HES’lerin doğaya ve yaşam alanlarına verdiği zararlar, HES’lere karşı mücadele edenler tarafından cümle aleme duyuruldu. Karadeniz Bölgesi’nin iç kesimlerinde meydana gelen sel ve heyelanlarda (1) HES’lerin de payının olduğu uzmanlar tarafından defalarca kanıtlandı. Yapıldığı bölgedeki köylerde yaşayanları mülksüzleştiren, geçim araçlarından eden (2) hatta başka bölgelere göçe zorlayan HES’lerin hayvan ve bitki türlerinin yaşam alanlarını yok […]
HES’lerin doğaya ve yaşam alanlarına verdiği zararlar, HES’lere karşı mücadele edenler tarafından cümle aleme duyuruldu. Karadeniz Bölgesi’nin iç kesimlerinde meydana gelen sel ve heyelanlarda (1) HES’lerin de payının olduğu uzmanlar tarafından defalarca kanıtlandı. Yapıldığı bölgedeki köylerde yaşayanları mülksüzleştiren, geçim araçlarından eden (2) hatta başka bölgelere göçe zorlayan HES’lerin hayvan ve bitki türlerinin yaşam alanlarını yok ettiği (3) de, HES’lerle suyun kullanımının yerli ve yabancı sermayedarlara verildiği de malum. Ancak HES’lerin belki de en büyük zararı son günlerde iyice görünür hale geldi: HES’ler işçileri öldürüyor, köprüleri çökertiyor, insanların ölmesine neden oluyor.
Zonguldak Çaycuma’da 6 Nisan günü yıkılan köprüde 5 insanımız hayatını kaybetti, kaybolan 10 kişi için umutlar tükeniyor. 12 Nisan günü İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) bir önrapor yayımladı. İMO’nun raporunda köprünün, bakımsızlığın yanı sıra akarsu rejiminin değişimi sonucu yıkılmış olabileceği de yer aldı. Aynı raporda köprü ayaklarının temelinin su tarafından oyulduğuna da dikkat çekildi.
Bilim insanları da HES etkisinden söz etti. Uzmanların tespitlerine göre olay şu şekilde gelişti: Filyos Çayı çakıl, kum, taş gibi maddeleri HES göllerinde bıraktı. Taşıdığı malzemesi azalan nehrin akış hızı arttı. Öte yandan nehir üzerindeki HES inşatları nedeniyle gerçekleştirilen kum alımları da nehrin akış hızını artırdı, aynı zamanda nehrin akış yönünü değiştirdi. Eskisinden daha az çakıl ve kum taşıyan Filyos’un suları eskisinden daha hızlı bir şekilde Çaycuma’daki köprünün ayaklarına çarptı. Aynı şekilde, Filyos’un taşıdığı çakıl ve taş, Çaycuma’daki köprünün ayaklarına kadar gelemedi, bu yüzden suyla direk temas eden köprünün ayaklarının altı oyuldu. Sonuçta HES’ler nedeniyle bir köprü çöktü, 5 kişi öldü, 10 kişi hala kayıp.
HES’ler işçi ölümleri konusunda da sabıkalı. Ortalama 2 yıl süren HES inşaatlarını açılışı yapılırken ekranlarda görüyoruz ya da HES’i yapan inşaat şirketinin basına verdiği “Rekor sürede tamamladık” demeçlerinde bir fotoğrafını görebiliyoruz. Tamamı kırsal alanda bulunan HES’ler yüzlerce işçinin çalıştığı şantiyeler. Bu şantiyelerde maksimum kar amacındaki işverenler inşaatı rekor denecek kısa bir sürede bitirmek istiyor, emek gücünü ucuzlatmak için her yolu deniyor. Bu yol ve yöntemlerin başında işin bazı kısımlarını taşeron şirketlere verme, işçilerin uzun süreli çalıştırılması, işçilere ücretlerinin tam ve zamanında ödenmemesi, işçi barınaklarının kurallara uygun olmaması, işçi sağlığı önlemlerinin alınmaması, işçinin her an işten çıkarılma tehlikesiyle karşı karşıya olması, sendikasızlaştırma sayılabilir. Bu güvencesiz ve insanlık dışı çalıştırmanın sonucu ise iş kazaları.
31 Aralık 2010’dan bugüne kadar HES’lerde meydana gelen kazalarda Sendika.Org ve İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre 49 işçi öldü, 67 işçi yaralandı. 23 ölüm ve 16 yaralanma 2012 yılında meydana geldi.
24 Şubat’ta Adana’da EnerjiSA’ya ait Gökdere Köprü HES inşaatında meydana gelen derivasyon tüneli kapağı patlaması sonucu işçiler akıntıya kapıldı. EnerjiSA’nın taşeronunun bünyesinde çalıştırılan 10 işçi öldü. Baraj, 9 Şubat 2012’de su tutmaya başlamış, barajın su sızdırdığını gören ve işvereni uyaran işçiler “O su balıklar için” yanıtını almıştı.
HES’ler sadece inşa halindeyken öldürmüyor. İnşaatı tamamlanan HES’ler bu sefer de enerji işçilerine mezar oluyor. Erzurum’un Aşkale İlçesi’nde bulunan Karasu HES Baraj Gölü’nün ortasındaki elektrik direğini tamir etmek için giden 5 TEDAŞ işçisi, 3 Nisan günü göle düştü. Deniz bisikleti alabora olan işçiler, buzla kaplı olan gölde saatlerce yardım bekledi. Ancak gölde işçileri kurtarmaya gidecek bir bot bile yoktu. İşçiler donarak öldü. Açıklama yapan Erzurum Valisi, kurtarma çalışmalarında bir ihmal olmadığını, her şeyin zamanında yapıldığını belirterek şunları söyledi: “Ama zaman derken, zaman şudur; Bizim gidebileceğimiz zaman. Vatandaşın lazım olan zamanı değildi, demek ki. Vatandaşlarımızın bir kısmı en azından belki de kurtulabilirdi.” Valinin açıklamasına işçilerin yakınları tepki gösterdi ve Vali olay yerinden uzaklaştırıldı.
Sendika.Org ve İSİG verilerinden faydalanarak 31 Aralık 2010’dan bugüne tespit ettiğim iş kazaları aşağıdaki gibidir:
11 Nisan 2012: Erzurum’un İspir İlçesi’ndeki EnerjiSA’nın Arkun HES Barajı’nın yapımını üstlenen Limak’ın şantiyesinde 1 işçi öldü. Aynı şantiyede geçen hafta meydana gelen 2 ayrı kazada 2 işçi ağır yaralandı.
3 Nisan 2012 Erzurum Aşkale’deki Karasu HES’te 5 enerji işçisi baraj gölüne düştü ve donarak öldü.
26 Mart 2012: Antep’in Nizip İlçesi’ndeki Hancağız Barajı’ndaki bir tünelde sıkışan metan gazı patladı, 2 işçi öldü. Civar köyler boşaltıldı.
22 Mart 2012: Erzurum’un Olur İlçesi’ndeki Ayvalı Barajı’nda ayağını makineye kaptıran işçi, kan kaybından öldü.
14 Mart 2012: Adana’nın Feke İlçesi’ndeki Menge Barajı’nda inşaat kalıbı sökmeye çalışan işçi göle düştü ve hayatını kaybetti.
10 Mart 2012: Nevşehir’deki Bozca Barajı’nda iş makinesi göle düştü. Bir işçi hayatını kaybetti.
24 Şubat 2012: Adana Gökdere Köprü HES barajının derivasyon tünelinin kapağı patladı, akıntıya kapılan 10 işçi hayatını kaybetti.
27 Ocak 2012: Şırnak’ta HES inşaatına giden kamyon uçuruma yuvarlandı 1 işçi öldü. Samsun Vezirköprü’de HES inşaatında bir işçi elektrik akımına kapılarak yaralandı.
12 Ocak 2012: Maraş’ın Ekinözü İlçesi’ndeki HES inşaatında üzerine kaya düşen bir işçi hayatını kaybetti, bir işçi de ağır yaralandı.
5 Ocak 2012: Ankara Beypazarı’daki Sarıyar HES’te işçileri taşıyan servis kaza yaptı, 12 işçi yaralandı.
12 Aralık 2011: Erzincan İliç’teki Bağıştaş II HES inşaatında silobas kapağı çarpan işçi hayatını kaybetti. Sinop Boyabat’ta HES inşaatında beton kalıp çöktü, bir işçi öldü. Karaman’daki Damlapınar HES’te sıva yapan işçiler yere düştü, iki işçi yaralandı.
1 Aralık 2011: Şırnak Uludere’deki HES inşaatında toprak kayması sonucu 3 işçi yaşamını yitirdi.
25 Kasım 2011: Erzincan İliç’teki Bağıştaş II HES inşaatında beton kalıp çöktü, 1 işçi hayatını kaybederken 5 işçi de yaralandı.
27 Ekim 2011: Maraş Ekinözü’deki HES inşaatında işçileri taşıyan araç uçuruma yuvarlandı 1 işçi öldü 4 işçi yaralandı.
29 Eylül 2011: Adana Kozan’daki HES inşaatından düşen işçi akıntıya kapılarak hayatını kaybetti.
25 Eylül 2011: Siirt’teki Kirazlık HES’te inşaattan düşen bir işçi yaralandı.
15 Eylül 2011: Gümüşhane Kürtün’deki Süme Fındık HES’te meydana gelen iş kazalarında 1 işçi öldü, 1 işçi de yaralandı.
12 Eylül 2011: Erzurum İspir’deki Arkun HES’te nehre düşen işçi hayatını kaybetti.
Eylül 2011‘de ayrıca iki işçi daha HES’lerde meydana gelen iş kazaları sonucu hayatlarını kaybetti.
17 Ağustos 2011: Artvin Deriner HES’te işçileri taşıyan araç şarampole yuvarlandı, 3 işçi yaralandı.
11 Ağustos 2011: Artvin Borçka’daki HES’te meyd
ana gelen iş kazasında bir işçi yaralandı.
25 Temmuz 2011: Adana Karaisalı’daki HES inşaatında üzerine kaya düşen bir işçi öldü.
11 Haziran 2011: Erzurum İspir’deki Arkun HES’te atılan dinamit nedeniyle bir işçi hayatını kaybetti.
7 Haziran 2011: Düzce’deki Aksu HES’te iş makinesi devrildi, iş makinesinin altında kalan ve toprak altında kalan iki işçi yaralandı.
30 Mayıs 2011: Batman Kozluk’taki Garzan HES’te iş makinesi devrildi 1 işçi öldü.
24 Mayıs 2011: Karabük HES’te inşaattan düşen 1 işçi öldü 3 işçi yaralandı.
22 Mayıs 2011: Giresun Yağlıdere’deki HES inşaatında kafasına beton düşen bir işçi yaralandı.
18 Mayıs 2011: Muş Varto’daki Alparslan II HES inşaatında akıntıya kapılan bir işçi hayatını kaybetti.
2 Mayıs 2011: Düzce Gölyaka’daki Aksu HES’te iş makinesi devrildi ve bir işçi yaralandı.
26 Nisan 2011: Adana Aladağ HES’te elektrik akımına kapılan 1 işçi öldü.
18 Nisan 2011: Elazığ Palu’da elektrik akımına kapılan iki işçi yaralandı.
15 Nisan 2011: Giresun Güce’de Kolin Holding’e ait HES inşaatında iş makinesi kaza yaptı 2 işçi yaralandı.
8 Nisan 2011: Maraş Ekinözü’deki HES’te denge tüneline düşen bir işçi öldü.
15 Mart 2011: Şırnak İdil’deki HES inşaatında işçileri taşıyan araç şarampole yuvarlandı 1 işçi öldü 14 işçi yaralandı.
8 Şubat 2011: Maraş Ekinözü’deki HES’te inşaat iskelesi çöktü bir işçi öldü.
26 Ocak 2011: Giresun Tirebolu’daki HES inşaatında üzerine levha düşen işçi yaralandı.
24 Ocak 2011: Samsun’da Yeşilırmak üzerine kurulu HES inşaatından düşen iki işçi hayatını kaybetti.
23 Ocak 2011: Giresun Güce’deki HES inşaatında tozdan zehirlenen bir işçi hayatını kaybetti.
18 Ocak 2011: Giresun Güce’deki HES inşaatında kafasına levha çarpan işçi yaralandı.
14 Ocak 2011: Artvin Deriner HES’te üzerine iş makinesi devrilen motor ustası hayatını kaybetti.
10 Ocak 2011: Bilecik Darca HES’te elektrik akımına kapılan işçi inşaattan düştü ve hayatını kaybetti. Giresun Çamoluk’taki HES inşaatından düşen bir işçi yaralandı. Giresun Karabörk HES’te devrilen iş makinesi devrilmesi sonucu kepçe operatörünün bacağı koptu. Giresun’da Doğuş Holding’e ait Arslancık HES inşaatında beton kalıp çöktü 6 işçi yaralandı.
HES’ler, yukarıda saydığım zararların yanı sıra, inşa edildiği bölgedeki sosyal yapıyı da değiştiriyor. Türkiye’deki HES’lerin çoğu yerli sermaye tarafından (Hatta HES inşaatının yapıldığı bölgedeki küçük şirketler tarafından) yapılıyor. Türkiye’de mevcut 250 (4) HES inşaatında çalışan işçilerin büyük kısmı Kürt. HES inşaatlarında çalışan Kürt işçiler, zaman zaman yükselen ırkçı atmosferden nasibini alıyor. Kürt işçilerin kaldığı şantiyeler pek çok kez saldırılara ve linç girişimlerine uğruyor (5).
HES karşıtı mücadele, şirketler ve devlet tarafından yine doğaya zarar verecek şekillerde engellenmeye çalışılıyor. HES’lere karşı çıkan köylüler belki yüzlerce defa karşılarında büyük enerji şirketlerinin paralı güvenlikçilerini ve TSK’nın jandarmalarını görüyor ama geri adım atmıyor. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu tarafından doğaya zararı yüzde 1 olarak ifade edilen HES’leri istemeyen köylülere karşı devletin doğa katliamı yaparak müdahale ettiği de, köylüleri tecrit altına almaya çalıştığı da oluyor(6).
Yazıda HES’lerin bazı zararlarına kısa bir değinme yaptım. Bu saydığım, sadece “yüzde 1’i”. Hala HES’lerin yararlı olduğunu savunanlar varsa lafının başına ölen onlarca işçinin, yerlerinden edilenlerin, yok edilen bitki ve hayvan türlerinin isimlerini anarak başlasın. Eminim bu, dört buçuk A4 uzunluğundaki yazının 99 katını da aşacaktır.
Notlar
(1) 16 Temmuz 2009’da Artvin Şavşat’ta meydana gelen şiddetli yağışlar sonrasında DSİ’nin bentleri çökmüş ve 5 kişi yaşamını yitirmişti. 2008 yılında inşa edilen bentlerin nedeni, HES inşaatlarıydı. Aynı şekilde 23 Eylül 2009’da Arvin Borçka’da meydana gelen sel ve toprak kayması sonucu 5 kişi yaşamını yitirmişti. HES’lerin payının olduğu, 22 Temmuz ve 29 Temmuz 2009 tarihlerinde Giresun, Ordu, Rize ve Kastamonu’da etkili olan sellerde büyük maddi hasar meydana gelmişti. HES’ler köprü yıkılması, heyelan ve selin yanı sıra Antalya Akseki’de olduğu gibi bir köye susuz yaz yaşatabiliyor. Sulak bölge nereyse çöle dönüyor. 2010 senesinde Akseki’ye bağlı Gümüşdamla köyü’nde HES inşaatı, köyün su borularını patlatmış ve köylüler günlerce susuz kalmıştı.
(2) HES inşaatları yapıldığı bölgede yaşayanları mülksüzleştiriyor. Kurulduğu bölgenin civarındaki köylerde yaşayanların arazileri su altında kalıyor; temel geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık yok olma noktasına geliyor. Pekiyi geçim araçları ve arazilerinden para veya iş karşılığında vazgeçirilen köylülerin durumu nedir derseniz, 14 Ocak 2011’de basına yansıyan bir olay ibret verici. Dersim’in Mazgirt İlçesi’nde Limak Holding’e ait Tatar HES’te çalışan birçok işçi 14 Ocak 2011’de “örgüt üyesi olduğu’ gerekçesiyle işten çıkarıldı. İşten çıkarılanların tamamı HES inşaatı etrafındaki köylerde yaşayan insanlardı ve bu insanlar HES projesinin yapılması için bağlarını satmışlardı. Sonuç: Hem bağlarından olular, hem işsiz kaldılar hem de temel geçim araçları yok edildi.
(3) Artvin’de Çoruh kenarında lokantaya dadanan su samurunu, lokanta sahibinin beslemesi basında “sevimli hayvanlar” ve “yardımsever esnaf” kategorilerinde yer aldı. Esnaf tarafından ‘Pala’ ismi takılan su samurunun lokantaya dadanmasının nedenini su samurunun yaşam alanının HES şirketleri tarafından gasp edilmesi olabilir mı? [7 Mayıs 2011]
(4) Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın 23 Ocak’ta açıkladığı rapora göre Türkiye’de işleyen HES sayısı 156, inşa halindeki HES sayısı 250 ve planlama aşamasındaki HES sayısı ise 1.073.
(5) 18 Nisan 2010’da Gümüşhane’nin Kürtün İlçesi’ndeki HES inşaatı şantiyesinde ve Giresun’un Doğankent İlçesi’ndeki HES inşaatı şantiyesinde köylüler işçilere saldırdı. İki olayda da köylüler minibüslerle gelip silah, sopa ve bıçak kullanarak şantiyeleri bastı. Saldırı sonucu 5 işçi yaralandı.
(6) Dersim, Elazığ ve Bingöl sınırlarındaki Peri Suyu üzerinde inşaatı süren Limak Holding’e ait HES projesine karşı direnişe geçen köylüler defalarca jandarma tarafından saldırıya uğradı. Bölge halkının tepkilerini engellemek için Limak Holding, köyler arasına ve şantiye sahasına tel örgü çekti. Direnişteki köylülerin bulunduğu orman asker tarafından yakıldı.