DTCF’de faşistlerin saldırısına uğrayan, ardından da “tedbir” gerekçesiyle soruşturma yapılmadan okuldan uzaklaştırılan 22 üniversiteli için okulun önünde Sokak Üniversitesi kuruldu Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF) öğrencilerine, “tedbir” gerekçesiyle süresiz uzaklaştırma verilmesine karşı öğrenciler eyleme geçti. Faşist saldırılara maruz kalan, ardından da olayların sorumlusu gibi gösterilerek okullarından süresiz uzaklaştırılan üniversiteliler, okulunun önünde “Sokak Üniversitesi” […]
DTCF’de faşistlerin saldırısına uğrayan, ardından da “tedbir” gerekçesiyle soruşturma yapılmadan okuldan uzaklaştırılan 22 üniversiteli için okulun önünde Sokak Üniversitesi kuruldu
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF) öğrencilerine, “tedbir” gerekçesiyle süresiz uzaklaştırma verilmesine karşı öğrenciler eyleme geçti. Faşist saldırılara maruz kalan, ardından da olayların sorumlusu gibi gösterilerek okullarından süresiz uzaklaştırılan üniversiteliler, okulunun önünde “Sokak Üniversitesi” kurdu. Sokak Üniversitesi, bugün (6 Nisan) Doç.Dr. Sibel Özbudun‘un katılımıyla “Üniversite ve bilim” konulu ilk dersini işledi.
Milletvekillerinden öğrencilere destek
Eyleme katılan CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka, sınav döneminde böyle bir cezanın verilmesinin, üniversitelilerin elinden eğitim öğretim hakkının elinden alınması anlamına geldiğini belirtti. BDP Milletvekili Nazmi Gür ise dekanlık tarafından verilen cezayı kınadığını açıkladı. Gür, okulun karşısında olan Ankara Adliyesi’ni göstererek, “Orada sözde 12 Eylül yargılanmaya çalışılırken, DTCF’de faşist saldırılar sürüyor” dedi. Yaşananı bir çifte standart olarak nitelendiren Gür, tepkisizliği kınadı. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ise, eli kanlı faşistlerin DTCF’ye giremeyeceğini söyledi.
Okuldan satırlar çıktı
Çağdaş Hukukçular Derneği adına söz alan Av.Deniz Özbilgin, avukatlar olarak saldırıya uğrayan üniversitelilerin haklarını savunmak için gittikleri fakülteye sokulmadıklarını aktardı. Özbilgin, hukuksuz bir biçimde verilen tedbir kararının üniversitelilerin savunma hakkını elinden aldığına dikkat çekti. Özbilgin, kendilerine yeni ulaşan bir bilgiyi de ilk kez orada paylaşarak olayların ardından faşistlerin bulunduğu bölgede birçok kesici aletin bulunduğunu, ama okul yönetiminin hiçbir işlemde bulundumadığını söyledi.
‘Öğrencime dokunma/
Eğitim Sen MYK üyesi Betül Öztürk Korkut, AKP’nin ileri demokrasisine bakıldığında görünenin faşizmden başka bir şey olmadığını söyledi. Eylemde söz alan Tiyatro bölümü öğretim üyesi Süreyya Karacabey ise yüksek sesle “Öğrencime dokunma” diye haykırdı.
‘Saldırıya uğrayan Deniz’lerdir, Mahir’lerdir’
Üniversitelilere akademisyenlerden de destek geldi. Aydın ve yazar Temel Demirer özel güvenliklerle DTCF’nin bir kışlaya çevirildiğini, okulda 147 kameranın bulunduğunu dile getirdi. Demirer, kameraların yoksulların vergileriyle alındığını ama söz konusu can güvenliği olduğunda çalışmadığını belirtti. Kendisinin bu okulda Mahir Çayan’ı, Deniz Gezmiş’i, İbrahim Kaypakkaya’yı gördüğünü söyleyen Demirer, saldırıya uğrayan her bir öğrencinin bugün birer Deniz, Mahir ve İbo olduğunu söyledi.
Yapılan konuşmaların ardından Sokak Üniversitesi’nde ilk ders yapıldı. Dersin yapıldığı sırada milletvekilleri okulun dekanı Rahmi Er ile görüşmeye gitti. Yaklaşık 45 dakika süren görüşmenin ardından vekiller öğrencilere açıklama yaptı.
Dekan saldırıya uğrayanları da suçlu görüyor
Görüşmenin ardından basına ve üniversitelilere bilgi veren milletvekilleri, dekanın kendilerine “Sağcı ve solcu öğrenci gruplarının liderleri bir daha kavga etmeyecekleri sözünü bana verirlerse okula girebilirler” dediğini aktardı. Üniversiteliler ise dekanın önerisine tepki göstererek kendilerinin haksız bir biçimde okuldan uzaklaştırıldıklarının altını çizdi.
Görüşmenin ardından üniversiteliler, pazartesi günü Sokak Üniversitesi’ni yeniden kurmak ve derslerini sürdürmek üzere okul önünden ayrıldılar.
Sendika.Org/ Ankara