Başbakan Erdoğan’la Obama görüşmesinden hemen sonra konuştum. Görüşmenin nasıl geçtiğini sordum “Çok iyiydi ve üstelik çok da tempoluydu. Planladığımızdan uzun sürdü” dedi. “Peki beklediğiniz gibi miydi?” diye sorunca “Bizim görüşmelerimiz her zaman böyle geçiyor. Beklediğim gibi…” Görüşmeden sonra da iki lider başbaşa görüşmeye devam ettiler. Hem Başbakan, hem de Türkiye heyeti görüşmeden çok memnun çünkü […]
Başbakan Erdoğan’la Obama görüşmesinden hemen sonra konuştum. Görüşmenin nasıl geçtiğini sordum “Çok iyiydi ve üstelik çok da tempoluydu. Planladığımızdan uzun sürdü” dedi. “Peki beklediğiniz gibi miydi?” diye sorunca “Bizim görüşmelerimiz her zaman böyle geçiyor. Beklediğim gibi…”
Görüşmeden sonra da iki lider başbaşa görüşmeye devam ettiler.
Hem Başbakan, hem de Türkiye heyeti görüşmeden çok memnun çünkü söylenmesi gereken ne varsa söylenmiş görünüyor.Üstelik de neredeyse bir düzine ciddi konuda…
Seul’de Nükleer Güvenlik zirvesi öncesi yapılan görüşmede önce ve en uzun Suriye konuşuldu. Yaklaşık 45 dakika, Türkiye sınırında büyüyen ve bölgeyi kuşatan tehlike konuşuldu. Erdoğan, ABD’nin doğal olarak Türkiye’den daha az mesai harcadığı konuyu uzun uzun anlattı Obama’ya…Durumun giderek daha dramatik bir hal aldığı ve Esad’ın artık geri dönüşsüz yolda olduğu konuşuldu. ABD’nin de aynı görüşte olduğu biliniyor ancak tabloda bir muhalifler sorunu var. Suriye’deki muhalefet hala yeterince güçlü değil. Mesela, Libya’da Kaddafi’ye karşı olduğu gibi. Bu da dünyayı Suriye ye bası konusunda yavaşlatırken aynı zamanda Esad’ın halkına yaptığı zulmü de kolaylaştırıyor.
Erdoğan, Suriye muhalefetinin genel karakterini ülkenin kendine özgü şartlarını ABD Başkanı’na anlattı. “Suriye halkı için zaman azalıyor” mesajını güçlü bir şekilde verdi. Obama da bir entegre stratejinin gereğine ve bütün muhalif unsurların da sürece katılması gereğine inanıyor. .
Görüşmede muhalefetin nasıl güçleneceği konusunun önemine değinildi. Seul buluşmasının en önemli noktasının İran bahsiyle birlikte Suriyeli muhalifler konusu olduğu anlaşılıyor.
Bu bağlamda önümüzdeki 2-3 hafta çok önemli görünüyor. Esad yönetimine yönelik baskı daha da artacak… Elbette bir müdahale üzerinde konuşulmuyor ancak Esad’ın uluslararası destekle katliamlara devam etmesine de müsaade edilmesi sözkonusu değil.
ABD Başkanı Obama, Türkiye’nin bakış açısına çok önem veriyor ve yol haritasının belirlenmesinde Erdoğan’ın önerilerini dikkate alıyor. İki lider, bu açıdan Rusya’nın da Suriye konusunda uluslararası hukuka uygun davranması gerektiğini belirtiyorlar. Fırsat bulunursa ikisi de Medvedev’le konuyu görüşecek.
Tek konu Suriye değildi elbette.
İran, İsrail, Irak, PKK, Azarbaycan-Ermenistan, Kıbrıs da konuşuldu. Emeni tasarısı da, Obama’nın kızlarını yetiştirmek için kendisinden daha tecrübeli olan Erdoğan’ın tavsiyelerinden yararlandığı da…
Bölgeyle ilgili dosyaların hemen hepsi birbiriyle bağlantılı.Hepsinde de Türkiye’nin aldığı rol veya pozisyon çok önemli. Obama da bunu dile getiriyor. Bu açıdan Başbakan’ın Güney Kore dönüşü İran’a yapacağı ziyaret kritik değer taşıyor.
Görüşmede Kürecik radar üssü da gündemdeydi. Obama açık ve net bir şekilde bu konudaki tartışmaları bitirerek, “Kürecik’teki radar kesinlikle bir NATO uygulamasıdır” dedi.