halkının yanında olduklarını söyledi. Direnişin ardından kendilerini Uludere halkıyla özdeşleştiren Vadi halkını gözlemleyen inşaat mühendisleri, “İlerici kuvvetlerin ya da hakları için direnenlerin sesleri birbirlerini duymakla kalmayıp artık yan yana gelmektedir” dedi İMO Ankara Şubesi’nin açıklaması şöyle: Ankara’da, ülkenin başkentinin göbeği denebilecek yerde yani Dikmen […]
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi yayımladığı bir açıklama ile Dikmen Vadisi halkının yanında olduklarını söyledi. Direnişin ardından kendilerini Uludere halkıyla özdeşleştiren Vadi halkını gözlemleyen inşaat mühendisleri, “İlerici kuvvetlerin ya da hakları için direnenlerin sesleri birbirlerini duymakla kalmayıp artık yan yana gelmektedir” dedi
İMO Ankara Şubesi’nin açıklaması şöyle:
Ankara’da, ülkenin başkentinin göbeği denebilecek yerde yani Dikmen Vadisi’nde, 12 Nisan sabahı çevik kuvvet eşliğinde belediye yıkım ekipleri plastik mermiler, biber gazı, panzer ve tazyikli su ile saldırıp 1 evi yıkmıştır. Evin boşaltılması ihtarına bile lüzum görmeyen ekipler, evdekilerin işe gitmek için erkenden ayrılmasını fırsat bilerek, içinde yaşlı ve hasta bir kadının olmasına rağmen yıkımı başlatmıştır. Çıkan çatışmada evin çocukları polis tarafından göz altına alınmış, halkın direnişinin başlaması üzerine ekipler plastik mermi, gaz bombası, panzer ve tazyikli su kullanarak vadi halkına saldırı gerçekleştirmiştir. Plastik mermiler sebebiyle 4 kişi yaralanmış, bir kişi de kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırılmıştır.
Ankara Büyükşehir Belediyesi uzun zamandan beri Vadi Halkına tehditler, süre vermeler, tedirgin edici ve yıldırıcı politikalarla halka gözdağı vermekte, hatta bununla da kalmayıp en ağır kolluk kuvvetleri ve onların silahlarıyla halka saldırmakta. Buna karşılık Dikmen Vadisi Halkı, bu barınma hakkı ihlaline karşı meşru bir direniş içerisinde mücadelesini sürdürmektedir. Kentsel dönüşümü gerçekleştirme adı altında kentin her yerinde yürütme erkinin gücü ile caka satan, eli kolu AKP’ye bağlanmış yasamanın yazıları ile cepleri dolu, yetkisizleştirilmiş yargının sessizliğini arkasına başına buyrukluk namına almış, herhangi bir rant üretimi olanağını sonsuzca değerlendirebilmek ve yandaşına peşkeş çekmekten ibaret olduğu tescilli Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, artık bırakın halkı için, kenti için, toplum için iyi şeyler yapmayı anayasal yükümlülükleri bile yerine getirmekten uzak bir noktadadır. Dünkü olaylar bunun açık kanıtlarıdır. Dün Emek ve Demokrasi Güçleri Ankara bileşenleri olarak saldırıyı protesto etmek, vadi halkına destek vermek ve acılarını paylaşmak için Vadi Halkının Kurduğu Barınma Hakkı Bürosunun önündeydik. Orada BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt ve CHP Ankara Milletvekili Levent Gök de vardı. Yapılan konuşmaların içinde halkın araya kattığı öfkeli cümleler duyuluyordu. Dinleyenlerden bazıları Hakkari Uludere’de yaşanan saldırı ile Dikmen Halkı acılarını özdeş görüyor ve dert ortaklığından dem vuruyordu. Bu tabloya dikkatle bakanlar ve bu oradan buradan gelen sesleri dikkatle dinleyenler iki şeyi fark edeceklerdir: Birincisi, faşizm tüm yurt sathında, egemenler için en ağır silahlarını kuşanmış, istihbarat ya da pusu, gaz bombası ya da panzer, F16 jet ya da mayın döşeme, sabah baskını ya da tuzak deliller gibi türlü şekillerde belirip saldırmaktadır. İkincisi, ilerici kuvvetlerin ya da hakları için direnenlerin sesleri birbirlerini duymakla kalmayıp artık yan yana gelmektedir. Uzun yıllardır, uzaktan duyup birbirini şüpheyle karşılama tuzağına düşürülmüşler, artık, biz oyuz, o da tümüyle bizdir, diye seslenmekte. Bu açıklamayla, bir kez daha Dikmen Vadisi halkının acısını paylaştığımızı, haklı mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu ve karşılarına dikilen faşizmi kınadığımızı açıkça beyan etmek isteriz. |
Sendika.Org