İstanbul’daki Hocalı mitinginin ardından 28 Şubat tarihinde Hacettepe Üniversitesi’nde faşistler üniversitelilere saldırmış, rektör Murat Tuncer ise faşistlere sahip çıkarak saldırıya uğrayan üniversitelilere soruşturma açmıştı. 50’den fazla üniversiteliye açılan soruşturmalar 3-4 Nisan tarihlerinde yapılacak. Üniversiteliler faşistlerin açıkça korunduğu suçlamalara karşı bir faşiste savunma yapacaklar Hacettepe Üniversitesi’nde üniversitelilerin şartlarını dinleyerek yerine getirme konusunda adımlar atan ve bunun […]
İstanbul’daki Hocalı mitinginin ardından 28 Şubat tarihinde Hacettepe Üniversitesi’nde faşistler üniversitelilere saldırmış, rektör Murat Tuncer ise faşistlere sahip çıkarak saldırıya uğrayan üniversitelilere soruşturma açmıştı. 50’den fazla üniversiteliye açılan soruşturmalar 3-4 Nisan tarihlerinde yapılacak. Üniversiteliler faşistlerin açıkça korunduğu suçlamalara karşı bir faşiste savunma yapacaklar
Hacettepe Üniversitesi’nde üniversitelilerin şartlarını dinleyerek yerine getirme konusunda adımlar atan ve bunun için “demokrasi kahramanı” ilan edilen rektör Murat Tuncer‘in maskesi düştü. Tuncer, 28 Şubat tarihinde Beytepe Yerleşkesi’nde yaşanan Hocalı provokasyonun ardından sözünü tuttu ve saldırıya uğrayan üniversitelilere soruşturma açtı.
Üniversite tarafından açılan soruşturmada şu cümlelere yer verildi:
“Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü, Edebiyat Fakültesi Bedrettin Cömert Salonu’nda 28 Şubat 2012 Cuma günü, öğleden sonra saat 13.30’dan itibaren Türkçe Topluluğu ve Maliye Topluluğu tarafından önceden duyurulmuş olarak müştereken düzenlenen ‘Hocalı Şehitlerini Anıyoruz’ adlı etkinlik esnasında, daha belgesel gösterimi başlar başlamaz, etkinliği söz ve tehditlerle engellemek; etkinliği düzenleyen öğrencileri darp etmek; etkinliğin ardından da düzenleyen öğrencileri tehdit etmek; Edebiyat Fakültesi A Kapısının iç kısmına barikat kurmak amacıyla çöp kovalarını fırlatıp camları kırmak, kameraları kırmak; tüm eylemler sırasında kamu malına zarar vermek iddiaları ile Y.Ö.K., Yükseköğretim Öğrenci Disiplin Yönetmeliği çerçevesinde Hacettepe Üniversitesi’nin 5 Mart 2012 tarih ve 115-686 sayılı yazısıyla hakkınızda soruşturma açılmış bulunmaktadır”.
ÖGB ve polis tutanakları bile yalanlıyor
Üniversite yönetiminin tebligatına karşın özel güvenlik birimlerinin ve okul içindeki sivil polislerinin tutanaklarında olay, “Edebiyat Fakültesi A Kapısı önünde biriken 150 kişilik grubun ‘Karabağ Bizimdir Bizim Kalacak’ şeklinde slogan attıkları, Edebiyat Fakültesi’nin camlarını kırdıkları, tüm uyarılara rağmen dağılmadıkları” şeklinde anlatıldı.
Rektörlük faşistleri kimliksizleştirdi
Saldırıyı gerçekleştiren faşistler, soruşturma tebligatında “isimleri tespit edilemeyen 150 kişilik grup” ifadesiyle yer aldı. Oysa saldırıya uğrayan üniversiteliler, faşistlerin kimliklerini ve sosyal medyada saldırıyı sahiplenen ifadelerini okula iletmiş, saldırganlar hakkında şikayetçi olmuştu.
Ancak okul yönetimi tüm şikayetlere ve itiraflara karşı faşistlerin kimliklerini tespit edemedi.
Saldıran da faşist, soruşturan da
Hacettepe Üniversitesi’nde açılan soruşturmalara atanan kişiler de dikkat çekici. Rektörlük tarafından Soruşturma Komisyonu Başkanlığı’na getirilen Doç.Dr. Derviş Kılınçkaya, 1995 yılında MHP milletvekilliğine aday olmuştu.
Türkeş hayranlığıyla da bilinen Kılınçkaya, Türk Ocakları tarafından düzenlenen “Liderlik ve Alpaslan Türkeş” başlıklı panelde konuşma yapmıştı.
Beytepe Kolektif: ‘Barikat savunma amaçlıdır’
Soruşturmaların açılmasının ardından Beytepe Öğrenci Kolektifi yazılı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Barikat kurmak, sanıyoruz ki tarihte ilk defa bir suçlama olarak yöneltilmektedir. Barikatlar saldırı amaçlı değil, savunma amaçlı oluşturulur. Edebiyat Fakültesi önünde 150 kişilik güruh ellerinde sopalarla beklerken, tekbir getirirken ve içinde bulunduğumuz Edebiyat Fakültesi’ni taşlarken barikat oluşturduğumuz doğrudur; can güvenliğimizi sağlamamız için bu zaruridir”.
4-5 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek soruşturmaya çok sayıda öğrencinin gireceğini açıklayan Beytepe Öğrenci Kolektifi, masumiyet karinelerinin hiçe sayıldığını, üniversitelilerin ise saldırganlarla ideolojik bağı olan bir ismin başkanlığındaki bir heyete savunma yapmaya zorlandığını belirtti.
Suçlamaların, her öğrencinin 2-3 kez “yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası” alabileceği suçlamalar olduğunu hatırlatan üniversiteliler, 50’nin üzerinde üniversitelinin hayatının söz konusu olduğunun da altını çizdi.
Beytepe’de neler yaşanmıştı?
İstanbul Taksim’de 26 Şubat tarihinde Hocalı Katliamı’nı protesto eyleminin faşist bir gösteriye dönüşmesinin ardından Ankara’da Hacettepe Üniversitesi ve SBF’de faşist provokasyonlar yaşanmış, faşistler üniversitelilere saldırmıştı. 28 Şubat’ta Hacettepe Üniversitesi Beytepe Yerleşkesi’nde “Hocalı şehitlerini anıyoruz” başlıklı bir etkinlik yapan faşistler, etkinlikte ırkçı söylemlerin kullanılması üzerine üniversiteliler tarafından protesto edilmişti. Protestonun ardından yaklaşık 150 faşist yerleşkeye girmiş ve Edebiyat Fakültesi içinde bulunan üniversitelilere saldırmış, fakülteyi de taş yağmuruna tutmuştu.
Saldırının hemen ardından Hacettepe Üniversitesi’nin rektörü Murat Tuncer, okulun resmi internet sayfasında faşistleri sahiplenmiş, saldırıya uğrayan üniversitelilere soruşturma açacağını açıklamıştı.
Yerleşkede yaşanan faşist provokasyon, 6 Mart tarihinde üniversiteliler tarafından protesto edilmiş, saldırının yaşandığı Edebiyat Fakültesi’nden rektörlüğe bir
yürüyüş gerçekleştirilmişti.
Sendika.Org/ Ankara