Halkevciler hazırlıklara sabah saatlerinde başladı. Binanın etrafını ve salonu balonlar, pankartlarla süsledi.

Erken saatlerden itibaren kapı girişlerinde uzun kuyruklar oluştu.

Programın girişine saatler kala salon dolmuştu.

Program Anadolu Ateşi’nin gösterisiyle başladı.

Açılış konuşmasını Halkevleri Genel Başkanı yaptı. 80 yıldır özgürlük, demokrasi ve halkın hakları için omuz omuza verdikleri yol arkadaşlarını selamlayan Birol, Halkevleri’nin halkın kaderini değiştiren önemli adımlar attığını anlatarak, “Halkevleri 12 Eylül karanlığına karşı Halkın Muhalefet Evi oldu. Sömürgecilere karşı bağımsızlık, şovenizme karşı kardeşlik, savaşa karşı militan bir barış kürsüsü oldu. Kocaeli depreminde bir dayanışma eviydi. Van depreminde çocukların oyun arkadaşı oldu. Doğası için deresi için Hopa’da Metin Lokumcu, Tortum’da Leyla, Sinop’ta Gerzeli bir köylü oldu.” Birol bu şenliğin karanlığı yırtacak gücün halkın ellerinde olduğunu gösteremesi için bir işaret fişeği olmasını istedi.

Halkevleri’nden yetişen Yavuz Bingöl sahneyi 160 çocuğun oluşturduğu Halkevleri Çocuk Korosu ile paylaştı. Halkevleri Çocuk Korosu, Fatsa Çocuk Korosu’nun geleneğini sahneye taşıdı. Çocuklar, Hrant Dink anısına Yavuz Bingöl’le birlikte “Sarı gelin” şarkısını söyledi. Yavuz Bingöl, “Örgütlemişler baharı” şarkısıyla kalabalığı coşturdu.

Agire Jiyan ve Diyarbakır Sur Belediyesi Gençlik Korosu “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganıyla çıktı. Dinleyiciler halaylarını “Şemmamme”yle çekti. Ekibin ezgilerinden sonra, halk için belediyecilik anlayışı için konser alanında olan Diyarbakır Sur Belediyesi Başkanı Abdullah Demirbaş’a teşekkür edildi.

Anadolu’nun ezgilerini evrensel müziğe armağan eden İsmail Hakkı Demircioğlu ve Erkan Oğur alışılageldiği üzere birlikte sahne aldı.

Yeni Türkü 80’lere damgasını vuran şarkısını “Maskeli balolar sürüyor” diye anons etti. Ardından Şevval Sam da Yeni Türkü’ye katıldı. Bütün Sinan Erdem onlarla birlikte özgürlük ve demokrasi şarkıları söyledi. Şevval Sam sahnedeyken fonda yer alan Kazım Koyuncu fotoğrafı salondan büyük alkış aldı.

Halkevleri Genel Sekreteri Oya Ersoy, AKP’nin icraatlerini hatırlatıp, halkın taleplerini sıraladığı konuşmasında AKP’nin gerici, piyasacı, Kürt düşmanı, kadın düşmanı politikalarına karşı meydan okuduklarını söyledi. Ersoy konuşmasında 1 Mayıs’a giderken, Halkevleri’nin mücadele programını anlattı. Oya Ersoy, şunları dile getirdi: “AKP, iktidarını sağlama almak için, mezhepçiliğe, ırkçılığa sarıldıkça, Alevilerin kapısına işaret koydukça, Kürt çocuklarını uçaklarla bombaladıkça, biz Alevisiyle, Sünnisiyle, Türküyle, Kürdüyle ‘Yaşasın halkların kardeşliği’ diyeceğiz. Barışın ve kardeşliğin ülkesini kurmak için mücadele edeceğiz.

Hrant Dink’i anarken, Madımak’a yürürken, Newrozlar’da, 1 Mayıs’larda meydanları doldururken yaptığımız gibi, omuz omuza verip faşizme karşı mücadele edeceğiz.

Milyonlar aç, milyonlar işsiz! Diktatörleri, despotları, faşizmi besleyen kapitalizmi ve bu sömürüyü bütün dünyaya hakim kılmak isteyen emperyalizmi alt edene kadar mücadele edeceğiz.

Başbakan’ın söylediği başka, yaptığı başka. Filistin’e dost görünüp, İsrail’e kalkan oluyor. Kaddafi’ye önce selam, sonra işgal ordusu gönderiyor. Daha dün ‘dostum’ dediği Esad’ı bu gün devirmek için Suriye’de iç savaşı kışkırtıyor. ABD bölgemizi ateşe atarken, AKP yangına körükle gidiyor.

Biz sadece emekçi halkları dost bileceğiz. Halkların özgürlük mücadelesi ve barış için diktatörlerin de, emperyalizmin ve işbirlikçilerinin de karşısında olacağız. Deniz’lerden, Mahir’lerden aldığımız güçle mücadelemizi büyüteceğiz.

Emeğimizi ve kimliğimizi yok sayan, bizi güvencesiz ve sendikasız bırakan sermayenin karanlığına karşı; emeğin aydınlık yarınlarını, üretenlerin yöneten olacağı bir dünyayı kuracağız.

Önümüz 1 Mayıs. Karanlığa isyanımız, aydınlık düşlerimiz, özgürlük, demokrasi ve halkın hakları mücadelemiz dört bir yandan alanlara akacak. Coşkumuz, öfkemiz, umudumuz alanlarda buluşacak. Umut direnişle, emek mücadeleyle, halk eviyle buluşacak.

Hopa sokaklarında Tayyip’in zihnine kazıdığımız ‘Tek yol sokak tek yol devrim’ sloganının, dev bir koronun dilinde bir kavga ve umut ezgisine dönüştüğünü göreceğiz.

Ve bir kez daha diyeceğiz ki: ‘…kazananlar mutlaka mücadele edenlerdir.’

Ahmet Telli, Şükrü Erbaş, Ali Ögür Özkarcı, Gonca Özmen, Altay Öktem, Deniz Durukan, Turgay Tanülkü, Altan Gördüm şiirleriyle şenliğe renk kattı.

Hayko Cepkin “Herkes gücümüzü görsün” diyerek söylediği şarkılarla tüm gençleri ayağa kaldırdı.

Bulutsuzluk Özlemi “Hava bedava, su pet şişelerde” dedi. Acil demokrasi istedi. Nejat Yavaşoğulları “karanlığa karşı yarınların daha güzel olacağına inanarak şarkılarımızı söylemeye devam ediyoruz” dedi.

25 bin kişilik dev bir koro Çav Bella söyledi. 1 Mayıs’ta buluşmak alanlarda buluşmak için söz verdi.

Volkan Konak şarkılarını herkes hep bir ağızdan söyledi. Konak sahneyi Melike Demirağ ile paylaştı. Demirağ Arkadaş şarkısını seslendirirken fonda Türkiye’nin kültür sanat hayatına katkısı olan önemli yazar ve sanatçıların fotoğrafları gösterildi. Ahmet Kaya, Yılmaz Güney ve Sabahattin Ali ekranda belirdiğinde salon onlara alkışlarla selam verdi.

Edip Akbayram şarkılarının arasında yaptığı konuşmalarda Halkevleri’nin mücadelesini selamladı ve örgütlü olmak gerektiğini vurguladı. Akbayram’ın şarkılarına dinleyiciler büyük bir heyecanla eşlik etti. Edip Akbayram yumrukları havaya kalkmış 25 bin kişiyle 1 Mayıs marşını söyledi.

Gecenin finali sahne alan şarkıcı ve şairlerin birlikte söylediği Aldırma Gönül ile yapıldı.